Meslek mensubu tanımı ile 3568 sayılı yasa ile yetki almış ve faaliyet gösteren Serbest Muhasebeci Mali Müşavirleri (SMMM) ve Yeminli Mali Müşavirler (YMM) kast edilmektedir. Söz konusu meslekler kariyer meslek olup, mesleğe giriş ve çalışma usul ve esasları 3568 sayılı Meslek Kanunu ile düzenlenmiştir. Şu an ülkemizde yaklaşık 120.000 SMMM ve yine yaklaşık 5 bin kayıtlı YMM bulunmaktadır. Meslek mensupları mükellefler ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında köprü görevini başarı ile yerine getirmektedir.

Bize göre meslek mensupları ücretlerini mükelleflerden alsalar ve mükellef adına hareket ederek çalışsalar da daha çok kamu adına hizmet vermektedir. Maliye idaresi birçok konuda meslek mensuplarından destek almakta, yapılacak iş ve işlemlerin meslek mensupları aracılığı ile yapılmasını istemekte ve beklemektedir. Ancak kamudaki e-uygulamaların öncülüğünü yapmakta olan maliye idaresi bu konuda zaman zaman yetersiz kalmakta, sistem belli dönemlerde çökmekte ve veya e-uygulamalar üzerinde yapılabilecek bazı uygulamalar manuel olarak yapılmaya devam etmektedir.

Diğer taraftan, “poşet beyannamesi”nde olduğu gibi, görev tanımına girmeyen birçok konunun meslek mensupları tarafından yapılması istenerek hem iş yükleri artırılmakta, hem de motivasyonları gereksiz yere bozulmuş olmaktadır. Sık sık çıkarılan vergi afları ve yapılandırmalar ise meslek mensuplarını önemsizleştirmekle kalmayıp aynı zamanda iş yüklerinin gereksiz yere artmasına neden olmaktadır. Ek olarak, meslek mensuplarının da hakkı olduğunu düşündüğümüz Arabuluculuk yetkisi henüz meslek mensuplarına verilmemiştir.

Pandemi sürecinde de Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı vergi dairelerinde çalışan personelleri korumaya almak amaçlı dönüşümlü çalışma, elden yerine CD veya mail ortamında evrak iletimi gibi uygulamalara geçilirken, meslek mensupları bu olanaklardan yoksun durumdadır. Pandemi döneminde hayatını kaybedenlerin meslek gruplarında sağlık çalışanları birinci sırayı alırken, meslek mensupları ikinci sırayı oluşturmaktadırlar.

Tüm bu değerlendirmelere ek olarak, yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılan “MASAK - Meslek Mensupları ile İlgili Sektör Raporu” gündeme oturmuş bulunmaktadır. Söz konusu raporda bize göre en çarpıcı bölüm SMMM ve YMM’lerin 5549 sayılı Kanun kapsamında kimlik tespiti ve şüpheli işlem bildirimi yükümlülüklerinin T.C. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 11.02.2015 tarih ve 2015/330 numaralı kararının TÜRMOB’a tebliğ edildiği 09.10.2015 tarihten itibaren başlamış olduğu ifadesidir. Devamında ise “Burada önemli olan muhasebecilerin her ay düzenli olarak 5 bin TL’nin üzerinde olan mal alım ve satımlarını göndermeleri değil, asıl o mal alım ve satımlarının içeriğine nüfuz etmektir ki, bu durumu sadece rakamsal veriler üzerinden karşılaştırma yapabilen Gelir İdaresi Başkanlığı tespit etmesi mümkün görünmemektedir. Mal alım ve satımlarının içeriğini, kimlerden alınıp kimlere satıldığını, ne tür meslek mensuplarının ne tür mal alım ve satımı gerçekleştirdiğini, gerçekte hangi rakamlar ve hangi miktarlar üzerinden alım satımın yaptığını, yani kısacası faturaların içeriğini ancak bunu kayıtlara geçiren muhasebeciler anlayabilirler.” tarzından bir gerekçe ile “ Meslek mensuplarının “Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik”in 57’nci maddesine göre “Kanunsuz İşlemleri Bildirim Yükümlülüğü” bulunmaktadır. Bu kapsamda, bağımsız denetçi olarak görev yapan meslek mensupları denetim faaliyeti sırasında tespit ettikleri mevzuat hükümlerine aykırı hatalı ve hileli işlemleri aynı zamanda MASAK’a şüpheli işlem olarak bildirmelidirler.” Şeklinde bir tavsiye kararı yayınlanmıştır.

Yani MASAK ta mali müşavirlerden, yeminli mali müşavirlerden ve hatta mesleğin değişik bir kolu olan bağımsız denetçilerden kimlik tespiti ve şüpheli işlem bildirimi istemektedir. Hatta bu konuda Meslek mensuplarının gerekli özeni göstermediklerinde altı çizilerek eleştiri konusu yapılmıştır.

Yani yapılan her yeni düzenleme ile sürekli artan bir iş yoğunluğu bizleri bekliyor. Ama bizlerin bu iş yüklerine tahammülümüz ne derece kaldı bunu sorgulamak gerek!

Dünya | Yılmaz SEZER