Ağaçlarla Uğraşmaktan Ormanı Görememek!

Rahmetli Hocam Prof. Dr. Şükrü Kızılot yazılarında "ağaçlarla uğraşmaktan ormanı görememek" şeklinde bir sözü sıkça kullanırdı. Bence de çok doğru bir söz, vergilendirmede bu kadar kayıt dışılık ve kayıt dışı alan varken, Maliye’nin tüm enerjisini zaten kayıt altında olan ve üstelik ciddi vergi yükü taşıyan bu ve benzeri konulara yoğunlaştırması oldukça ilginç ve bir o kadar da şaşırtıcı!

Kişisel görüşümüze göre, gayrimenkul ve binek otomobillerin artık vergi gündeminden çıkarılması, yerine yeni güncel konuların alınması şart.
 

Şirketler Kimlere Özel Araç Tahsis Ediyor?

Şirketler CEO, Yönetim Kurulu Üyeleri, CFO ve diğer üst düzey yöneticilerine eve gidip gelmeleri ve işte kullanmaları amacıyla araç tahsis ediyor. Üstelik, bu yeni bir uygulamada değil, yıllardır yapılıyor. Vergi uygulamasında uzunca bir süre bu konuda herhangi bir sıkıntı ile karşılaşılmadı. Ancak, bazı konularda yasal mevzuatta bir değişiklik yapılmasa da, idari yorumun değişmesi ile bir anda her şeyin alt üst olabildiğine şahit oluyoruz.

İşte, bunun en güzel örneklerinden birisi de, şirketlerin CEO, Yönetim Kurulu Üyeleri, CFO ve diğer üst düzey yöneticilerine araç tahsis etmeleri.
 

Maliye, Personele Tahsis Edilen Araçların İş Dışı Kullanım Giderlerini Net Ücret Olarak Kabul Ediyor!

Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre, yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleri ile şirket personeline ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler ücret olarak kabul ediliyor.

Maliye; CEO, Yönetim Kurulu Üyeleri, CFO ve diğer üst düzey yöneticilere tahsis edilen araçların iş dışı kullanım (işe geliş̧ - gidiş, hafta sonu tatili, bayram tatili vb.) giderlerini net ücret olarak kabul ediyor ve ücret olarak vergilendirilmesini istiyor. Bu konuda verdiği bir özelgenin özeti şu şekilde:

“Şirket personelinin işyerine geliş gidişlerini kolaylaştırmak amacıyla toplu taşıma dışında tahsis edilen araçlar ile CEO, Yönetim Kurulu Üyeleri ve CFO’lara bu sıfatları dolayısıyla tahsis edilen araçların, işle ilgili olarak kullanılmadıkları (işe geliş - işten dönüş, hafta sonu tatili, bayram tatili vb.) dönemlere ilişkin giderlerinden Şirketler tarafından karşılanan kısmının net ücret olarak kabul edilmesi ve bu ödemelerin Gelir Vergisi tevkifatına tabi tutulması, bu şekilde tevkifata tabi tutulan brüt tutarların ise kurum kazancının tespitinde indirilecek gider olarak dikkate alınması gerekir.”  (GİB. İzmir VDB’nin 17.01.2012 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-48 sayılı Özelgesi).

Maliye’nin, şirket personeline tahsis edilen araçların iş dışı kullanım giderlerine yaklaşımı bu şekilde!
 

Vergi İncelemelerinde İlk Bakılan Konular Arasında!

Vergi İncelemelerinde, şirketlerin CEO, Yönetim Kurulu Üyeleri, CFO ve diğer üst düzey yöneticilere araç tahsisi, ilk bakılan konular arasında. Böyle bir araç tahsisi varsa, bu araçların iş dışında kullanılıp kullanılmadığı araştırılıyor. Tahsis edilen araçlar iş dışında da kullanılıyorsa, örneğin işe geliş̧- gidiş, hafta sonu veya bayram tatillerinde de kullanılıyorsa, bu iş dışı kullanımlara ilişkin giderler net ücret olarak kabul edilerek brütleştiriliyor ve şirketler adına vergi ziyaı cezalı gelir vergisi stopajı tarhiyatları yapılıyor.

Giderlerin büyüklüğüne göre, tarhiyat yapılacak gelir vergisi stopajı ve vergi ziyaı cezasının tutarı da artıyor.
 

Danıştay: CEO, Yönetim Kurulu Üyeleri, CFO ve Diğer Üst Düzey Yöneticilere Tahsis Edilen Araçların Akaryakıt Giderleri Ücret Olarak Değerlendirilemez!

Bu konuda yapılan bir tarhiyatın yargıya taşınması üzerine Danıştay verdiği kararda;

“Şirketler tarafından CEO, Yönetim Kurulu Üyeleri, CFO ve diğer üst düzey yöneticilere araç tahsis edilerek akaryakıt dahil tüm giderlerinin karşılanmasının bu araçların işte kullanıldığı gerçeğini değiştirmeyeceğini, sayılan kişilerin işle ile ilgili olarak kendi araçlarını kullanmaları halinde akaryakıt giderlerinin şirketler tarafından karşılanmasında da aynı durumun söz konusu olduğunu, bu nedenle tahsis edilen araçların akaryakıt giderleri ile kendi araçlarını kullananların karşılanan akaryakıt giderlerinin net ücret olarak değerlendirilemeyeceğini, bu giderlerin brüte iblağ edilerek brüt ücret olarak gelir vergisi stopajına tabi tutulamayacağını”

açıkladı (Danıştay 4. Dairesi’nin 25.9.2012 tarih E. 2010/5654, K. 2012/4557 sayılı Kararı).

Yalnız bu kararda dikkat çeken ve karara esas alınan ince noktalar; akaryakıtın şirketin anlaşmalı akaryakıt istasyonlarından taşıt tanıma, otobil, taşıt ünitesi ve benzeri elektronik ortamlarda alınması, akaryakıt sarfiyatının şirket tarafından takibi, alış faturalarının şirket adına düzenlenmesi.
 

Danıştay Haklı, Araçlar İşle İlgili Tahsis Ediliyor, Giderlerinin Şirket Tarafından Karşılanması da Son Derece Normal!

Gelir Vergisi Kanunu’nun ücretle ilgili 61. Maddesinin incelenmesinden de fark edileceği üzere, Kanunda ücretin tanımı çok geniş yapılmış olup, çalıştırılan kişilerle ilgili nakdi ve ayni her şeyin ücret tanımına dahil edilmesi mümkün. Bu son derece sakıncalı.

Yazımıza konu olayda da, şirketler işlerinin gördürülmesi için belirlediği şartları taşıyan çalışanlarına araç tahsis ediyor ve giderlerini karşılıyor. Bu tamamen iş ve işin gördürülmesi ile ilgili, çalışanların cebine giren bir şey yok. Bu nedenle, söz konusu giderlerin, çalışanlara sağlanan menfaat olarak değerlendirilmemesi gerekir. Aksi halde, yorumla ilgili ilgisiz her şey ücret tanımına dahil edilebilir.

Bu nedenle, Maliye’nin görüşüne katılmıyorum.
 

Peki, Binek Otomobillerin Giderlerine Getirilen Yüzde 70 - 30 Kısıtlaması Bu Sorunu Çözer Mi?

Maliye, 7194 sayılı Kanunla yaptığı düzenleme ile, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, binek otomobillere ilişkin giderlerin kurumlar vergisine esas kazançtan indirimini, yüzde 70 ile sınırlandırdı. Binek otomobillere ilişkin giderlerin kalan yüzde 30’unun ise KKEG olarak dikkate alınması gerekiyor. Bu düzenleme 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girdi (GVK Mad. 40,68).

Gider kısıtlaması düzenlemesinin nedeni ise, şirketlere ait binek otomobillerin iş yanında özel ve şahsi ihtiyaçlar için de kullanılması.

Bize göre, binek otomobillerin giderleri ile ilgili olarak yapılan yüzde 70 - 30 kısıtlamasına ilişkin düzenleme, yaşanan bu sorunu çözdü.

Şirketlere ait binek otomobillerin özel işlerde kullanıldığı peşin olarak kabul edilerek, giderlerinin yüzde 30’unun safi kazancın tespitinde gider olarak düşülmesine izin verilmemesi, Şirketlerin CEO, Yönetim Kurulu Üyeleri, CFO ve diğer üst düzey yöneticilere tahsis ettikleri araçların kullanım giderlerinin net ücret olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceğine ilişkin sorunu da kendiliğinden çözdü.

Bize göre, artık bu tür araç tahsislerinde, araçların giderlerinde yaşanan ücret tartışması kendiliğinden sona ermiş oldu. Çünkü, söz konusu araçların giderlerinin yüzde 30’u peşinen KKEG olarak matraha ilave edilip vergilendirildiğinden, bunun net ücret olarak çalışanların ücretlerine ilave edilip bir daha vergilendirilmemesi gerekir.

Ne dersiniz?

OgünHaber   | Abdullah TOLU