1 YILDIR BİTMEYEN VERGİ İNCELEMELERİ 1 AYDA BİTİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Bugün sizlere, vergi mükellefi bir şirkete yazılan vergi inceleme raporundaki eleştirileri aktararak; VUK'nun 359. maddesinin neden değiştirilmesi gerektiğini, bu maddenin nasıl müfettişler tarafından mükellefleri adam etme ve haddini bildirme aracı olarak kullanıldığını anlatmak istiyorum

Devam eden vergi incelemelerine ait raporların 2 Ağustos 2021 tarihine kadar vergi dairesi kayıtlarına girme zorunluluğu nedeniyle, Vergi Müfettişleri ve Rapor Değerlendirme Komisyonları'nın yoğun mesaisi devam ediyor.1-20 Temmuz tarihleri arasında mali tatil hükümlerinin uygulanacak olması; incelemelerin alelacele bitirilmeye çalışılmasına ve vergi inceleme raporlarının şeklen okunarak, işleme alınmasına neden oluyor. Bir yıldan fazla süredir bitirilmeyen vergi incelemeleri, son bir ayda bitirilmeye çalışılıyor.;
 

ÇİFTE STANDART

Bazı vergi müfettişleri matrah artırımından yararlanılması durumunda, vergi incelemelerine son vereceklerini ifade ederken, bazıları aynı durumda olan mükelleflerle ilgili olarak vergi incelemelerini bitirmek için çok yoğun mesai harcıyor. Öyle ki, devletin dili yazı olmasına rağmen, mükelleflere tanınması gereken süreler tanınmıyor, alacaklı gibi mükellefler telefonla taciz ediliyor. Çifte standart uygulanan birçok örnek yaşanıyor.
 

NASIL YAPILIYOR?

Bugün sizlere, vergi mükellefi bir şirkete yazılan vergi inceleme raporundaki eleştirileri aktararak; VUK'nun 359. maddesinin neden değiştirilmesi gerektiğini, bu maddenin nasıl müfettişler tarafından mükellefleri adam etme ve haddini bildirme aracı olarak kullanıldığını anlatmak istiyorum. İstanbul'da faaliyette bulunan bir şirket aktifinde bulunan bir aracı bir şirkete satıyor, o şirketten bir başka araç alıyor. Satış işleminden o şirkete borçlu kalıyor, borçlu kaldığı tutarı da ilgili şirkete banka havalesi yolu ile ödüyor. Bu şirket, otomobil alım satımı yapan bir başka şirketten de iki araç daha alıyor. Bu araçlardan bir tanesi sıfır araç ve bayilik sözleşmesi kapsamında alınıyor. İkinci el araç ise, noter satış sözleşmesi ve fatura karşılığında alınıyor, ödemeler banka havalesi ile yapılıyor. Bu ana kadar anlattıklarımda size olağanüstü gelen bir durum olduğunu sanmıyorum, ama bundan sonraki anlatacaklarıma inanamayacaksınız.
 

İNANMAK ZOR

Vergi müfettişi raporunda; otomobil alım satımı yapılan bu iki şirketle ilgili düzenlenen vergi tekniği raporlarında bu iki şirketin 2015 ve 2016 yılında düzenlemiş olduğu bütün faturaların sahte olduğu tespiti yapılmasını gerekçe göstererek, bu firmalardan alınan araçlar ile ilgili düzenlenen faturalarda yer alan katma değer vergilerinin indirimini reddediyor ve mükellef şirkete bilerek sahte fatura kullanmaktan üç kat vergi ziyaı cezası kesiyor. İş tabi ki burada bitmiyor. Mükellef şirketin yönetim kurulu üyeleri ile ilgili, bilerek sahte fatura kullanmaktan suç duyurusunda bulunuluyor. Yönetim kurulu üyeleri, Asliye Ceza Mahkemesinde 3 yıldan 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacaklar. İnanmak zor değil mi?

Vergi Usul Kanunu'nun 359.maddesinde; “Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir” tanımlaması yapılmış iken; şasi numaraları, noter satış sözleşmeleri ve faturaları mevcut olan ve bedelleri banka havalesi ile ödenen araç satışları nasıl yok sayılıyor? Mükellef şirket yönetim kurulu üyeleri, bilerek sahte fatura kullanmaktan nasıl hakim karşısına çıkartılıyor?
 

RAPOR OKUNMUYOR MU?

Bu raporlar okunmuyor mu? Okunuyor ise, raporları kimler okuyor?

Raporu yazan müfettiş arkadaş lütfetmiş, raporunda; “mükellef kurumun sahte faturalarda görünen emtiaları gerçekten aldığı ve sahte faturada yer alan maliyetlere gerçekten katlandığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle kurumlar vergisi yönünden eleştirilecek bir husus yoktur” diyor. Böyle rapor yazılamaz, hayal ürünüdür diyenler için; raporların tarih ve sayısını da paylaşıyorum. (27.05.2021 tarih 2021-A-7348/15 ve 07.06.2021 tarih 2021-A-7348/17)
 

VERGİ İNCELEMESİNDEKİ AMAÇ HATIRLATILMALI

Vergi Usul Kanunu'nun 134. maddesine göre; “Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.” Son yıllarda bu amaçtan uzaklaşıldığı, vergi müfettişlerinin kendilerini mali polis ya da savcı hatta hâkim gibi gördüklerini müşahede ediyoruz. İdari örgütlenme modeli de bunu destekliyor. Kaçakçılık 1,2,3 gibi birimler kuruluyor. Yazıyı alan mükellefler korksun isteniyor. Mükellefleri hapis tehdidi ile vergiye uyumlu mükellef haline getiremezsiniz. Genel katma değer vergisi oranını %18'den %8'e indirin bakalım, sahte fatura düzenleme ve kullanma fiilleri asgariye inmiyor mu?

Vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır” hükmünü unutursanız; mükellef değil, devlet kaybeder. Ülkemizde, 8.500 vergi müfettişi var. İşini çok iyi yapan, mevzuatı takip eden ve mükellefi potansiyel suçlu olarak görmeyen oldukça fazla sayıda müfettiş olduğunun altını çizmekle beraber; münferit olumsuz örneklerin sayısının aritmetik olarak arttığı tespitini de yapmam gerekiyor.

SUÇ DUYURUSUNDA TARİHİ REKORLAR

Ülkemizde özellikle son on yılda, 2.5 yılda bir matrah artırımı hükümlerini içeren kanunar çıkartıldı. 2016 yılında çıkartılan 6736 sayılı Kanun'da, matrah artırımı yapan mükelleflerle ilgili Vergi Usul Kanunu'nun 367. maddesi kapsamında vergi incelemesi yapılabileceğine dair hüküm yoktu. 2018 yılına çıkartılan 7143 sayılı Kanun'da matrah artırımı yapmış olan mükelleflerin Vergi Usul Kanunu'nun 367. maddesi kapsamında incelenebileceklerine ilişkin hüküm konuldu. Bu durumda olan mükellefler inceleniyorlar, kendilerine vergi ve ceza içeren tarhiyat yapılamıyor ancak VUK 359 kapsamında işledikleri suçlarla ilgili olarak haklarında suç duyurusunda bulunularak, Asliye Ceza Mahkemelerinde yargılanmaları sağlanıyor.

Son üç yılda yapılan vergi incelemelerinin büyük bir bölümü (sahte belge kullanma) matrah artırımında bulunan mükelleflerle ilgili Vergi Usul Kanunu'nun 367. maddesi kapsamında yapılan incelemelere ayrıldı. Maliye Bakanlığı, 2015-2016-2017-2018-2019-2020 ve 2021 yılının Temmuz ayına kadar yapılan suç duyurusu adetlerini açıklarsa, durumun vahameti çok net anlaşılacaktır.

Sözcü | Nedim TÜRKMEN