I.GİRİŞ
Konkordato mevzuatı kapsamında 2018 yılının Mart ayında yayınlanan 7101 sayılı Kanun ile 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda önemli değişiklikler yapılmak suretiyle kötüye kullanım ve istismarın önüne geçmek adına iflas ertelemesi müessesesi yürürlükten kaldırılmış ve yerine konkordato müessesesi getirilerek detaylı bir şekilde düzenlenmiştir.
Ekonomide yaşanan nakit sıkıntısı, kredi limitlerinin düşük tutarlarla sınırlandırılması ve faiz oranlarının ticari karların kaldıracağı nispetlerden yüksek olması 2023 yılı ile 2024 yılının ilk altı ayı itibariyle yaklaşık 1200 civarında konkordato kararı verilmiş işletmeler bulunmaktadır.
Bu yazımızda konkordato ilan eden işletmelerden olan alacakların itfasına ilişkin hususlar değerlendirilmiştir.
II.KONKORDATO SÜRECİNDE ŞÜPHELI ALACAK AYRILMASI
Konkordato müessesesi, Geçici Mühlet veya Kesin Konkordato olmak iki süreç şeklinde tezahür etmektedir. Her iki süreç kararında da borçlu aleyhine takip yapılması mümkün olmadığı gibi önceden başlayan takipler de durmakta; ihtiyati tedbir ihtiyati haciz kararları dahi uygulanamamaktadır.
Gelir İdaresi tarafından verilen mükerrer ve mukarrer özelgeler ile 2019/112 sayılı VUK Sirküleri kapsamında konkordato kapsamına giren alacaklarda şüpheli alacak karşılığı ayrılmasına ilişkin olarak takip alt başlıklarda idari görüşünü açıklayarak uygulamaya yön vermiştir.
II.1.Küçük Alacaklar
213 sayılı Kanunun 323.maddesi uygulamasında, ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olan dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaklar (2024 yılı için 14.900,00 TL) herjangi bir işleme gerek kalmadan şüpheli alacak sayılmakta ve münhasıran karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır.
II.2.Geçici Mühlet Kararından Önce Dava veya İcra Safhasında Olan Alacaklar
Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına gelmiş alacaklarda alacaklı şirket tarafından şüpheli alacak karşılığı ayrılmış olması halinde mahkeme tarafından geçici mühlet verilmesi durumunda ayrılan karşılığa ilişkin herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
II.3.Geçici Mühlet Kararından Önce Dava veya İcra Safhasında Olmayan Alacaklar
2004 sayılı Kanunun 288.maddesi uyarınca, geçici mühlet kararı kesin mühletin hukuki sonuçlarını doğurmakta olduğundan ve geçici mühlet kararı ile birlikte takip yapılması mümkün bulunmadığından, geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal ettirilmemiş alacaklar için geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir.
II.4.Geçici Mühletin Kaldırılarak Konkordato Talebinin Reddedilmesi
2004 sayılı Kanunun 287 ve 288.maddeleri uyarınca, geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin karar verilmiş olması durumunda;
- Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş olması nedeniyle karşılık ayrılan alacaklar için herhangi bir düzeltme yapılmaması,
- Geçici mühlet kararının ilan edilmesi ile karşılık ayrılan alacaklar için ise, ayrılmış olan karşılıkların geçici mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ilişkin kararın ilan edildiği hesap dönemi itibariyle düzeltilmesi (karşılığın iptal edilmesiyle gelir hesabına alınması)
gerekmektedir.
Diğer taraftan, bu alacakların dava veya icra safhasına intikal etmesi durumunda genel hükümler çerçevesinde şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkündür.
II.5.Kesin Mühlet Kararı Verilmesi
2004 sayılı Kanunun 289.maddesi uyarınca, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması durumunda geçici mühlet verilmiş olan borçluya kesin mühlet verilmektedir.
Bu aşamada konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu kabul edilmekle birlikte bu süreçte de alacaklılar tarafından dava veya icra süreçleri yürütülemediğinden daha önce ayrılmış olan karşılıklara ilişkin herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Diğer taraftan; 213 sayılı Kanun uygulamasında şüpheli hale gelen alacak için bu dönemde karşılık ayrılması gerekmektedir.
Dolayısıyla ilgili olduğu hesap döneminde ayrılmayan karşılığın sonraki hesap dönemlerinde dikkate alınması mümkün bulunmadığından geçici mühlet kararının ilan edildiği hesap dönemi itibariyle şüpheli alacak karşılığı ayrılmamış olması halinde sonraki hesap döneminde kesin mühlet kararının ilan edilmesi durumunda şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün değildir.
II.6.Borçlunun Mali Durumunun Düzelmesi Halinde Kesin Mühlet Kararının Kaldırılması
2004 sayılı Kanunun 291 inci maddesi uyarınca, konkordato talebi ile amaçlanan iyileşmenin kesin mühletin sona ermesinden önce gerçekleşmesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi halinde;
- Geçici mühlet kararından önce dava veya icra safhasına intikal etmiş olması nedeniyle karşılık ayrılan alacaklar için herhangi bir düzeltme yapılmaması,
- Geçici mühlet kararının ilan edilmesi ile karşılık ayrılan alacaklar için ise ayrılmış olan karşılıkların konkordatonun reddine ilişkin kararın ilan edildiği hesap dönemi itibariyle düzeltilmesi
gerekmektedir.
Diğer taraftan, bu alacakların dava veya icra safhasına intikal etmesi durumunda genel hükümler çerçevesinde şüpheli alacak karşılığı ayrılmasının mümkün olduğu açıktır.
II.7.Konkordato Projesinin Tasdik Edilmesi veya Reddedilmesi Durumunda Vazgeçilen Alacak Kısmının İtfası
II.7.1.Konkordato Projesinin Tasdik Edilmesi
2004 sayılı Kanunun 306.maddesi uyarınca, konkordatonun tasdiki kararında alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceğinin belirtilmesi gerekir.
Bu kapsamda, alacakların borçlu lehine vazgeçilen kısmı, değersiz alacak niteliğini kazanacak ve değersiz alacak ile bu alacağa isabet eden karşılık, konkordatonun tasdiki kararının ilan edildiği (bağlayıcı hale geldiği) hesap dönemi itibariyle 213 sayılı Kanunun 322.maddesi hükmüne uygun olarak yok edilecektir.
Buna göre; değersiz hale gelen alacak veya alacak kısmı, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybeder ve mukayyet kıymetleriyle zarara geçirilerek yok edilmesi mümkün hale gelir.
İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, bu madde hükmüne giren değersiz alacak veya alacak kısımları, gider kaydetmek suretiyle yok edebilirler.
Projenin tasdik edilmesiyle beraber alacağın vazgeçilmeyen kısmının vadesi ise proje çerçevesinde uzatılmış olacaktır.
Buna göre mahkemece tasdik edilen konkordato projesiyle alacaklı ile borçlu arasında yeni bir borç ilişkisi kurularak eski borç vade/miktar itibariyle yenilendiğinden bu alacaklar, şüpheli alacak olma vasfını kaybedecektir.
Dolayısıyla söz konusu alacaklar için ayrılmış olan karşılıkların, konkordatonun tasdiki kararının ilan edildiği (bağlayıcı hale geldiği) hesap dönemi itibariyle düzeltilmesi gerekir.
II.7.2.Konkordato Projesinin Reddedilmesi
2004 sayılı Kanunun 308.maddesi uyarınca konkordatonun tasdik edilmemesi durumunda; mahkemenin konkordato talebinin reddine karar vermesi, bu kararın 288.madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilmesi ile borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde, borçlunun iflâsına resen karar verilmesi öngörülmüş olup, bu durumda yazımızın (II.2.) bölüm başlığında açıklanan esaslar çerçevesinde işlem yapılması gerekir.
II.8.Dikkat Edilmesi Gereken Diğer Hususlar
213 sayılı Kanunun 323.maddesinde şüpheli alacak uygulaması, alacağın ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesine özgülenmiş olması nedeniyle, bu mahiyette olmayan alacaklar için önceki bölümlerde belirtilen doğrultuda şüpheli alacak uygulamasına gidilmesi mümkün değildir.
213 sayılı Kanun uygulamasında teminatlı alacaklarda şüpheli alacak karşılığı, teminattan geri kalan kısma inhisar ettiği için konkordato uygulamasında da yukarıdaki bölümlerde belirtilen şüpheli alacak karşılığı ancak teminatı aşan kısım için uygulanabilir.
213 sayılı Kanun uygulamasında şüpheli hale gelen alacak için bu dönemde karşılık ayrılması gerekmekte olup ilgili olduğu hesap döneminde ayrılmayan karşılığın sonraki hesap dönemlerinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.
Muaccel hale gelmediği için dava veya icra safhasına intikal ettirilmemiş olan alacaklardan vadesi geçici ve kesin mühlet sürelerine rastlayanlar vadenin dolduğu hesap döneminde şüpheli alacak uygulamasına konu edilebilecektir.
III.DEĞER SİZ ALACAKLARDA KDV İNDİRİMİ
06/04/2018 tarihli ve 30383 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış bulunan 7104 sayılı yasa ile KDV Kanununun 29.maddesinin dördüncü fıkrasına yapılan ekleme ile değersiz hale gelen alacaklara ilişkin hesaplanan ve beyan edilen katma değer vergisinin, alacağın zarar yazıldığı vergilendirme döneminde indirim konusu yapılması mümkündür.
Ancak karşılık ayrılmak suretiyle gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekir.
Buna göre mükellefler, konkordato sürecinde değersiz hale gelen KDV dahil alacaklarla ilgili 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren bu alacaklarına ilişkin olarak daha önce mal teslimi ve hizmet ifası sırasında hesaplayarak tahsil etmedikleri halde beyan ettikleri KDV’leri, alacağın değersiz hale geldiği ve zarar yazıldığı ay KDV beyannamesinde indirilecek KDV olarak göstermek suretiyle indirim konusu yapabilir.
Söz konusu KDV tutarı, alacağın zarar yazıldığı tarihi kapsayan ay’a ilişkin 1 No.lu KDV Beyannamesinin “İndirimler” kulakçığında “İndirimler” tablosunda 111 kod numaralı “Değersiz Hale Gelen Alacaklara İlişkin İndirilecek KDV” satırı aracılığıyla indirim konusu yapılması ve değersiz hale gelen alacağa ilişkin borçlu mükellef bilgilerini içeren beyanname eki form doldurulması gerekir.
Düzeltme işlemi tek taraflı yapılmayacak, borcunu ödemeyip satıcının alacağını değersiz alacak haline getiren alıcı mükellefler de ödemediği KDV’yi düzelterek indirim KDV’den çıkartması gerekir.
Kaynak:
– 7101 sayılı İcra Ve İflâs Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
– 2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu
– 3065 sayılı KDV Kanunu
– İlgili İdari Düzenlemeler
ekovergi.com |