Döviz kurlarındaki son döndemde yaşanan hareketlilik, ekonomik yansımalarının yanında işletmelerin vergisel hesap ve işlemleri üzerinde etkiler oluşturmaktadır. Bu kapsamda, özellikle kur farkı üzerinden KDV hesaplanması uzun yıllardır tartışılan bir konu. Varlığı, işletmeler üzerinde fazladan işyükü ve hukuki ihtilaflara neden olan bu uygulamanın yokluğu ise, dolarizasyona neden olur mu endişesi barındırıyor. Bu yazımda, oldukça karmaşık görünen ve zaman zaman hatalı uygulamalarla karşılaştığımız kur farklarında KDV uygulamasından bahsedeceğim.


Ödeme sırasında ortaya çıkan kur farkları üzerinden KDV hesaplanması

Kur farkı üzerinden KDV hesaplanması gereği, teslim veya hizmete ilişkin bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek belirlenmiş olması ve ödemenin/tahsilatın teslim veya hizmetin ifa edildiği tarihten sonra yapılması durumunda ortaya çıkmaktadır. Çünkü teslim veya hizmetin yapıldığı tarihteki döviz kuru ile ödemenin yapıldığı tarihteki döviz kuru farklılık arzedebiliyor. Mevcut düzenlemeye göre, ödeme sırasında ortaya çıkan kur farkına ilişkin olarak, döviz kurunda artış olması durumunda satıcı tarafından, döviz kurunda düşüş olması durumunda alıcı tarafından KDV hesaplanması gerekiyor. Daha önce tebliğ ile yapılan ve Danıştay nezdinde iptale konu olan düzenleme, 2019 yılında yapılan kanuni düzenleme ile netleştirilmiş oldu.

Örneğin, döviz kuru 10 TL iken 1.000 Euro bedelle satış yaparsanız, 10.000 TL üzerinden 1.800 TL KDV (oran tüm örneklerde %18 olarak dikkate alınacak) hesaplayıp beyan edersiniz. Üç ay sonra döviz kuru 11 TL iken ödemeyi alırsanız ne olur? Bu durumda 1.000 TL kur farkı ortaya çıkıyor. Düzenlemeye göre, 1.000 TL üzerinden ilave olarak 180 TL KDV hesaplayıp beyan etmeniz gerekiyor. Ödeme tarihinde döviz kurunun 9 TL olması durumunda ise müşterinizin size 1.000 TL üzerinden 180 TL KDV hesaplaması gerekiyor. Burada dikkat edilmesi gereken husus, yapılan satış karşılığında tahsilat tutarı her durumda 1.180 Euro. Bu tutar değişmiyor. Sadece ödeme tarihindeki döviz kuruna göre KDV hesabı değişiyor.   

İthalattan veya teslimden önce avans ödemesi yapılmışsa, matrahın tespitinde hangi kuru dikkate almalıyım? 

KDV Kanunu’nun 21’inci maddesine göre, gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar oluşan kur farkları KDV matrahına dahil edilmek durumunda. Yine KDV Kanunu’nun 26’ncı maddesinde, bedelin döviz ile hesaplanması halinde dövizin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği hükmü mevcut. Dolayısıyla, ithalattan önce avans ödenmiş olması durumunda,  ithalat matrahında ödeme tarihindeki değil, gümrük beyannamesinin tescil tarihindeki döviz kurunun dikkate alınması gerekiyor. Aynı husus yurt içinde dövizle yapılan mal ve hizmet alımlarına ilişkin teslim veya hizmetten önce yapılan avans ödemeleri için de geçerli. Bu durumda da KDV matrahı teslim veya hizmetin yapıldığı tarihteki döviz kuru dikkate alınarak belirlenmelidir.  

Örneğin, almış olduğunuz bir siparişe ilişkin malın bedeli olan 2.360 doların (2.000+360 KDV) tamamının teslimden önce avans olarak ödenmiş olduğunu varsayalım. Ödemenin yapıldığı tarihte döviz kuru 9 TL, teslimin yapılarak faturanın düzenlendiği 6 ay sonra ise 10 TL olsun. Bu durumda, KDV matrahının hesabında döviz kurunun 10 TL olarak dikkate alınması gerekmekte olup, 20.000 TL matrah üzerinden 3.600 TL KDV hesaplamanız gerekecektir.

Diğer taraftan, mevcut düzenlemeden mal ithalatına ilişkin ödemenin gümrük işlemlerinden sonra yapılmasından dolayı ortaya çıkacak kur farklarının KDV’ye tabi olmaması gerektiği anlaşılmakla birlikte,  sistemde bulunan aksi yöndeki özelgenin kafa karışıklığına sebep olduğunu söylemek gerekiyor.


Yurt dışından alınan tam tevkifata tabi hizmetlerde kur farkı sebebiyle ilave tevkifat yükümlülüğü

Bilindiği üzere, Türkiye’de KDV mükellefiyeti bulunmayan yabancılardan alınan ve Türkiye’de yararlanılan hizmetler KDV’ye tabidir ve tam tevkifat kapsamında KDV’nin tamamının hizmetten yararlananlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi gerekiyor. Bu hizmet alımlarına ilişkin sorumlu sıfatıyla beyan sonrasında, ödemeye bağlı olarak hizmetten yararlananlar aleyhine ortaya çıkan kur farkları üzerinden hesaplanacak ilave KDV’nin, hizmetten yararlanan alıcılar tarafından ayrıca beyan edilmesi gerekiyor.

Örneğin, döviz kuru 10 TL iken yurtdışından 3.000 Euro bedelli bir danışmanlık hizmeti aldınız. 30.000 TL matrah üzerinden hesapladığınız 5.400 KDV’yi sorumlu sıfatıyla beyan ederek ödediniz. Sözleşmeye göre ödemenin hizmetin tamalanmasından 3 ay sonra yapılması öngörülmüştü ve ödeme tarihinde döviz kuru 10,50 TL oldu. Bu durumda, ödemeye bağlı olarak ortaya çıkan 1.500 TL kur farkı üzerinden hesaplanan 270 TL’nin sorumlu sıfatıyla ayrıca beyan edilerek ödenmesi gerekiyor.
 

İhracat işlemlerinde kur farkı KDV’ye tabi mi?

İhracat teslimlerinde, ödemenin yapıldığı tarihte ihracatçı lehine veya aleyhine ortaya çıkan kur farkları KDV’ye tabi değil. Ancak, ihracatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkının, bedelin %18’i olarak uygulanan azami iade edilebilir KDV hesabında dikkate alınması gerekecektir.

Örneğin 10.000 dolar bedelle bir ihracat teslimi gerçekleştirdiniz. Faturanın düzenlendiği tarihte 10 TL olan döviz kuru, tahsilatı yaptığınız 2 ay sonra 9 TL’ye inmiş olsun. İhracat teslimleri KDV’den istisna olduğu için bu işlem ile ilgili herhangi bir KDV hesaplanmayacaktır. Ancak, bu kapsamda iade edilecek azami KDV sınırı olarak 18.000 TL yerine, 16.200 TL (10.000 X 9 X 0,18) dikkate alınacaktır.


İhraç kayıtlı teslimlerde, imalatçı aleyhine oluşan kur farkı iade alınacak kdv tutarını değiştiriyor!

İhraç kaydıyla teslimlerde, teslim tarihinden sonra imalatçı lehine ortaya çıkan kur farkı üzerinden KDV hesaplanır, ancak tahsil edilmez. Söz konusu KDV tutarı imalatçı tarafından hem hesaplanan hem de indirilecek KDV olarak beyan edilir. İhracatçı ise bu KDV’yi indirim konusu yapmaz.

2017 yılında yapılan değişiklik sonrasında, imalatçı aleyhine ortaya çıkan kur farkları için ihracatçılar tarafından düzenlenecek faturada KDV hesaplanmasına gerek yok. Ancak, imalatçılara bu kapsamda yapılacak KDV iadesinin hesabında, kur farkı bedeline isabet eden KDV kadar bir tutarın iade tutarından düşülmesi gerekiyor. Düzenlemenin, imalatçı açısından olumlu tarafının ise, iade talep dilekçesinin verildiği tarihten sonra ortaya çıkan kur farklarına ilişkin olarak iade hesabında herhangi bir düzeltme yapılmasına gerek olmaması olduğunu söyleyebiliriz.

Örneğin, döviz kuru 10 TL iken 1.000 dolar bedelle ihraç kayıtlı teslimde bulundunuz. Ödemenin yapıldığı tarihte ise döviz kurunun 9 TL olması durumunda, ortaya çıkan kur farkı tutarı olan 1.000 TL üzerinden KDV hesaplanmayacaktır.

Ancak imalatçıya iade edilecek KDV tutarı, ihraç kayıtlı teslim bedeli olarak 10.000 TL değil, 9.000 TL dikkate alınarak belirlenecektir.
 

Tevkifata tabi işlemlerde kur farkı

Tevkifata tabi işlemin bedelinde kur farkı nedeniyle sonradan bir artış ortaya çıkması durumunda, düzenlenecek kur farkı faturasında hesaplanan KDV üzerinden ayrıca  tevkifat yapılması gerekiyor. Burada KDV tevkifatına ilişkin belirlenmiş olan 2.000 TL’lik sınır dikkate alınmıyor.

Alıcı lehine kur farkı oluşması halinde ise, alıcı tarafından düzenlenecek kur farkı faturasında, hesaplanması gereken KDV’nin tevkifata tabi tutulmayan kısmı dikkate alınarak belirlenecek KDV tutarının faturada gösterilmesi gerekir.

Böylece, matrahta oluşan azalma tutarı, tevkifata tabi tutulmayan KDV tutarı ile birlikte, satıcı tarafından alıcıya iade edilir.  Alıcı lehine oluşan kur farkı faturası ile ilgili ayrıca bir KDV tevkifatı yapılmaz.
 

Kur farkı üzerinden hesaplanacak KDV oranı ne olmalıdır?

Kur farkı üzerinden, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte, bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanması gerekiyor. Örneğin, %8 KDV oranına tabi mobilya teslimine ilişkin ortaya çıkan kur farkı faturasında yine %8 üzerinden KDV hesaplanması gerekiyor.
 

Kur farkı üzerinden ödediğim KDV’yi iade hesabına dahil edebilir miyim?

Döviz kurlarındaki hızlı yükselme ve enflasyon, devreden KDV tutarlarının reel olarak erimesine neden oluyor. Dolayısıyla, iade hesabının eksiksiz yapılması ve zamanında alınması daha da önem kazanmış durumda.

Bu kapsamda, iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili olması koşuluyla, kur farkı üzerinden ödenen ilave KDV’nin, iade hesabına dahil edilmesi mümkün. 2018 yılında yapılan düzenleme ile, tam istisnalarda kur farkına ilişkin faturanın iade işlemleri sonuçlandırıldıktan sonra gelmesi halinde dahi, indirim hesaplarına dahil edildiği vergilendirme dönemine ilişkin iade hesabında dikkate alınmasına da izin verildi.  

PWC | M. Ali AYAZ