Bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler kamu kesiminde de E-devlet uygulamaları çerçevesinde vergi mükelleflerinin beyannamelerini elektronik ortamda verebilmeleri, beyannamelerle ilgili tahakkuk ve tahsilât işlemlerini bilgisayar yardımıyla gerçekleştirmeleri, vergi mükelleflerinin gelir servet ve harcamaları ile ilgili bilgileri elektronik ortamda toplayabilmesi vergi denetiminin bilgisayar destekli olması sağlanmıştır.

Bu makalemde bu uygulamanın hataları üzerinde kısaca durmak istiyorum. Fakat bu konuyu hiç bilmeyenler için kısaca e haciz ne demektir? Yasal dayanağı ve şartları nelerdir? Sorularını kısaca cevaplayarak başlayayım.


E-haciz ile amaçlanan nedir?

Vergi gelirlerinde artış sağlamak, kayıt dışı ekonominin önüne geçmek, zaman ve maliyet tasarrufu sağlamak, toplumsal faydayı maksimize etmek ve haciz uygulamalarını elektronik ortamda yaparak kamu alacaklarının tahsilâtını hızlandırmak amaçlanmaktadır.
 

E-haciz nedir?

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Ka­nun’ un 79. maddesine istinaden, vergi dairelerince düzenlenen haciz bildirilerinin, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nca alacaklı vergi daireleri adına e-haciz uygulamasına katılan bankalara elektronik ortamda tebliğ edilmesi ve bu tebligatlara elektronik ortamda bankalar tarafından cevap verilmesi,

Bu kapsamda haczedilen menkul mallar ile her türlü alacak ve hakların paraya çevrilmesi ve vergi dairesi hesaplarına aktarılmasıdır.
 

E-hacizin yasal dayanağı nedir?

5479 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Ka­nun, Özel Tüketim Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ un 5. maddesi ile Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Ka­nun’ un 79. maddesi değiştirilerek e- haciz uygulamasının yasal zemini hazırlanmıştır. Ödeme süresi içerisinde ödenmeyen kamu alacaklarının cebren tahsilini temin et­mek ya da alacağın tahsil güvenliğini sağlamak amacıyla tahsil dairelerin­ce alınan haciz ve ihtiyati haciz kararları üzerine, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Ka­nun 79. maddesi hükmüne dayanılarak borçlunun bankalar nezdindeki hak ve alacaklarının da haczi yoluna gidilebilir.

Adı her ne kadar e-haciz olsa da, burada söz konusu olan haciz, nitelik olarak nihayetinde bir haciz işlemidir. Hacze başvurabilmek için ilgili şartların yerine getirilmesi gerekmektedir.
 

E-hacizin şartları nelerdir?

  • Alacağın vadesinin gelmiş olması gerekir,
  • Vadesi gelmemiş alacaklarda borçlunun yerleşim yeri belirlenemiyorsa,
  • Borçlu mal kaçırma amacıyla hareket ediyorsa haciz uygulanabilir
  • Alacak için rehin temin edilmemiş olması
  • E – haciz uygulaması için vergi dairesi tarafından borçlu mükelleflere 6183 sayılı kanunun 55. maddesine uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmeli.
     

E-haciz uygulama hataları nelerdir?

Zamanla yaygınlaşan ve bilinmeye başlayan bir haciz yöntemi olan elektronik haciz uygulaması ile birlikte birtakım sorunlar da ortaya çıkmıştır.
 

Bu sorunların önemli bir kısmı bankaların hatalı uygulamalarından kaynaklanmaktadır.

Bir hesabın bakiyesinin borç tahsilatına yeterli olmasına rağmen mükellefin tüm hesaplarına veya borcuna yetecek miktardan fazlasına blokaj konulması, hatta kredi kartlarına blokaj konulması e-haciz bildirilerine dayanılarak mükellefin kredibilitesinin düşürülmesi nedenleriyle mükellefin ticari yaşamının olumsuz etkilenmesine sebep olmaktadır.  Buda banka hesaplarının ticari olarak kullanılmasına engel olmaktadır bankalardaki bu sorunun çözülmesi önemlidir.

Haciz işleminde, uygulamanın haciz bildirisinin tebliği edildiği tarih itibariyle bir günlük olması gerekirken hesaplara konan blokaj nedeniyle süreklilik arz eden bir mahiyete büründüğü görülmektedir. Bu konuda 1 seri numaralı Tahsilat Genel Tebliği ile 440 Seri No.lu Tahsilat Genel Tebliği’nde yer alan düzenlemeye göre, ihtiyati haciz ve haciz bildirilerinin, amme borçlusunun tebliğ tarihinde muhatap banka nezdinde mevcut olan varlıklarını kavraması gerekmektedir. Yine 1 seri numaralı Tahsilat Genel Tebliği ’ne göre, ileriye matuf haciz yapılması, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesi uyarınca haczedilecek maaş, ücret, kira, istihkak alacakları gibi süreklilik arz eden alacak borç ilişkisi bulunması halinde mümkündür.
 

Uygulamanın eksik yönlerinden birisi de idare ile mükellef arasında iyi bir iletişim kurulmamasıdır.

Son dönem Uygulamalarında vergi dairesinden  alacaklı olan, mahsup talebi olan veya yaptığı Avukat, Doktor, Mali müşavir gibi serbest meslek işi dolayısıyla vergi dairesinde iade alacağı olan kimseler borçlu gibi vergi dairelerinde kontrol edilmeden e haciz listesinde yer almakta e-haciz uygulanması ile karşı karşıya kalabilmektedirler.

Diyeceksiniz ki ne olmuş yani aslında bu husus o kadar önemli sosyolojik ve siyasi olarak dikkate alınması gereken bir husus ki

Şöyle ki; Bahsettiğim serbest meslek erbapları toplumda statüsü olan ve etki alanı olan insanlardır sistemi kontrol etmekle mükellef idare veya görevli memurun işini doğru yapmaması dolayısı ile oluşan rahatsızlıklar sosyolojik ve siyasi sorunlar doğuracaktır. Bu kapsamda vergi idaresinin, interaktif iletişim veya doğrudan iletişim yollarını kullanarak mükellefleri e-haciz uygulamaları hakkında bilgilendirilmesinde fayda bulunmaktadır.

Bu yapılmayacaksa sistemin borcun karşılığında bir mahsup talebi, verilmiş teminat veya başka bir işlem olup olmadığını kontrol edebilir hale getirilmesi gerekir.
 

İdare ile ilgili bir diğer husus ise küçük rakamlı ödemeler yüzünden e haciz uygulaması yapılması E Haciz uygulamasında bir alt limit olmadığı için her rakamda borç için e haciz konulabilmektedir.  Bu ticari hayatın devamı için çok sakıncalı bir durumdur. Hepimiz bu toplumun bireyleriyiz biliyoruz ki biz konuşmayı seven bir toplumuz unuttuğu haberi bile olmadığı bir borçtan dolayı banka hesabına haciz gelen birini düşünün bunun toplumda yansıyışının faturası idareye ve siyasete çıkacaktır. Bana göre tüm bunlar sosyolojik ve siyasi yansıyışı dışında Mükelleflerin paralarını bankalara yatırma konusunda tereddüde düşürüp kayıt dışına itilmesine sebep olabilir. Bu nedenle idare, e-haciz uygulamasını dikkatli bir şekilde uygulamalı, e haczi e işkenceye dönüştürmeden bu uygulama ile alacaklarını tahsil ederken diğer taraftan da mükellefleri kayıt dışılığa sevk etmemelidir.