İşçinin ücreti, 4857 sayılı İş Kanunu’nda, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır (m.32/1).

Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir ve en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi bir haftaya kadar indirilebilir (m.32/5).

İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez (TBK m.401).

Yargıtay, iş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarının, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenebileceğini kararlaştırmıştır[1].

Uygulamada işverenler tarafından çalışanların kredi çekebilmeleri için aylık ücretle ilgili yazılar verildiği görülmektedir. Bu tür yazıların iş uyuşmazlığı aşamasında ücretin belirlenmesinde nazara alınması gerektiği ileri sürülmektedir. Ancak, Yargıtay konuyla ilgili verdiği bir kararda, “işyerinden kredi gibi banka işlemlerinde kullanılmak üzere işçiye verilen ücrete dair işveren yazılarının tek başına ücreti belirlemeye yeterli olamayacağının kabul edilmesi gerekir. Bu itibarla, dosya içeriğindeki delillere göre; davacının aylık ücret miktarına dair iddiasının ispatlanamadığının kabulü gerektiğinden, hatalı değerlendirme neticesinde kurulan hüküm hatalı olup bozmayı gerektirmiştir”[2] demek suretiyle bu tür belgelerin tek başına yeterli olmayacağını bu belgelerin yan delillerle desteklenmesi gerektiğini kararlaştırmıştır.

Sonuç olarak, bankalar kredi verecekleri işçilerden aylık ücret bilgisi talep etmekte, işçinin talebi üzerine işveren de bankaya sunulmak üzere aylık ücret bordrosu düzenlemektedir. Ancak uygulamada bazen işçinin daha fazla kredi alabilmesi için gerçek ücretin üzerinde belge düzenlendiği bilenen bir gerçektir. Kaldı ki, ücretin bir kısmının elden verildiği işyerlerinde çalışan işçilerin kredi çekecekleri zaman bordroda gözüken ücretleri düşük olduğu için gerçek ücreti gösteren bir yazı talep ettikleri bilinmektedir. Yargıtay, işçi ile işveren arasında vuku bulacak bir uyuşmazlıkta, gerçek ücretin belirlenmesi aşamasında bu tür belgelerin tek başına yeterli olmayacağını, mutlaka bu belgelerin yan delillerle desteklenmesi gerektiğini kabul etmektedir.

[1] Y22HD. 24/12/2019, 25488/24133 Legalbank

[2] Y22HD. 24/12/2019, 25488/24133 Legalbank

 Lütfi İNCİROĞLU