Bilindiği üzere, işe başlamak gibi işi bırakmak da vergi mükelleflerinin en doğal hakkıdır. Vergi kanunlarımızda mükellef olunan zaman dönemi ilgili olarak işi bırakma bildiriminden sonra dahi birçok yükümlülük söz konusudur. Örneklemek gerekirse defter ve belgeleri saklama mecburiyeti ve istenildiğinde ibraz mecburiyeti bunlardan birisidir.

Elektronik tebligat uygulaması ile birlikte işi bırakma bildiriminde bulunanların veya mükellefiyetleri resen terk ettirilen gerçek ve tüzel kişilerin elektronik tebligat yükümlüsü olmaya devam edip etmeyecekleri tartışılagelmektedir. 

Uygulamada vergi idaresi işi bırakma veya mükellefiyeti resen terk ettirilme durumunda dahi gerçek ve tüzel kişilere elektronik ortamda tebligat yapmaya devam etmekte ve bunu geçerli kabul etmektedir. Elbette ki bu tebligatlar birçok hukuki ve cezai sorumluluğa yol açabilmektedir. Örnek vermek gerekirse işi bırakma bildiriminden sonra kendisinden elektronik tebligatla defter ve belge ibrazı istenen kişiler bu tebliğe vakıf olamamaları sonucunda defter ve belge ibraz etmemek suçundan dolayı ceza yargılamasına muhatap olacaklardır ve ilgili yıl defterlerinde kayıtlı indirimleri hiçbir şekilde kabul edilmeyecektir. Bunun sonucu olarak da ciddi bir vergi ve ceza yükü ile karşı karşıya kalacaklardır.

Peki, gerçekten de vergi idaresinin iddia ettiği ve uyguladığı gibi işi bırakanların veya mükellefiyeti resen terk ettirilenlerin elektronik tebligat yükümlülüğü devam etmekte midir? Bu soruya halihazırda verilmekte olan mahkeme kararları ve idare uygulamalarına karşın, net bir şekilde hayır yanıtını verebiliriz. Şöyle ki;

Bilindiği gibi, Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 107 /A maddesi ile “elektronik ortamda tebliğ” düzenlemesi yapılmış ve 27.08.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 456 numaralı VUK Genel Tebliği ile de “elektronik ortamda tebliğ” uygulaması 01.01.2016 tarihinden itibaren hayatımıza girmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 107/A maddesinde:"(Ek: 23/7/2010-6009/7 md.) Bu Kanun hükümlerine göre tebliğ yapılacak kimselere, 93’üncü maddede sayılan usullerle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres vasıtasıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir. (Ek fıkra: 7/4/2015-6637/5 md.) Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Maliye Bakanlığı, elektronik ortamda yapılacak tebliğle ilgili her türlü teknik altyapıyı kurmaya veya kurulmuş olanları kullanmaya, tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirmeye ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılacakları ve elektronik tebliğe ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir" hükümlerine yer verilmiştir.

Maliye Bakanlığına verilen yetkiye istinaden Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tebliği gereken evraka ilişkin tebligatın elektronik ortamda yapılmasının sağlanması ile ilgili usul ve esasları belirlemek için çıkarılan ve 27/08/2015 tarih ve 29458 sayılı Resmi Gazete’de Yayımlanan 456 Sıra No'lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin 4. maddesinde tebliğe elverişli elektronik adres kullanma zorunluluğu getirilen ve kendisine elektronik ortamda tebliğ yapılabilecek olanlar ise;

  1. a) Kurumlar vergisi mükellefleri,
  2. b) Ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlar (Kazançları basit usulde tespit edilenlerle gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçiler hariç),
  3. c) İsteğe bağlı olarak kendilerine elektronik tebligat yapılmasını talep edenlerdir.

Metinden açıkça görüleceği üzere gerçek kişiler bu üç kazanç yönünden mükellefiyet tesis ediyorlar ve bu mükellefiyetleri devam ediyorsa tebliğdeki ifadesi ile mükellefiyetleri bulunuyorsa elektronik ortamda tebligat zorunluluğuna girecek diğer türlü elektronik tebligata muhatap olamayacaklardır.

Gerçek ve tüzel kişiler de b bendindeki zorunluluk nedeni ile e-tebligat yükümlüsü olmuş ve fakat bu yükümlülükleri, mükellefiyetlerinin; işi bırakma veya resen terk nedeni ile ortadan kalkmasından dolayı, işin bırakılmasının vergi dairesine bildirildiği ve işlendiği veya resen red ettirildiği tarih itibariyle sona ermiştir. Mükellefiyetin ortadan kaldırılması ile de elektronik tebligat sahibi olma ve bunu takip etme zorunluluğu da ortadan kalkmış olarak kabul edilmelidir.

Vergi Daireleri İşlem Yönergesi’nin "İhbarnamenin Tebliğ İşlemleri" başlıklı 85’inde maddesinde de bu husus açıkça düzenlenmiş ve "213 sayılı kanunu 160 ıncı maddesinin birinci fıkrası ve ilgili mevzuatı kapsamında işi bırakanlara veya aynı maddenin ikinci fıkrası ve ve ilgili mevzuatı kapsamında işi bırakmış ad olunlara tebliğ doğrudan adres kayıt sisteminden bulunan yerleşim adresinde yapılır" hükmü yer almıştır. Diğer bir anlatımla bu durum vergi idaresince de kabul edilmiş fakat her nasılsa aksi uygulamaya devam edilmektedir.

Dolayısı ile mükellefiyeti sonlandırılan bir kişiye elektronik ortamda yapılan tebligat geçerli olarak kabul edilmemelidir. Normal tebligat usullerine göre mükelleflere tebligat yapılmalıdır.

Aksi yaklaşımla elektronik tebligat sistemine dâhil olanların ölüm dışında sistemden çıkmaları mümkün değildir. Örneğin 20 yaşında ticaret yapıp 1 sene sonra işi bırakan bir kişi, ölene kadar, 80 yaşında dahi, en geç 5 günde bir elektronik tebligat sistemini kontrol edip vergi dairesinden tebliğ var mı yok mu diye bakmalıdır. Bu durumun ne akla mantığa aykırı olduğunu açıklamaya dahi gerek yoktur.

Dünya | EBUBEKİR BAŞEL