3065 sayılı KDV Kanunu’ndaki değişikliklere paralel 23 Seri No.lu KDV Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği ile getirilmiş olan düzenleme ile, 2019 ve izleyen yılların vergilendirme dönemlerine ilişkin aşağıdaki işlemlerden kaynaklanan iade taleplerinde;

-İndirimli KDV oranına tabi işlemlerde en geç izleyen yılın Kasım KDV beyannamesinde,

-Tam istisna veya kısmi tevkifat uygulanan işlemlerde, işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar ilgili dönem KDV beyannamelerinde,

iadeye konu olan KDV tutarının beyan edilmesi ve en geç bu süre içinde (yıl sonuna kadar) standart iade talep dilekçesiyle birlikte iade talepleri için Tebliğin ilgili bölümlerinde sayılan belgelerle (teminatla talep edilen iadelerde teminat dahil) vergi dairelerine başvurmaları zorunlu hale getirilmişti.

Bu sürelere uygun olarak YMM KDV İadesi Tasdik Raporuyla talep edilen iadelerde, söz konusu YMM Raporunun;

-İndirimli orana tabi işlemin gerçekleştiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren altı ay içinde,

-Tam istisnaya tabi veya kısmi tevkifat uygulanan işlemlerde ise işlemin gerçekleştiği dönemi izleyen ikinci takvim yılının sonundan itibaren altı ay içinde,

ibrazının zorunlu olduğu ifade edilerek, bu süre içinde YMM Raporunun ibraz edilmemesi halinde iade talebinin ivedilikle incelemeye sevk edileceği belirtilmişti.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere;

-En geç 2021 Kasım KDV beyannamesinde iade tutarının beyan edilmesi zorunlu olan 2020 yılına ait indirimli orana tabi işlemlerden doğan KDV iadesi ile birlikte,

-2019 yılına ait tam istisnaya tabi (mal ve hizmet ihracatı, yatırım teşvik belgesi kapsamındaki teslimler, uluslararası taşımacılık vb.) ve kısmi tevkifat uygulanan işlemlerden doğan KDV iadelerinin,

yasal talep süresi 31.12.2021 tarihi itibariyle sona erecektir.

Mükelleflerin herhangi bir hak kaybına uğramamaları için bahse konu yasal beyan ve talep sürelerini dikkate almaları, hazırlanması gereken belgeleri bu süre içinde tamamlamaları  gerekmektedir.

Tebliğin ilgili bölümlerinde iade hakkı doğuran işlem türüne göre farklılık gösteren belgeler olmakla birlikte, bütün iade hakkı doğuran işlemler için aranan ortak belgeler aşağıdaki gibidir:

·         Standart iade talep dilekçesi

·         İadenin talep edildiği döneme ait indirilecek KDV listesi

·         Yüklenilen KDV listesi

·         İadesi Talep Edilen KDV Hesaplama Tablosu

·         Satış faturaları listesi

23 Seri No.lu Tebliğ ile getirilen yeni düzenlemeye ilişkin  hak düşürücü talep süresi, ilk kez 2019 yılı indirimli orana tabi işlemlere ait iade taleplerinde, 30.12.2020 tarihi itibariyle uygulanmıştı.

Bahse konu değişiklik tebliğinde açıkça ifade edilmeyen, iade talep yöntemleri, dilekçe girişleri ve 31 Aralık sonrasında yapılacak değişikliklere ilişkin uygulamada tereddüt yaratan bazı hususlar nedeniyle mükelleflerin KDV iade talepleri vergi daireleri tarafından reddedilmiş ve pek çok mükellef hak kaybına uğradığından konuyla ilgili davalar açılmıştı.

Benzer problemler, bu sene sonunda iade talep hakkı sona erecek olan 2020 yılı indirimli orana ait KDV iade taleplerinin yanı sıra, yeni düzenlemeye göre beyan ve iade talep hakkı ilk kez sona erecek olan 2019 yılı tam istisnaya tabi ve kısmi tevkifat uygulanan işlemlerden doğan KDV iadesi talepleri için de söz konusu olmaya devam edecek gibi görünmektedir.

2019 ve izleyen yılların vergilendirme dönemlerine ilişkin tam istisnaya tabi ve kısmi tevkifat uygulanan işlemlerden doğan ve özellikle teminat, YMM KDV İadesi Tasdik Raporu, Vergi İnceleme Raporu aranmaksızın mahsuben talep edilebilen KDV iadesine ilişkin tüm tutarların 31.12.2021 tarihine kadar tahakkuk edip ödenecek olan vergi borçlarına istinaden mahsup talep girişlerinin yapılmış olması gerektiğine dair vergi daireleri tarafından yapılan bazı yorumlar, mükellefler ve YMM’ler nezdinde tereddüt ve endişe yaratmıştır.

Ancak, Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından bu sorunun çözümüne yönelik olarak, İnternet Vergi Dairesi üzerinden girişi yapılan KDV İadesi Talep Dilekçesindeki  “MAHSUBEN İADE” bölümü “A. Vergi Dairesine/Dairelerine Olan Borçlarıma” başlığı altına;

“c) 213 Sayılı Kanunun 114 ve 126 ncı Maddeleri Uyarınca Hesaplanan Zamanaşımı Süresi İçerisinde Tahakkuk Edecek/Ödenecek Borçlarıma” satırı eklenmiştir.

Bahse konu satırın sisteme eklenmesiyle ilgili henüz GİB tarafından bir duyuru yapılmamakla birlikte söz konusu satırın, 31.12.2021 itibariyle iade talep hakkı sona erecek olan teminat, YMM raporu ve VİR olmaksızın mahsuben iadesi talep edilebilecek KDV iadesi tutarlarının, 213 Sayılı VUK zamanaşımı süresi içerisinde tahakkuk edecek/ödenecek vergi borçlarına mahsubunun mümkün hale getirilmesinin amaçlandığı anlaşılmaktadır.

Böylece 2019 yılı ve sonrası vergilendirme dönemleri için iade türü itibariyle tebliğdeki düzenlemeye uygun gerekli şartları sağlayan ve yasal süresi içinde iade tutarları beyan ederek yukarıda belirtilen satırı seçen mükellefler, bu dönemlere ait KDV iadesi tutarlarının tamamının veya kalan bakiye tutarlarının mahsuben iadesini 213 Sayılı VUK zamanaşımı süresi içerisinde talep edebileceklerdir.

Uygulamada tereddüt yaratan konulardan biri de; yasal süresi içinde beyan edilen iade tutarlarına ilişkin olarak, 31 Aralık sonrasında düzeltme beyannamesi verilmesi suretiyle ve ilk beyana bağlı oluşturulan talep dilekçelerinin veya ilk talep yönteminin (teminat, YMM raporu, VİR) daha sonradan değiştirilip değiştirilemeyeceğidir.

KDV Genel Uygulama Tebliğinde, indirimli oran haricindeki iade türlerine ilişkin olarak, yasal süresi içinde beyan edilen iade tutarlarındaki değişikliklere ait doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinde; iade talep süresinin dolmasından sonra, geçmiş dönemler için düzeltme beyannamesi verilmek suretiyle ve/veya standart iade talep dilekçesi ve ilgili belgeler ibraz edilmek suretiyle iade talep edilmesi mümkün olmadığı belirtilmekle birlikte,  yasal süresinde beyan edilen iade tutarlarının ve buna bağlı oluşturulan ilk talep dilekçelerine ilişkin değişikliklerin mümkün olup olmadığı belirtilmemiştir.

Uygulamada vergi daireleri, mükellef ve YMM’ler nezdinde tereddüt yaratan ve iade talebine ilişkin hak kaybına neden olabilecek bu konuların, zaman kıstı da göz önünde bulundurularak  Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılacak bir düzenlemeyle acil olarak açıklanması gerektiği kanaatindeyiz.

KPMG | Pınar Asaryan