Serbest bölgelerin, ülkemizin dış ticaret hacmindeki payı, üretim ve istihdam verilerine katkısı, teknoloji transferindeki önemi ve diğer makro-ekonomik göstergeler üzerindeki etkisi nedeniyle kritik bir öneme sahip oldukları yadsınamaz bir gerçek.

Yeni yılın ilk günlerinde açıklanan dış ticaret verilerine göre, ülkemizin 2021 yılı toplam dış ticaret hacmi geçen yıla kıyasla yaklaşık %28’lik bir artışla 497 milyar dolara ulaştı. Ticaret Bakanlığı verilerinden yapılan derlemeye göre ise, 18 serbest bölgenin (19’uncusu pek yakında “Batı Anadolu Serbest Bölgesi” adıyla İzmir’in Bergama ilçesinde faaliyete başlayacak.) dış ticaret hacmi toplamı, geçen yıla nazaran yaklaşık %12 artarak 2021 yılında 25 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşti. Yani, 2021 yılında dış ticaret hacmimizin %5’i aşan bir kısmı serbest bölgeler kaynaklı.

Diğer taraftan, serbest bölgeler, ülkemiz ihracatına büyük katkı sağlayan yerler olmalarına rağmen gerek gümrük ve dış ticaret mevzuatı gerekse de mali mevzuat açısından sıklıkla varlığı göz ardı edilen yerler. Özellikle de yeni kural ve kaidelerin konulması esnasında. Bu durum maalesef yapılan pek çok düzenleme sonrasında “Peki ya serbest bölgelerde nasıl uygulanıyor/uygulanacak?” sorusunu da beraberinde getiriyor.

Biz yazımızda, bu bölgelerdeki en önemli operasyonel problemlerden biri olan dahilde işleme rejimi (DİR) kapsamında işlem-işçilik görmek üzere Türkiye’ye yapılan eşya çıkış ve dönüşleriyle ilgili tespit ve önerilerimizden bahsedeceğiz. Konudan muzdarip olanların bildiği üzere, 30.09.2020 tarihinde Gümrükler Genel Müdürlüğü’nce 2020/24 Sayılı ve “Serbest Bölgelerden Dahilde İşleme Rejimi Kapsamı Tamir Amaçlı İthalat” konulu bir genelge de yayımlandı. Bu Genelge ile özetle, serbest bölge firmalarının demirbaş’ stoklarında kayıtlı eşyanın tamir, bakım ve onarımı maksadıyla, Türkiye’de yerleşik firmalara dahilde işleme rejimi kapsamında yapılacak çıkışları düzenlendi. Firmaların demirbaş stoklarındaki eşyanın serbest bölgeden çıkış ve dönüş işlemlerinin sözlü beyanla yapılabileceği, sözlü beyanın dahilde işleme izni yerine geçeceği, sözlü beyan formunun serbest bölge firmaları tarafından düzenlenebileceği ve belki de en önemlisi, rejim kapsamındaki gerekli teminatın yine serbest bölgede yerleşik firmalar tarafından yatırılabileceği yönünde büyük kolaylıklar sağlandı.

Genelgeden yararlan(a)mayan pek çok serbest bölge firması olmakla birlikte, hedeflendiği üzere, tamir, bakım ve onarım kapsamındaki çıkış ve dönüşler ciddi biçimde kolaylaştı. Gümrükleme süreçleri hızlandı. Operasyonel maliyetler ile teminat verme yükümlülüğü nedeniyle oluşan finansal yük önemli ölçüde azaldı. Ancak tüm bunlar, serbest bölge firmalarının yalnızca ‘demirbaş’ stoğunda yer alan eşya için geçerli.

Oysaki yaratılan avantajlar ve idarece alınan riskler kapsamında bir fayda maliyet analizi yapıldığında, kolaylaştırmanın ‘ticari mal’ stokları için de uygulanabilmesi hem gayet mümkün hem de pek çok açıdan fayda yaratma potansiyeli taşıyor. Türkiye’ye çıkarılıp işlem gördükten sonra tekrar serbest bölgeye dönmesi amaçlanan, çıkış esnasında mülkiyeti devredilmeyen ve faturasında işlem-işçilik görmek üzere çıkarıldığı açıkça belirtilen ‘ticari mal’ stoğundaki mamül ya da yarı mamül eşya için de aynı kolaylaştırmanın yapılmasının konudan elde edilen faydayı tahmin edilenin ötesinde artıracağını söylemek yanlış olmaz.

Düzenlemenin ‘ticari mal’ stoklarında yer alan eşyayı da kapsayabilmesi için, Gümrük Yönetmeliği’nin 171’inci maddesinin dördüncü fıkrasının (ç) bendinde ve 2020/24 sayılı Genelge’de değişiklik yapılması yeterli olacak gibi görünüyor. Tabii, bu kapsamda işlem görecek eşyayla ilgili rejim tedbirlerinin tamamının yine özenle uygulanması şartıyla.

Takiben, serbest bölge firmaları için yine aynı konuda yaşanan başka bir problem olan dahilde işleme rejimi kapatmaları ve teminat çözümleri konusunu da çözebilmek mümkün. Halen evrak ve dosya üzerinden yürütülen, rejim hak sahibi olmasalar dahi serbest bölge firmaları için de büyük bir maliyet ve gayret gerektiren rejim kapatma ve teminat çözme süreçleri BİLGE sisteminde sözlü beyana ilişkin rejim kodlarına konulacak sistem kontrolleriyle kolayca otomatize edilebilir. Şöyle ki, eşyanın serbest bölgeye dönüşünde düzenlenen sözlü beyan formunda, serbest bölgeden çıkışta verilen sözlü beyan formunun tescil numarası refere edilir ve gümrük idaresince ayniyet tespiti titizlikle yapılır. Sonrasında, gümrük idaresince dönüş sözlü beyanının kapanması ile hem rejimin ibra edilmesi hem de çıkışta bağlanan teminatın blokesinin otomatik olarak çözülmesi sağlanabilir. Böylece, hem dahilde işleme izni gerektirmemesi nedeniyle rejime giriş ve eşya hareketi hızlanır hem de bu gibi işlem-işçilik giriş çıkışlarındaki gümrük işlemlerinin tamamlanması için harcanan zaman minimuma indirilmiş olur. Sistemin rejimi otomatik kapatması ve yine teminatın otomatik çözülmesi ile ise sürecin konuya taraf firmalar ve gümrük idaresi nezdinde yarattığı dosya ve evrak yükü de ortadan kaldırılmış olur.

Yukarıda değinilmemiş olmakla birlikte, söz konusu önerimiz kapsamındaki düzenlemelerin yadsınamayacak ilave faydalarından da bahsetmek gerekiyor. Önerilen düzenlemenin yapılması ile,

- Serbest bölge firmaları ‘ticari mal’ stokları için oluşan işlem-işçilik ihtiyaçları için daha rekabetçi fiyatlarla alternatif tedarikçiler yaratabilir,

- Gümrükleme süreçlerine ve dahilde işleme rejimini kullanmaya aşina olmayan, aynı zamanda teminat verme noktasında yeterli finansal gücü bulunmayan mikro işletmelerin ve KOBİ’lerin serbest bölgelerden, sırf sayılan noktalardaki avantajları nedeniyle iş alabilen büyük ölçekli şirketler karşısındaki dezavantajları ortadan kalkar,

- Rejime giriş ve rejimin ibrası esnasında gerek firmalar gerekse gümrük idaresi nezdinde iş yükü oluşturan süreçler ortadan kaldırılır ve sınırlı insan kaynağı daha etkin kullanılabilir,

- Serbest bölge firmalarının işlem-işçilik maksadıyla Türkiye’ye gönderdikleri ticari eşyası için 2006/12 sayılı Dahilde İşleme Rejimi Tebliği’nin “İhracatın Gerçekleştirilmesi” başlıklı 28’inci maddesi uyarınca dahilde işleme rejimi kapsamında işlem gördükten sonra yeniden ilgili serbest bölge firmasına ihraç edilen eşyanın da -maddenin amacına aykırı olduğu düşünülen bir yorumla- 3 ay içerisinde yurtdışı edilmesine bağlanan rejim kapatma şartının işletilmesine gerek kalmaz, rejim daha çabuk ibra edilebilir ve teminat tutarı daha hızlı çözülebilir.

Gerek operasyonel gerekse finansal maliyetlerdeki en küçük iyileştirmenin dahi ihracatçının rekabet gücünü belirleyebildiği çağımızda, suistimal ihtimalinin bulunmadığı alanları olabildiğince serbestleştirmek; geleneksel denetim ve kontrol yöntemlerinden, otomasyon ve teknoloji merkezli denetim ve kontrol yöntemlerine geçişi hızla sağlamak gerçekten büyük önem arz ediyor.

Dünya | Selim DÜZELTİR