Değerli okurlar, bugün 2021 yılının başlarında yapılan yasal düzenleme ile bazı vergisel teşviklerden yararlanan özel sektör firmalarına, 2022 yılından itibaren getirilen girişim sermayesi yatırımı yapma yükümlülüğünü (hem mükelleflere hem de yetkisi olan kişi ve kurumlara) hatırlatmak istiyorum. 


Kimler bu yatırımları yapmak zorunda?

Teknoloji geliştirme bölgelerinde (teknoparklarda) faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu bölgelerdeki yazılım, tasarım ve araştırma – geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31/12/2028 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna edilmiş bulunuyor (4691 sayılı 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, Geçici Md.2). 

Diğer taraftan, Ar-Ge ve tasarım harcamalarının yüzde 100’ü oranında Ar-Ge/tasarım indirimi uygulanıyor (5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Md.3). Yani yapılan Ar-Ge ve tasarım harcamalarının tamamı vergi matrahından indirilebiliyor.

İşte bu vergi avantajlarından yararlanmanın bir maliyeti olarak yararlanılan istisna/indirim tutarının yüzde ikisi tutarında fon ayırma ve bununla belli bir süre içinde Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması veya girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ya da kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan girişimcilere sermaye olarak konulması şartı getirildi.

Amaç bu istisna ve indirim imkânından yararlananların, bu teşviklerden elde ettikleri kaynakları belli oranda bu ekosisteme yatırmalarını sağlamak.


Fon ayırma yükümlülüğünün limiti var mı?

Evet, var. Her iki düzenlemeye göre de aktarılması gereken yükümlülük, yıllık bazda 20 milyon Türk lirası ile sınırlı.

İlgili Kanunlarda istisna ve indirim için ayrı düzenlemeler yapıldığı için bu fonu ayırma ve yatırım yükümlülüğünün istisna ve indirim için ayrı ayrı yerine getirilmesi gerektiği anlaşılıyor.


Fon ne zaman ve nasıl ayrılacak?

İlgili Kanunlara eklenen hükümlere göre, 1/1/2022 tarihinden itibaren

- Teknoloji geliştirme bölgelerinde faaliyet gösteren ve yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançları tutarı 1 milyon Türk lirası ve üzerinde olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, bu tutarın yüzde ikisi (4691 sayılı Kanun Ek Md.3),

- Yıllık beyanname üzerinden yararlanılan Ar-Ge ve tasarım indirimi tutarı 1 milyon Türk lirası ve üzerinde olan kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, bu tutarın yüzde ikisi pasifte geçici bir hesaba aktarılacak.

Yükümlülük 1/1/2022 tarihinden itibaren elde edilen kazançlar üzerinden değil, bu tarihten itibaren verilecek yıllık beyannameler üzerinden tanımlandığı için hesap dönemi takvim yılı olan mükelleflerin 2022 yılı Nisan ayında verilecek 2021 yılı beyannameleri ile özel hesap dönemi olan mükelleflerin 1/1/2022 tarihinden itibaren verdikleri/verecekleri yıllık beyannameler üzerinde yararlanılan istisna/indirim tutarları üzerinden bu yükümlülüğün yerine getirileceği anlaşılıyor.

Bu konuda hiçbir yetkisi bulunmayan Hazine ve Maliye Bakanlığının yükümlülüğün başlayacağı beyannamelere, dolayısıyla başlayacağı tarihe ilişkin açıklama yapması tereddütleri gidermesi bakımından isabetli olacak.

Yükümlülük yıllık beyannameler için getirildiğinden, geçici vergi beyannameleri üzerinden fon ayırma yükümlülüğü bulunmuyor.

İstisnadan yararlanan gelir vergisi mükelleflerine de fon ayırma yükümlülüğü getirilmişken, indirim nedeniyle sadece kurumlara bu yükümlülük getirilmiş bulunuyor. 

Yıllık beyannameler üzerinde yararlanılacak istisna ve indirim tutarlarının yüzde 2’si oranında hesaplanacak tutarların beyannamenin verilmesi ile kesinleşeceğini ve bu nedenle beyan tarihi itibariyle fona aktarım kaydının yapılması gerektiğini düşünüyorum. Fon kaydı, "549 – Özel Fonlar" hesabına yapılabilir.

Fona aktarılacak tutarların ilgili yıl kârından ayrılacağını, kârın yetersiz olması durumunda ise zarar karşılığında kayda alınacağını söyleyebiliriz.


Süresinde aktarım yapılmamasının müeyyidesi nedir?

Fona kaydedilen tutarların, geçici hesabın oluştuğu yılın (örneğin 2022 yılına ilişkin beyannamelerde yararlanılan tutarlar üzerinden hesaplanan ve 2023 yılı Nisan ayında kayda alınan yükümlülüğün 2023 yılı) sonuna kadar Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması veya girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ya da kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan diğer girişimcilere sermaye olarak konulması şart.

Bu tutarların ilgili yılın sonuna kadar aktarılmaması (yani öngörülen girişim sermayesi yatırımlarının yapılmaması) durumunda, yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançlar ile indirim konusu yapılan tutarların yüzde 20’si, ilgili yılda yararlanılan gelir ve kurumlar vergisi istisnası ile Ar-Ge/tasarım indirimine konu edilemez. Bu tutarlar nedeniyle zamanında alınmayan vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilir. Düzenlemelerde belirtilmemiş olsa da genel hükümlere göre vergilerin gecikme faizi ile birlikte aranması gerekir.


Cumhurbaşkanına verilen yetkiler neler?

Düzenlemelerin ikisine göre de Cumhurbaşkanı, uygulamaya ilişkin tutar ve oranları birlikte ya da ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, beş katına kadar artırmaya yetkili.

Cumhurbaşkanı bu yetkilerini bugüne kadar kullanmadı. Yetkinin kullanılıp kullanılmayacağını da bilemeyiz, ancak içinde bulunduğumuz kriz ortamı dikkate alınarak oran ve tutarların düşürülmesi isabetli olacaktır.  


Uygulama usul ve esasları henüz belirlenmedi

Her iki düzenlemeye göre de uygulamaya ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirlenmesi gerekiyor. 

Yasal düzenleme yapıldıktan sonra değiştirilen Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde bu konuya ilişkin yapılan tek belirleme, Yönetmeliğe "Girişim sermayesi uygulamaları" başlıklı 35/c maddesinin eklenmesi oldu. Bu madde aynen kanuni düzenlemede yer alan hükümleri içeriyor. Yani teknoloji geliştirme bölgeleri ile ilgili uygulama usul ve esaslarının henüz belirlenmemiş olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliğinde ise bu konuda herhangi bir değişiklik yapılmadı.

22 Mart 2021 tarihli yazımda uygulama esaslarına ilişkin eksiklik ve sorunları ifade etmiştim. Maalesef kanuni düzenleme benzer örneklere göre çok yetersiz. Sanki Maliyenin elinden çıkmamış gibi...

Her yeni düzenleme sonrasında erteleme beklentisi artık alışkanlık haline geldi. Ancak bu defa soru işaretleri çok fazla. Ayrıca yatırım yapılacak yeterli girişim sermayesinin olmadığı söyleniyor. Bu nedenlerle kanuni düzenlemedeki eksikliklerin giderilmesine ve uygulama esaslarının yayımlanmasına yetecek kadar bir süre için erteleme yararlı olabilir.

Bu konunun ilgili kişi ve kurumların ajandasında en kısa sürede yer alması dileğiyle…

T24 | Erdoğan SAĞLAM