Fire kavramına ilişkin olarak vergi mevzuatımızda herhangi bir düzenleme yer almamakla birlikte 60 seri numaralı Katma Değer Vergisi Sirkülerinde “Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak tanımlanmış, imalat sırasında veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi olan mal kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği dolayısıyla daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin de düzeltilmesine gerek bulunmadığı,  ancak, yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde ise, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV'nin de indirim konusu yapılması gerektiği ifadelerine yer verilmiştir.

Örneğin; Akaryakıtın depolanması sırasında ortaya çıkan ve ilgili kuruluşlar tarafından belirlenen oranlardaki kayıpların, balık çiftliklerinde balık üretimi esnasında pazarlama aşamasına ulaşıncaya kadar geçen süreçte, balık üretim ve besleme firesi olarak oluşan balık ölümlerinin, tavuk çiftliklerinde, üretimin doğal sonucu olarak ortaya çıkan kayıpların, hazır giyim eşyası dikiminde veya ayakkabı yapımında üretim sürecindeki kesme, biçme, dikme gibi işlemlerin doğal sonucu olarak ortaya çıkan kayıpların fire olarak değerlendirilmesi bunlara ilişkin olarak yüklenilen KDV indirim olarak dikkate alınmasının mümkün olduğu ifadelerine yer verilmiştir.

Vergi idaresinin sirküler bazında konuya yaklışımı yukarıdaki gibidir. Vergi idaresi tarafından benzer yaklaşım vergi idaresi tarafından verilen birkaç muktezaya aşağıda yer verilmiştir.

Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 10.11.2016 tarih ve 20224 sayılı mukteza ‘da “şirketiniz tarafından hallerden alınan yaş meyve ve sebzelerde meydana gelen fire miktarlarına (yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşmamak kaydıyla) ilişkin olarak yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.”

Elektrikli aydınlatma işi ile iştigal eden mükellef tarafından, avize veya lambalarda kullanılan cam ürünlerin bir kısmının, imalat, alım satım, montaj gibi aşamalarda kırıldığı belirtilerek, kırılan ürünlerin fire olarak mı, zayi olan mallar olarak mı değerlendirileceği hususunda Gelir İdaresi Başkanlığı’na yönetilen soruya İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 10.11.2016 tarih ve 20224 sayılı mukteza ‘da “ fire bir malın imalat süresince veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı kayıptır. Bu tanım dikkate alındığında fire, miktar azalmasıyla doğrudan bağlantılı olup söz konusu miktar azalışları üretim aşamasında olabileceği gibi satış aşamasında veya muhafaza amacıyla stoklama aşamasında da meydana gelebilmektedir.

Bu itibarla kullanılamaz hale gelen malların ilgili meslek kuruluşlarının belirlemiş olduğu fire oranlarını aşmayan kısmının fire olarak değerlendirilebileceği, bu oranları aşan kısımların ise bu kapsamda değerlendirilemeyeceği tabiidir.”

Gerek sirkülerde gerekse vergi idaresi tarafından verilen görüşlerdeki ortak nokta “yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşmamak kaydıyla” fireye ilişkin olarak yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılmasına izin verilmektedir.

Vergi yargısının konuya ilişkin bakış açısına gelince üretim faaliyeti sonucu oluşan üretim firelerinin ve ambalaj malzemelerinin hurda işiyle uğraşanlara satılması nedeniyle bunlara ilişkin alış faturalarında yer alan katma değer vergisinin bu satışlara isabet eden kısmının indiriminin kabul edilmemesi üzerine ihtirazi kayıtla verilen beyannamede bildirilen matrah üzerinden 2004/Şubat dönemi için tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davada Ankara 4. Vergi Mahkemesi, 3.3.2005 günlü ve E:2004/375, K:2005/272 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 30’ uncu maddesinin a bendinde, vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi veya hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisinin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceğinin belirtildiği, bu hükümle katma değer vergisine tabi olmayan veya istisna tutulan mal ve hizmetlerin teslim ve ifasında bir maliyetin bulunması, bu maliyet nedeniyle katma değer vergisi yüklenilmesi ve bu katma değer vergisinin de ayrıca alış belgesinde gösterilmiş olması veya yüklenilen katma değer vergisinin maliyete dahil edilmesi halinde yüklenilen bu katma değer vergisinin indirim dışı bırakılmasının amaçlandığı, satın alınan hammadde veya yarı mamul mal maliyeti içinde yer alan ambalaj malzemesi ile üretim sırasında meydana gelen ve maliyet olarak kaydedilen firenin, üretilen mamül mal maliyeti içinde yer alması nedeniyle üretim sonrası maliyetsiz olarak açığa çıkan ve alış belgesi bulunmayan bir değer olarak nitelendirilmesi gerekeceğinden katma değer vergisinden müstesna olarak yapılan bu teslimlerin 3065 sayılı Yasanın 30’uncu maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, diğer yandan, satın alınan mal maliyetine ilişkin faturalarda hammadde veya yarı mamul mal bedeli içinde yer alan ambalaj malzemeleri ile üretim sırasında meydana gelen ve üretim maliyetine dahil edilen fireye ilişkin olarak üretim sonucu meydana gelen mamul malın teslimi sırasında dolaylı olarak katma değer vergisi tahsil edildiğinden, dolaylı olarak katma değer vergisine tabi tutulan bu teslimler nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin de indirim olarak kabulü gerektiği gerekçesiyle dava konusu verginin kaldırılmasına karar vermiştir.

Danıştay 4. Dairesi ise 12.10.2006 gün ve E: 2006/596, K: 2006/1885 Sayılı Kararı ile “yapılan üretim sonucunda oluşan firelerin ve ambalaj malzemelerinin hurda işiyle uğraşanlara satışı katma değer vergisinden müstesna olduğundan, bunlara ilişkin alış faturalarında gösterilen veya bunların maliyeti içinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılmasında yasaya uyarlık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, Ankara 4. vergi Mahkemesinin 3.3.2005 günlü ve E:2004/375, K:2005/272 sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir”

Ankara 4. Vergi Mahkemesinin konuya yaklaşımı hukuken yerindeyken, üretim sonucu ortaya çıkan firelere isabet eden KDV’nin vergi idaresince de indirimin kabul edildiği ve bunların hurda kapsamında satılıp satılmamasının sonucu değiştirmeyeceği durumu dikkate alındığında, Danıştay 4. Daire kararının hukuki dayanaktan mesnetsiz olduğunu söylemek abesle iştigal olmaz. 

GülbenkMüşavirlik | YMM Soner ÜLGEN