Ülkemizin, içinde bulunduğu ekonomik durgunluktan çıkabilmesi amacıyla  belli sektörlere Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından önemli fakat geçici tedbirler alınmıştır. İnşaat sektörüne yönelik daha evvel alınmış ve Ekim ayı sonuna kadar geçerli olan tedbirler olumlu sonuç vermiş olacak ki yıl sonuna kadar uzatılmış, mobilya, otomotiv ve beyaz  eşya sektörleri için de yeni tedbirler ilave edilmiştir.

30.04.2018 Tarihli ve 2018/11674 sayılı Kararname (madde 5) ile 31.10.2018 tarihine kadar(bu tarih dahil) uygulanmak üzere, 492 sayılı kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin “I-Tapu İşlemleri” başlıklı bölümünün 20/a fıkrasında sayılan tapu işlemlerinde ( Gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında (4751 sayılı Kanunun 6/C maddesiyle değişen ibare. Yürürlük:9/4/2002) gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (Cebri icra ve şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlaklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı) binde 20” nispetinde alınan tapu harcı, konut ve işyerlerinde (kat irtifakı tesis edilmiş olanlar dahil) “binde 15”olarak yeniden belirlenmiştir.

Aynı karar (madde 6) ile Mal ve Hizmetlere uygulanacak Katma Değer Vergisi oranlarının tespitine ilişkin karara eklenen Geçici 3.madde ile de, net alanı 150 M2’nin üzerinde olan konutlar ile işyerlerine 31.10.2018 tarihine kadar % 8 Katma Değer Vergisi uygulanacağı belirlenmiştir. Söz konusu gayrimenkullere indirimli (%8) KDV uygulamak için, imalatın tamamlanmış olmasına gerek bulunmamaktadır, satış işlemlerinin sonuçlandırılmış olması yeterlidir. Ayrıca İndirimli KDV uygulanarak teslimleri gerçekleştirilen gayrimenkuller için KDV iade talebini engelleyen herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. 

İndirimli tapu harcı ve %8 KDV   ikinci el konut ve işyeri satışlarında da uygulanacaktır.

İnşaat ve gayrimenkul sektörüne yönelik olarak yapılan her iki düzenlemenin süresi de 31.10.2018 tarih ve 287 sayılı CBK (madde 1-2) ile 31.12.2018 tarihine kadar uzatılmıştır.

Muhakkak ki alınan tedbirlerin ekonomimize olan etkileri ilgililer tarafından izlenecek ve belki de süreler yeniden belirlenecektir. Ancak özellikle tapu harçları ile ilgili yapılan indirimin daha da  artırılarak kalıcı hale getirilmesi, gayrimenkullerin gerçek alım-satım bedelleri üzerinden işlem yapmayı kolaylaştıracak ve çoğaltacaktır. Böylelikle herhangi bir Hazine zararı da  olmayacaktır diye düşünmekteyim.

31.10.2018 tarih  ve 287 sayılı CBK 3.madde  ile ekli (1) sayılı cetvelde yer alan mobilya ürünleri için 31.12.2018 tarihine kadar % 8 KDV, 4.madde ile Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 8701.20,87.02,87.04,87.05 gümrük tarife istatistik pozisyon numaralarında yer alan mallar  (ticari araçlar ) için 31.12.2018 tarihine kadar % 1 KDV uygulanacaktır. Sayılan mal grupları için ilk teslim zorunluluğu bulunmadığından  ikinci el teslimlerinde de indirimli vergi uygulanacaktır.

KDV kanununun 29.maddesinde,  28.maddeye göre vergi nispeti indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup indirim yoluyla telafi edilemeyen vergilerin öncelikle mükellef borçlarına mahsup edileceği, mahsup sonrası kalan tutarın ise mükellefe iade edilebileceği ifade edilmiştir. İndirimli KDV uygulanarak teslimi gerçekleştirilen mal ve hizmetlerle ilgili genel hüküm böyle olmakla birlikte, 287 sayılı CBK’da her iki mal grubu için (mobilye ve ticari araç) “Mükelleflerin, indirimli orana tabi işlemlerine ait iade hesabına, bu madde kapsamında teslim ettikleri mallar nedeniyle yüklendikleri vergiler dahil edilmez” hükmü yer almaktadır. Bu sebeple mobilya ve sayılan ticari araç grupları için indirimli vergi uygulanacak, ancak bu mallar için yüklenilen vergiler iade hesabına dahil edilemeyecektir. Söz konusu mallar için yüklenilen KDV’nin indirim hesaplarında kalmasında sakınca bulunmadığından herhangi bir düzeltme işlemine gerek bulunmamaktadır.    

Sıfır  araç ticareti ile iştigal eden  firmalar araç teslimlerinde, satış bedeline  ÖTV ekleyerek KDV matrahı oluşturduğu için, sürekli olarak KDV ödemek durumuyla karşı karşıya kalırlar. Bu sebeple indirimli oran uygulayarak teslim ettikleri araçlar için yüklendikleri KDV’yi indirim yoluyla telafi eder, iadeye ihtiyaç hissetmezler. Ancak mobilya işi ile iştigal eden firmalarda böyle bir durum söz konusu olmadığından, mobilya alımında ya da imalatında yüklendikleri KDV’leri  indirim yoluyla telafi edilemeyebilir. Bu sebeple, alınan tedbirleri yerinde bulmakla beraber, mobilya işi ile iştigal edenler açısından da KDV iadesi mümkün olabilse, sektör çalışanları açısından daha yararlı sonuçlar doğurabilirdi diye düşünmekteyim.