Son on gündür ülkede tek konuşulan konu Ayasofya Cami'nde namaz kılınması. Bana göre Ayasofya konusunda verilen karar yanlış. Ama karar verilmişse cami olarak açılır. Namaz kılınır biter. Türkiye’nin tek sorunu buymuş gibi günlerce gündemde tutmaktaki amaç ne? Siyaset yapmak mı? Gün siyaset yapma günü mü? Covıd-19 yüzünden tüm sektörlerde çok olumsuz gelişmeler yaşanırken bunların çözümleri için neler yapılacağı tartışılması gerekmez mi? Yoksa çözümlerde ilgili olumlu gelişmenin ucu kaçtı da, bunun sorumluluğunu batıya yüklemek mi düşünülüyor. Ayasofya camiye dönüştürülünce olası batı tepkileri sonrası yine batı bize düşmanlık yapıyor bahaneleri yaratmak mı?

**

Bakınız beyler Covıd-19’un kış sezonunda 2. dalga olabileceği varsayımları yapılıyor. Biz henüz 1. Dalganın olumsuzlukları içinden çıkamadık.

TÜRMOB, “Türkiye’de korona salgının sektörlere etkileri” ile ilgili bir çalışma yayınladı. Bu çalışmaya göre; tüm sektörlerde önemli sıkıntılar bulunmaktadır. Özellikle üç önemli sektör olan inşaat, otomotiv ve turizm sektörleri üzerinde duracağım.

**

            İnşaat sektörü yatırımları 2019 yılında cari fiyatlarla % 9,8 oranında gerilemiştir. 2020 yılının ilk çeyreğinde de sektörde süren daralma nedeniyle finansman sıkıntısı ve istihdamdaki gerileme devam etti. Sektörün istihdamda aldığı pay % 7’den % 5,5’e gerilemiştir. Son yapılan konut kredilerindeki faiz oranlarının düşürülmesi, mevduat sahiplerini konut alımına yönlendirmiştir. Bu durum konut fiyatlarında artışa neden olmuşsa da, sektörün canlanmasına katkı sağlamıştır. Ancak geçmişten gelen sözleşme sorunları (yap – işlet modeli) girdi maliyetleri gibi sorunlar devam etmektedir. Son konut satışları içinde ne kadarının 2. Elden satış ne kadarının yeni yapı satışı olduğu bilinmese de mevcut stokların eritilmesi açısından olumlu olmuştur. Bu organizasyona rağmen 2020 yılının yine daralma ile sonuçlanacağı görülmektedir.

 Turizm sektörü ülkenin yaşadığı kronik cari açık probleminin çözümünde en fazla katkı sunan bir sektördür. 2020 yılında 41 milyar dolar gelir hedeflenmiştir. Türkiye turizmde önemli bir potansiyeldir. Ancak korona nedeni ile bu hedefin tutmayacağı ortadadır. Sezonun en yoğun döneminde bulunulmasına rağmen doluluk oranları % 50 seviyesinde bile olmadığı belirtilmektedir. Ayrıca eski potansiyelini ne zaman yakalayacağı konusunda tatmin edici öngörülerde bulunmamaktadır. Avrupa birliği Türkiye’yi sıkıntılı ülke olarak değerlendirmiş ve vatandaşlarına önermemiştir. Sektörün finansal sıkıntıları devam etmektedir. 2018 yılından sonra bankacılık sisteminde sorunlu kredileri en hızlı artan sektör durumuna gelmiştir. Ayasofya’nın cami yapılması olayı da bu sektör için olumsuz gelişmeler olacak gibi görünmektedir.

**

            Otomotiv sektörü korona salgınından en fazla etkilenen sektör olmuştur. Mart ve Nisan aylarında tamamen durmuştur. Çok sayıda sektörler yüksek seviyede bağlantısı olan otomotiv sektörünün sorunu diğer sektörleri de yakından etkilemiştir. Satışlar 2. El olarak yapılmakta yeni araç fiyatları çok yükselmiştir. Otomotiv satışlarında temel belirleyici unsurun gelir artışı olduğu, oysa bu dönemde gelirlerdeki gerilemenin de sektöre yansıması olumsuzluğu derinleştirmiştir. Bir önceki yıla göre daralma % 78’ler düzeyindedir.

**

Diğer sektörlerde de durum farklı değil.

Çalışanların, esnafın durumlarını da değerlendirirsek “bir dokun bin ah dinle” misali.

Son söz bilim kuruluna.

65+ yaş için tedbirler adına en önemli özgürlüklerini kıstınız ve devam ediyorsunuz.

Ayasofya’daki 10 binlerle ilgili ne diyorsunuz?

Sağlık çalışanlarının bunca emeklerine yazık değil mi?

Bu konuda bir şeyler söylediniz de ben mi duymadım.

Kocaeli | Fikret GÖKMEN