Yargıya intikal eden olayda davacı işçi, askerlik görevini ifa etmek ve askerlik bitiminde tekrar işe başlamak üzere işyerinden ayrılmak istemiştir.

İşveren, bu talebe binaen işçinin işe başvurusu esnasında askerlik görevini yaptığını beyan etmiş olmasına rağmen işçinin gerçekte askerlik yapmadığını dolayısıyla işvereni yanılttığını anlaması üzerine işçinin iş sözleşmesini tazminatsız feshetmiştir.
 

Yerel mahkeme kısmen işçiyi haklı buldu

Olayda davacı işçi, davacının askerlik görevini ifa etmek ve askerlik bitiminde tekrar işe başlamak üzere davalı iş yeri yetkilisi ile görüşerek mutabık kaldıklarını, bu suretle davacının işten ayrıldığını, davalı şirkete verdiği (…..) tarihli dilekçe ile (…..) tarihinde askere gideceğini, gideceği birliği ve ekinde yedek subay sınıflandırma sonuç belgesini sunduğunu, davalı işveren tarafından keşide edilen (…..) tarihli fesih bildirimi ve fesih gerekçelerinin haksız olduğunu, fesih ihtarnamesi ekinde sunulan ek sefer görev emri başlıklı belgenin davacı ile ilgisi olmadığını ve ilk kez davalı işveren tarafından keşide edilen ihtarname ekinde gönderildiğinde gördüğünü beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Yerel mahkeme, davacı işçinin askerlik görevi nedeniyle fiilen feshinin daha önce tarihli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
 

Yargıtay, işçinin tazminat taleplerini reddederek işvereni haklı buldu

Davalı işverenin avukatı, işveren kurumun işe alım şartlarından birinin erkek çalışanlar için askerlik görevini ifa edilmiş olması gerektiğini, davacının işe alım sürecinde askerlik görevini ifa ettiğine dair belge istenmesine rağmen sunulmadığını ancak beyanına güvenerek işe alındığını, davacının ek sefer görev emrine çağrıldığını belirterek işten ayrıldığını, akabinde yapılan araştırma sonucunda davacının askerlik görevini ifa etmediğinin ve ek seferberlik emrine ilişkin olarak verdiği belgenin gerçek olmadığının anlaşıldığını, davacının bu şekilde davalı işvereni yanılttığını bu nedenle davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini beyanla davanın reddini talep ederek olayı Yargıtay’a taşımıştır.

Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay; davacı işçinin davalı iş yerinde işe başlarken yaptığı iş görüşmesi esnasında askerlik görevini ifa ettiğini, belgesini de daha sonra temin ederek iş yerine sunabileceğini beyan ettiği, davalı işvereninde davacının askerlik görevini ifa ettiğini düşündüğü ve davacı işçiyi bu şekilde işe aldığı, bir müddet çalışmadan sonra daha fazla erteleme imkânı bulamayan davacı işçinin zorunlu askerlik hizmetini yerine getirmek için iş yerinden ayrılmak zorunda kalması üzerine davacı işçinin işe başlama esnasında “askerlik görevimi yaptım” şeklindeki yanıltıcı beyanının ortaya çıkmaması için gerçek olmadığı anlaşılan sefer görev emri ibraz ederek zorunlu askerlik hizmetine gideceği hâlde sefer görev emri ile gideceği şeklinde yanıltıcı beyanda bulunup gerçeğe aykırı belge verdiği, davacı işçinin iş akdinin bu durumun ortaya çıkması üzerine açıklanan eylemleri nedeniyle feshedildiğini tespit etmiştir.

Bu tespitlerden hareketle davacı işçinin yukarıda izah edilen fiilinin doğruluk ve bağlılık kuralının ihlali niteliğinde olduğu ve davalı işverenin fesihte haklı olduğu gözetilerek davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği yönünde hükme varmıştır.
 

CV’nizde olmayan vasıf ve bilgilere yer vermeyin!

Bu emsal karardan hareketle iş başvurusunda işverene sunacağınız öz geçmişinizde ya da işe başvuru formunu doldururken sizde olmayan vasıf ve bilgilere yer vermemenizi tavsiye ediyorum.

Zira işe başlanmış ve aradan ne kadar zaman geçerse geçsin özellikle işe alım için aranan esaslı noktalardan biri için gerekli vasfın bulunmadığının ortaya çıkması durumunda işveren derhâl haklı sebeple tazminatsız iş sözleşmesini feshedebilecektir.

İşverenin bu fesih yetkisi İş Kanununda “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller ve benzerleri” başlığı altında “İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı hâlde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltmak” olduğu, net bir şekilde yer almaktadır.

Türkiye | İsa KARAKAŞ