5 milyon lira ve üzerinde değeri olan konutlardan Değerli Konut Vergisi (DKV) isteniyor... Binde 3’den başlayıp, binde 6 ve yüzde 1’e kadar oranlar üzerinden hesaplanıyor vergi.

Erteleme de konuşuluyor, verginin hesaplanmasında-uygulanmasında değişiklikler de konuşuluyor... Uygulama bir yıl daha ertelendiğinde, bu süre içinde yasanın eleştirilen kısımlarına da kalıcı çözümler getirilebilir.

Peki; yasanın kabul görmeyen, en çok tartışılan kısımları neler?

Sırasıyla gözden geçirelim şimdi...

* Tek konutu da olsa, değeri 5 milyonu aştığı için mülk sahibi vergi ödüyor ama birden çok konutu olup bu konutların toplam değeri 5 milyonu aşsa da mülk sahipleri vergi ödemiyor... Tek konutunun değeri 5 milyonu aşmamasına rağmen, misal 3 tane 2 milyon lira değerinde konutu olandan da (toplamı 6 milyon lira değere ulaştığından) vergi istenmesi gerekir. Böylece mülk sahipleri arasından kimlerin vergi mükellefi olacağının tespiti ‘servetlerinin toplam değerine göre’ ve servetleriyle orantılı olarak sağlanmış olur. .

Tek konutun tamamına değil de, bir kısmına hisse ile sahip olan vatandaştan da yine payı oranında vergi isteniyor. Taşınmazdaki payının değeri eğer 5 milyon liranın altındaysa da vergi ödemesi gerekiyor.

* Yasa yalnızca konut sahiplerinden vergi alınmasını öngörüyor. Ancak fiilen işyeri olarak kullanılan mülk sahiplerine de tebligat gitti. Her ne kadar tapuda konut görünse de, fiilen öteden beri işyeri olarak kullanılan mülklerin sahiplerinden ‘konut vergisi’ istenmemeli. Nitekim emlak vergisi uygulamasında Maliye, mülkün fiziki durumu işyeri ise o taşınmaz için, konut için geçerli orandan değil, işyeri olarak geçerli orandan vergi alınacağını özelgelerinde de açıklıyor. (23 Aralık 2019 tarihli yazımda diğer ayrıntılar da mevcut.)

* Aynı konut için hali hazırda emlak vergisi zaten ödeniyor. Üzerine bir de aynı konut için ilave vergi istenmesi yerine, en azından emlak vergisinin bu yeni vergiden mahsubu (düşümü) öngörülebilir.

* Yeni konut vergisinin tarifesinde 3 farklı oran var, ama yalnızca birisi ilgili taşınmaza uygulanıyor. Değerin artışıyla beraber, önce binde 3, sonra binde 6’lık oran uygulanamıyor. Örneğin 7.6 milyon lira değerinde mülkü olan vatandaş değerin tümü üzerinden binde 6 vergi ödeyecek. Halbuki; ilk 7.5 milyonluk değer için binde 3, kalan 100 bin liralık değer üzerinden bin de 6 uygulanmış olsa, değerin artışıyla beraber artan oranda vergi ödenmiş olacaktı. İlk başta daha düşük orandan, değerin artışıyla daha yüksek orandan...

7.6 milyon lira değerindeki örnek verdiğimiz taşınmaz için, her iki hesaplama arasındaki ödenecek fazla vergi 22 bin 500 liraya denk geliyor. Mevcut geçerli tarifeye göre ödenecek vergi 45 bin 600 lira olarak hesaplanırken, artan oranlı olarak hesaplandığında ise 23 bin 100 lira olarak vergi hesaplanır.

* Normalde 5 milyon lirayı aşan değerde bir gayrimenkule sahip olmak için yeterli gelire sahip olmamasına ve dolayısıyla değerli konut vergisini ödeyecek güce de sahip olmamasına rağmen miras yoluyla ancak mülk sahibi olabilmiş kişiler için de bir avantaj öngörülebilir yasada...

* Mülk sahiplerine gönderilen değerler de tartışmalı... Yasanın yayımlanmasını takiben mülk sahiplerine hızlıca tebliğ edilen konut değerleriyle beraber, değerleme raporu ve kriterleri de mükelleflerle paylaşılmalıydı. Emlak vergi değeri ile yeni belirlenen değer arasındaki farkın fahiş olduğu yönünde vatandaşın tepkisi var. Her durumda; emlak vergi değerinin belirli bir yüzdesi üst limit olarak değerli konut vergisine esas değer olarak belirlenebilir.


YENİ DÜZENLEMENİN ACİLİYETİ

Olası erteleme ve değişikliklerin kısa sürede sonuçlanması da önemli. Çünkü mülk sahipleri önce idare mahkemesine sonra vergi mahkemesine başvurma aşamasındalar. 200 binden fazla konut, mükellef ve işlemlerden bahsediliyor.

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nün belirlediği değerlere itiraz edip, olumlu sonuç da alamayan mülk sahipleri şu an idare mahkemesine ‘değere yönelik dava açma’ aşamasındalar. Ayrıca 20 Şubat 2020 tarihine kadar da Maliye’ye beyanname vermek zorundalar. Beyannameyi ‘ihtirazi kayıtla’ verip ardından ayrıca vergi mahkemesinde de dava açmaya hazırlanılıyor. Dolayısıyla erteleme ve değişiklik yapıldığında; yapılmış tüm bu itirazlar da, davalar da, verilecek beyannameler de boşa yapılmış olacak. Başvuran vatandaş için de başvurulan kurumlar için de gereksiz bir iş yüküne maruz kalınmış olunacak.

Dolayısıyla tüm tarafların yüzbinlerle ifade edilen dosya ve işlem yükünü daha fazla üzerlerinde taşımadan mecliste yasadaki değişikliklerin yapılarak devreye alınması aciliyet ve önem arz ediyor.

Hürriyet | Ahmet Karabıyık