Uygulamada genellikle düşük sermayeli şirketlerin kuruluşunun  göreceli olarak  daha kolay  kurulması ve  en az 2 ortakla şirket kurulması Limited şirket kuruluşlarını cazip  hale getirmektedir.  Geçmiş yıllarda özellikle  hayat standardı uygulamaları nedeniyle Limited şirket kuruluşu  daha yaygın  bir şirket türü olarak  kurulması  tercih edilmiştir.  Öyle ki, çok küçük işletmeler bile hayat standardı uygulamasından  kaçınmak  ve daha az vergi ödemek için  Limited şirket  kurmuşlardır.  Geldiğimiz noktada Limited şirketlerin  önceki  cazibeleri kalmamış, Türkiye adeta  bir Limited şirketler çöplüğü haline gelmiştir.

           

Yeni 6102 sayılı  TTK’nun 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak hukuk sistemimizde yerini almış bulunmaktadır. Mevcut 6762 sayılı TTK yürürlükte olup, yeni kanun  01.07.2012 tarihinden itibaren uygulanacaktır.  Yeni yasaya göre tek kişilik Limited şirket veya  anonim şirket  kurulması mümkündür.  Aşağıdaki çalışmamızda  yer verilen hususlar 6762 sayılı  TTK hükümlerine göre  önceden  kurulmuş anonim ve Limited şirket ortaklarının  pay devirleri,  hisse satışlarındaki vergileme hususları dikkate alınarak gerekli açıklamalar yapılmaktadır.

 

Asıl konumuza dönecek olursak,  anonim şirket ortakları ile Limited şirket ortaklarının  ortaklıktan ayrılmaları neticesinde  elde ettikleri gelirin vergilendirilmesi açısından anonim şirket ortakları lehine önemli  farklılıklar ortaya çıkmaktadır.[1] Öyle ki, bu  farklılıklar  son yıllarda vergi mevzuatında  yapılan düzenlemeler neticesinde  Limited şirketlerin ortakları tarafından  pay devirlerinin cazibesini ortadan kaldırmıştır. Başka bir ifade ile, Limited şirket ortaklarının  ortaklık payı  hisse senediyle temsil edilmediği için  Limited şirket  pay devirleri önemli ölçüde vergilendirilmektedir.[2]

 

Anonim şirketlerde  hisse devirleri 2 yıl geçtikten sonra vergiye tabi değildir. [3]Örneğin bir anonim şirketteki  hisse senedinin 2 yıl elde tutulduktan sonra  devreden  bir gerçek kişinin elde ettiği kazanç  GVK’nun  mük. 87. maddesi uyarınca herhangi bir gelir vergisine tabi değildir.[4]   Tüzel kişi ortaklar açısından ise, bir Limited şirketteki ortaklık hakkının  ya da bir AŞ’deki  payını  temsil eden hisse senetlerinin iktisap tarihinden  2 yıl  geçtikten sonra elden çıkarılması  halinde kazancın  %75’i ortaklara  dağıtılmadığı takdirde  kurumlar vergisinden istisna olur ve iştirak  satış işlemi hisse senedi olsun  olmasın KDV istisnasından  yararlanır.[5] Buna karşın ortaklık hakkı veya hisse senedinin 2 yıl geçmeden elden  çıkarılması halinde elde edilen iştirak  satış kazancı, kurumlar vergisine tabidir. KDV yükümlülüğü açısından ise 2 yıllık süre geçmeden  hisse senetlerinin teslimi her durumda KDV’den istisna iken Limited şirket ortaklık paylarının devrinde KDV açısından  herhangi bir istisna bulunmamaktadır.[6]  Dolayısıyla, iktisap ile elden çıkarma arasındaki sürenin 2 yılı geçmemesi halinde, kurumlar vergisi  mükelleflerinin  Limited şirketlerdeki iştirak  paylarını  elden çıkarmaları durumunda ayrıca devir bedeli üzerinden  %18 KDV  hesaplamaları gerekmektedir.[7]

 

Limited şirketlerdeki iştirak hissenin elden  çıkarılmasına ilişkin  mali yönden  ortaya çıkan dezavantajlar, işbu Limited şirketin  anonim şirkete nev’i değişikliği yoluyla çevrilmesi suretiyle aşılabilecektir.[8]   Bir Limited şirketin nev’i değiştirmek  suretiyle  anonim şirkete geçmesi halinde  nev’i değiştirme tarihinden  sonra  anonim şirket hisse senetlerinin   satılması halinde  KDV’den istisna olacaktır.[9]

 

5520 sayılı KVK 1 Seri Nolu  Genel Tebliği hükümlerine göre, KVK’nun 19 ve 20. maddeleri kapsamında gerçekleştirilen devir ve bölünme  hallerinde, devrolan veya bölünen  şirketin  ortaklarına verilen  hisselerin iktisap tarihi olarak,  bu yeni hisselerin verilmesine neden olan  devrolan  veya bölünen  şirketin hisselerinin iktisap edildiği tarihin esas alınması gerekmektedir.[10] Aynı  kanunun 19. maddesinde bu kanuna uygun nev’i  değiştirmeleri de devir hükmünde  olduğundan, nev’i değiştirme halinde, elde edilen hisse senetlerinin iktisap tarihi,  Limited şirketteki iştirakin iktisap tarihi  olarak kabul edilir.

 

Pratik yaşamda, özellikle Limited şirketlerin gerçek kişi ortakları açısından büyük  bir vergisel avantaj yaratır. Bir Limited şirkette 2 yıldan fazla ortak olan bir gerçek kişi (sermaye artırımı yapıldıysa bunların da iki yıl önceden yapıldığı varsayımıyla), bu iştirak payını nevi değişikliği yapılmadan sattığında  vergi ödemekle yükümlü olurken,  nevi değişikliğine  gidilip  hisse senetlerini satması halinde herhangi bir  gelir vergisi yükü olmayacağından, Limited şirket ortaklarının  hisselerini  nevi değişikliğine gittikten sonra elden çıkarmaları tavsiye olunur.[11]  

 

Sonuç olarak, anonim şirketlerin kurulması, hisse devirleri Limited şirketlere nispeten  daha avantajlı durumdadır.  Limited şirketlerdeki pay devirlerinin vergi  dezavantajı dolayısıyla  bu şirketlerdeki  iştirak  hissesinin elden çıkarılmasına ilişkin  yukarıda belirtilen vergisel dezavantajlar,  Limited şirketin anonim şirkete  nevi değişikliği yoluyla çevrilmesiyle  bu  dezavantaj,  avantajlı duruma çevrilebilir.  Ayrıca, limited şirketlerdeki ortaklar ve müdürlerin kanuni  temsilci sıfatıyla amme borçlarından  sorumlulukları da dikkate alındığında Limited şirket olarak faaliyet sürdürmek  çok cazip  görülmemektedir. 

-------------------------------------

[1] ATEŞ Koray, 550 Konuda Vergi ve Muhasebe Uygulamaları Rehberi,  Hipotez Yayınları, Yıl:2011, Nisan, s.259-261.

[2] GVK md. 80/4: değer artış kazancı, KDVK md. 17/4-g. Bkz. KIZILOT Şükrü, “Anonim ve Limited şirket hissesi devrinde  ince noktalar”, Yaklaşım Dergisi, Ekim 2010, Sayı:214.

[3] Anonim şirket ortağının, şirket  tarafından hisse senedi  bastırılmamış ise  şirket ortağı yönünden hissesini  kaç yıl sonra ve  kime satarsa satsın bundan doğan kazanç “değer artış kazancı” olarak GVK’nun mük. md 80/4 hükmü gereğince vergiye tabi olacaktır.  Eğer, anonim şirket  hisse senedi  bastırmış ise, 2 yıldan  fazla süre elde tutulan hisse senetlerinin  satışından doğan kazanç vergiye tabi değildir.  İlmühaber  bastırılmış ise bunların da elden çıkarılması  halinde tıpkı hisse senedi gibi işlem görecektir. 

[4] Bkz. A. Bumin DOĞRUSÖZ, “Anonim Şirket Hisselerinin Devrinde Vergileme”, Yaklaşım, Ekim 2009, s.17-18; Akın Gencer ŞENTÜRK, “Hisse Senedi (ve İlmühaber) Satış ve Teslimlerinde, KDV Kanunu’nda Yer alan Üç Farklı Hükmün Hangisinin Uygulanacağı”, Yaklaşım, Aralık 2009, s. 182-184; Abdullah TOLU, “İştirak Hissesi Satışlarında KDV İstisnası”, Yaklaşım, Aralık 2006, s. 204-206; 232 No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği, 1 No.lu KDV Genel Tebliği VI/F-4/f bölümü, MB’nin, 27.11.2006 tarih ve 0935085 sayılı Özelgesi (Özelge’nin tam metni için Bkz. Şükrü KIZILOT, Danıştay Kararları ve Özelgeler, Cilt:8, Ankara, 2008, s.1168-1169).

[5] KDVK md.17/4-r.

[6] COŞKUN Leon Aslan, “Limited şirket ortaklık  paylarının satışında vergilendirme”  Fortune Dergisi, Ağustos 2011.

[7] 3065 sayılı KDVK md. 17/4-r.

[8] Limited şirketlerde ortağın sermaye payının  devri halinde  vergileme  söz konusudur.   TTK md.520/5 hükmü gereği  hisselerin devrinde  noterden pay sözleşmesi devri ile mümkün olabilmektedir.  Hissenin devredilebilmesi için ortakların en az dörtte üçünün onayı ve bunların esas sermayesinin en az dörtte üçüne sahip olması  gerekir.  Pay devirlerinin ayrıca Limited şirket pay defterine işlenmesi ve noter tarafından  vergi dairesine yollanması  zorunludur. Limited şirketlerde, hisse senedi ya da ilmühaber çıkartılamadığı için, şirket hissesi ne zaman satılırsa satılsın, bundan doğan kazanç “değer artışı kazancı” olarak gelir vergisine tabi tutuluyor (GVK mük. md. 80/4). Kazancın hesaplanmasında, hissenin iktisap (edinme) bedeli, (hisse senedi ya da ilmühaber bastırılmamış A.Ş. hisselerinde olduğu gibi) endekslemeye tabi tutuluyor ve aynı istisna uygulanıyor. Bu arada, ilginç bir yasa ve uygulama; limited şirketlerde, çoğunluk hisseye örneğin yüzde 99 hisseye sahip olan ortak, diğer ortağın yazılı onayı olmadan, hissesini ya da hissesinin bir kısmını, eşine ve çocuğuna dahi satamıyor.

[9] KDVK md.17/4-g. Hisse senedi bastırılması durumunda ve ayrıca 2 yıl  elde tutulduktan sonra yapılan satışlar.

[10] 1 Seri Nolu Genel Tebliğ  03.04.2007 tarih ve 26482 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[11] COŞKUN Leon Aslan, agm, s.2