Vergi Usul Kanunu’nun 341’inci maddesinde ‘vergi ziyaı’nın tanımı yapılmıştır. Bu tanımlamadan anlaşılacağı üzere vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlusunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi nedeniyle verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.

Şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir.

Yukarıdaki fıkralarda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanması veyahut haksız iadenin geri alınması ceza uygulamasına mani (engel) teşkil etmemektedir.

Vergi kanunlarında vergilendirmeye yönelik hükümlerin asıl amacı bir döneme ilişkin olarak ödenmesi gereken vergilerin zamanında tahsilini sağlamaktır. Verginin kanunlarında öngörülen sürelerde mevzuatına göre doğru hesaplanıp ödenmiş olması halinde vergi ziyaından söz edilemez.

Uygulamada beyana dayalı vergilerde beyanname verme süresi içerisinde noksan beyanda bulunulması halinde bu beyanın beyanname verme süresi sona ermeden düzeltilmesi mümkündür.

Yapılan beyanın eksik hesaplanmadan kaynaklanması halinde, henüz beyanname verme süresinin sona ermemiş olması nedeniyle beyanname verme süresi sona erene kadar ek beyanda bulunmak suretiyle yapılan hatanın giderilmesi imkanı mükelleflere sağlanmıştır.

Vergi Usul Kanunu’nun 342’nci maddesinde “Veraset ve İntikal Vergisi” uygulamasına yönelik “Ek Süre” tanımlanmıştır. Bu düzenleme uyarınca; veraset ve intikal vergisine ilişkin mükellefiyetlerde tahakkuk muamelesi yapılmak için beyanname verme süresinin sonundan başlayarak 15 gün beklenir. Beyanname bu süre içinde verilirse vergi ziyaı olmamış sayılır.

Vergi Usul Kanunu’nun dördüncü kitabı “Ceza Hükümleri” (md:331-376) başlığını taşımaktadır. Söz konusu kanunun 331’inci maddesi uyarınca; vergi kanunu hükümlerine aykırı hareket edenler bu kitapta yazılı vergi cezaları (vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları) ve diğer cezalarla cezalandırılır. Velayet ve vesayet altında bulunanlar ile işlerinin idaresi bir kayyıma tevdi edilmiş olanlar, kendilerine izafaten veli, vasi veya kayyımın vergi kanunlarına aykırı hareketlerinden dolayı cezaya muhatap tutulmazlar. Bu hallerde cezanın muhatabı veli, vasi veya kayyımdır.

Vergi Usul Kanunu’nun 344’üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca; vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek ceza yüzde 50 oranında uygulanır.

Pişmanlık istemiyle verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerden vadesi geçmiş olanların 15 gün içinde üstelik pişmanlık zammı ile birlikte ödenmesi gerekir. Oysa kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergilerden vadesi geçmiş olanlar tahakkuk tarihinden bir ay sonra ödenebilmektedir.

Bir başka anlatımla vergi kanunlarında gösterilen süreler içinde ödenir.

Ödeme süresinin son günü verginin vadesi tarihidir.

Vergi Usul Kanunu’nun;

  • 15’inci maddesinde yer alan “Mucbir Sebeple Gecikme”,
  • 17’nci maddesinde yer alan “Mühlet Verme”,
  • 342’nci maddesinde yer alan “Veraset ve İntikal Vergisinde Ek Süre” nedeniyle ödeme süresinin son günü verginin vadesi tarihidir.

Beyannamenin posta ile gönderilmesi halinde, beyan edilen vergi tahakkuk işleminin bitmesi beklenmeksizin vadesinde ödenir.

500’den fazla mükellefi olan vergi dairelerine para yatırmak bakımından mükelleflere vadenin bitmesini takip eden tarihten başlayarak 15 gün içinde gün belli etmeye Maliye Bakanı yetkilidir. Ayrıca Vergi Usul Kanunu’nun 16’ncı maddesi uyarınca; “Vergi kanunlarında hüküm bulunmayan hallerde ölüm dolayısıyla mirasçılara geçen ödevlerin yerine getirilmesinde bildirme ve beyanname verme sürelerine üç ay eklenir.”

“Zor durumda” bulunmaları hasebiyle vergi muamelelerine müteallik ödevleri süresi içinde yerine getiremeyecek olanlara, kanuni sürenin bir katını, kanuni sürenin bir aydan az olması halinde bir ayı geçmemek üzere Maliye Bakanlığınca münasip bir mühlet verilebilme imkanı vardır.