Türkiye’nin en büyük işveren sendikalarından Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS), çimento sektöründe çalışanlar arasında cinsiyet eşitliğine ilişkin davranış ve düşünce gelişimi sağlama hedefiyle yeni bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi başlattı.

Projenin yürütülmesinde rol alan kurulda çimento sektörünün yanı sıra sivil toplum kuruluşu temsilcisi, gazeteci ve iletişim danışmanı, akademisyenler ile nöro araştırmacı da bulunuyor.
 

Beyin verisi...

“Benimle Gelecek” Projesi kapsamında ilk olarak mevcut durum tespiti yapmak üzere Temmuz - Ağustos 2021 döneminde bir saha araştırmasının gerçekleştirildiği görülüyor.

Araştırmada, toplumsal cinsiyet kalıplarına bakışın nesnel bir şekilde analiz edilmiş. Bir nöro pazarlama şirketi işbirliğinde gerçekleştirilen araştırma ile optik beyin görüntüleme tekniği kullanılarak toplumsal cinsiyet kalıplarının bilinç dışındaki yeri ölçülmüş. Bu anlamda, araştırmaya katılan kişilerin sözel beyanlarının ötesine geçen ve davranışın asıl kaynağı olan beyin verileri incelenmiş. Araştırma, kullanılan teknik itibarıyla hem Türkiye’de hem de dünyada bir ilk olma özelliğini de taşıyor.
 

‘Farkındalık’ eğitimi olacak

Projenin bir aşaması cinsiyet eşitliğinin hayatın her alanında yaygınlaşması hedefiyle düzenlenen eğitimler. Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) işbirliği ile düzenlenecek eğitimlerle hedeflenen; çalışanları harekete geçirerek kurumların eşitlikçi yönde dönüşümlerini kolaylaştırmak.

Bu bakımdan, “Eşitliğe Değer” Girişimi ile çimento sektöründeki tüm ofis çalışanlarına “Eşitliğin Farkındayım” Eğitimi uygulanacak.

Proje kapsamındaki bir diğer eğitim ise sektördeki karar vericilerin, cinsiyet eşitliğiyle ilgili kavramları derinlikli olarak tartışıp, değişim için işyerlerinden başlayarak ailede ve toplumda sorumluluk almalarını teşvik eden “Eşitlik için Harekete Geçiyorum” eğitimi.

Bu eğitim ile hedeflenen; katılımcılardan çalıştıkları kurum içinde toplumsal cinsiyet eşitliği odağında değişime liderlik etmeleri.
 

‘Kızım - oğlum söylemi’ etkili

Proje kapsamında kadın ve erkeklerin eşit düzeyde temsil edildiği 64 katılımcı ile gerçekleştirilen araştırmanın yanında 16 katılımcı ile de derinlemesine görüşmeler yapılmış. Katılımcıların yarısı evli ve çocukluyken, diğer yarısını da bekar ve çocuksuz. Araştırmada, esas olarak cinsiyet eşitliğine yönelik 17 farklı ifade ile katılımcıların “kadın-erkek söylemine” ilişkin genel ifadeler ile “kızım-oğlum söylemine” dair kişinin duygusal bağ kurabileceği ifadeler karşısında düşünce ve davranışlarında değişim olup olmadığı ölçülmeye çalışılmış. Araştırmanın öne çıkan sonuçları ise şu şekilde:

- Konu “şiddet” olduğunda; tüm gruplarda “kadın-erkek” söyleminden ziyade duygusal yakınlık içeren “kızım-oğlum” söyleminin daha etkili olduğu ve eşitlik yanlısı sonuçlar çıkardığı gözlemlenmiş.

- Şiddet dışında kalan konular incelendiğinde; kadın ve erkeklerin aile yaşamı ve çocuk bakımına dair görevleri konusunda, bekar/çocuksuz grubun müstakbel kız ve erkek çocukları konusunda cinsiyet ayrımcılığına varabilecek görüşlere sahip oldukları tespit edilmiş.
 

‘Maço’ tavır...

- Henüz çocuk sahibi olmamış grup, toplumun dayattığı cinsiyet rolleri konusunda, kendilerinden çok olası çocukları özelinde daha tutucu ve cinsiyetçi davrandığı; özellikle erkek çocukları konusunda daha “maço” bir tavır sergilediği görülmüş.

- Evli/çocuklu kişilerin, her ne kadar kızları söz konusu olduğunda görevlerin paylaşılması gerektiğine dair beyin verilerine sahip olsalar da oğullarını da benzer şekilde kayırmaya meyilli oldukları tespit edilmiş.

- Son olarak, çeşitli ifadeler karşısındaki tepkileri dikkate alındığında kadınların ayrımcılığa karşı güçlü bir kabullenmeme duruşu sergilemedikleri açığa çıkarılmış.
 

‘Nötr’ tavır ne anlama gelir?

Kadın katılımcıların cinsiyet eşitsizliğini temsil eden “Kadının en önemli görevi eviyle ilgilenmek ve ailesine yemek pişirmektir”, “Bebek bezi değiştirmek ve çocukları beslemek kadının sorumluluğudur” ve “Erkekler aynı pozisyonda çalışan kadın meslektaşından daha fazla kazanmalıdır” gibi bazı ifadeler karşısındaki “nötr” tavırları, söz konusu kadınların kendi hayatlarında karşılaştıkları benzer durumlar karşısında sessiz kalabilme ihtimallerinin yüksek olduğunu gösteriyor.

Milliyet | Cem KILIÇ