Asgari ücret tespit komisyonu iki toplantıyı geride bıraktı. Üçüncü toplantının önümüzdeki hafta yapılması ve tarafların rakam üzerinde uzlaşması bekleniyor. İşyerlerinde yalnızca asgari ücretliler değil yeni yıl zammı bekleyen herkes için artış oranı önem arz ediyor. Diğer yandan asgari ücret rakamıyla birlikte asgari ücret desteği de çok önemli. Asgari ücretteki artışın istihdamda daralmaya neden olmaması adına işveren cephesinin desteğin artarak devam etmesi yönünde beklentisi var.

Bütçede belirleyici

Yılsonu yaklaşınca şirketler yeni yılın bütçesini yapar. Bütçenin en önemli belirleyicisi de asgari ücrettir. Çalışma hayatında asgari ücret çok önemli bir parametredir. Yalnızca asgari ücret üzerinden işçi çalıştıran işverenler açısından değil, borçlanma yapacaklardan, taksicilere kadar asgari ücret pek çok kişi için belirleyicidir. Dolayısıyla yüzde 50’ye yakın gerçekleşmesi beklenen artış sonrası asgari ücretin işverene maliyetinin aynı oranda olmamasını sağlayacak miktarda bir destek beklentisi söz konusu.

Hassas bir denge

Asgari ücret belirlenirken çok hassas bir denge gözetilmesi gerekiyor. Asgari ücretliler açısından asgari ücret geçim meselesi iken, işverenler açısından da istihdam kararı açısından çok önemli bir belirleyicidir. Bu nedenle asgari ücret belirlenirken hem yeni istihdam fırsatlarını daraltmamak hem de asgari ücretlilerin refah seviyesini korumak gerekiyor. Aksi taktirde asgari ücretin artması çalışanların ellerine geçen ücreti belki artıracaktır, ancak yeni istihdam olanaklarının daralması ile işsizlik artabileceği gibi, mevcut çalışanların işsizlik riskinin artması söz konusu olabilir.

2.347,5 TL fark var

2023 yılı itibarıyla asgari ücretin işverene maliyeti 15.762,04 TL. Yani brüt asgari ücret ile işverene maliyet arasında 2.347,5 TL’lik bir fark var. Bu fark 5 puanlık prim teşviki ile bu şekilde gerçekleşiyor. Primini düzenli ödemeyen işverenler için maliyet daha da artıyor. Diğer yandan asgari ücret desteği çerçevesinde her bir işçi için sağlanan 500 TL’lik destek asgari ücretin işverene maliyetini azaltıyor. Ancak asgari ücretteki artış oranıyla asgari ücret desteği aynı miktarda artmazsa bu durumda desteğin yeterli olmaması durumu ortaya çıkıyor. Böyle olunca da işyerlerinde işten çıkışların yaşanması riski söz konusu oluyor.

Asgari ücret desteği ilk kez 2016’da uygulanmaya başlandı. 2016’da 100 TL olan destek, 2017 ve 2018 yılında aynı tutarda devam etti. 2018 yılında destek 12 ay değil 9 ay sağlandı. 2019’da ise beş yüzün altında çalışanı bulunan işyerleri için 150 TL, beş yüz ve üzeri çalışanlı işyerleri için 100 TL olarak uygulandı. 2020’de desteğin miktarı 75 TL’ye indi ve 2021’de de aynı tutarla destek sağlandı. 2022’de destek yeniden 100 TL’ye yükseldi ancak sadece 6 aylık süreyle temmuz-aralık dönemi için asgari ücret desteği sağlandı. 2023 yılının ocak-haziran dönemi destek miktarı 400 TL’ye çıkarken temmuz-aralık döneminde tutar 500 TL’ye yükseltildi. Dolayısıyla asgari ücret desteğinde başlangıçtaki yüzdenin korunamaması söz konusu olduğu gibi 2020 ve 2021 yıllarında destek tutarının bir önceki yıla göre azaltılması da söz konusu olmuştu.

Yüzde 5,6’lık oran

Asgari ücret desteğinin uygulanmaya başlandığı 2016’da destek miktarı asgari ücretin brüt tutarının yüzde 5,6’sı kadardı. 2023 Temmuz dönemi için ise bu oran yüzde 3,72’ye geriledi. 2016 yılındaki oranın korunması halinde asgari ücret desteğinin tutarının 750 TL civarında olması gerekirdi. Bu yıl yüzde 50’lik bir artış söz konusu olur ve asgari ücret brüt 20.000 TL civarına yaklaşırsa destek miktarının da 1.000 TL’ye yükselmesi ile bu oran korunmuş olacaktır.

Örgütlülüğe destek

Asgari ücret desteğinin tek boyutu işveren maliyetinin azaltılması değil. Toplu iş sözleşmesi imzalanmış işyerlerindeki işverenler daha fazla sayıda işçi için bu destekten faydalanabiliyor. Dolayısıyla örgütlülük de özendirilmiş oluyor. Bu boyutu da düşünüldüğünde asgari ücret desteğinin devamı ve kapsamının genişletilmesi yerinde olacaktır. Ayrıca yürürlükteki istihdam teşviklerinin sadeleştirilmesi ve daha fazla işverenin teşviklerden yararlanır hale getirilmesi ile işgücü piyasasındaki toparlanma sürdürülebileceği gibi, özellikle gençlerin ve kadınların işgücü piyasasındaki durumları iyileştirilebilecektir.