Özellikle kur artışının ve enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde değerleme müessesi ciddi önem kazanmaktadır. Çünkü değerleme yapmak veya yapmamak ödenecek verginin ciddi şekilde değişmesine neden olduğu gibi işletmenin gerçek değerinin belirlenmesi konusunda da belirleyici olmaktadır. Bu nedenle işletmeler başta kur artışından ve enflasyondan arındırılmış gerçek kar ya da zararlarını görmek, işletmelerinin gerçek değerini belirlemek ve enflasyon vergisi ödememek adına değerleme yapmak istemektedirler. Ancak hangi hesapların değerlendirilip değerlendirilmeyeceği veya değerlemenin nasıl yapılabileceği Vergi Usul Kanunu’nun amir hükümleri ile belirlenmiş olması nedeniyle belirlenen kurallara göre işlem yapılması gerekmektedir.

Bu yazımızın konusunu, yıl ayracı hesaplar olarak da adlandırılan; aktif ve pasif düzenleyici geçici hesaplar oluşturmaktadır. Çünkü muhasebenin dönemsellik ilkesi gereği yapılan gider veya gelirlerin kendi dönemlerine kaydedilmeleri gerekmektedir. 

- Aktif düzenleyici geçici hesaplar;

180- Gelecek Aylara Ait Giderler

Bu hesap, peşin ödenen ve gelecek döneme ait olduğu için, çalışılan dönemdeki hesaplara kaydedilmemesi gereken giderleri izlemek için kullanılır.
 

280- Gelecek Yıllara Ait Giderler

 Bu hesap, peşin ödenen ve gelecek yıllara ait olduğu için, çalışılan dönemdeki hesaplara kaydedilmemesi gereken giderleri izlemek için kullanılır.

- Pasif düzenleyici geçici hesaplar ise;


380- Gelecek Aylara Ait Gelirler

Bu hesap, peşin tahsil edilen ve gelecek döneme ait olduğu için, çalışılan dönemdeki hesaplara kaydedilmemesi gereken gelirleri izlemek için kullanılır.


- 480- Gelecek Yıllara Ait Gelirler

 Bu hesap, peşin tahsil edilen ve gelecek döneme ait olduğu için, çalışılan dönemdeki hesaplara kaydedilmemesi gereken bir yıldan uzun vadeli gelirleri izlemek için kullanılır.

Vergi Usul Kanununda değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olarak tanımlanmıştır.

VUK’un 265’inci maddesi hükmüne göre; “Aktif ve Pasif Düzenleyici Geçici Hesaplar” Mukayyet Değer ile değerlendirilmektedir. Mukayyet değer bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen değeridir. Yani Mukayyet değer bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarına alındığı (yazıldığı) ilk bedeldir. Aktif ve pasif düzenleyici hesapların döviz veya TL olmasında bir ayrım yapılmaksızın, mukayyet değer ile değerleme yapılacağı yani aslında kayıtlara ilk alınan tutar olarak kalacağı ve değerleme yapılamayacağı kanun hükmü ile net bir şekilde ortaya konulmuştur.

Döviz kurlarındaki hızlı değişim nedeniyle bazı çevreler bu hesaplarda da değerleme yapılacağını savunsa da Danıştay vermiş olduğu kararlar ile bu konuda son noktayı koymuştur.

Danıştay 9. Daire Başkanlığı’nın ( Esas No 2021 / 2751 Karar No 2022 /103, Esas No 2019 / 4767 Karar No 2022 /104,  Esas No 2019 / 5611 Karar No 2022 /105) içtihat metninde “ Aktif ve Pasif düzenleyici geçici hesaplarının değerleme ölçüsü olarak Vergi Usul Kanunu’nda mukayyet değerin belirlenmiş olması nedeniyle, söz konusu hesaplarda bakiyenin  döviz olarak bulunması halinde,   dövizin değerlendirilmek suretiyle kur farkı geliri veya gideri hesaplanılmasının mümkün olmadığı” belirtilmiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere artık bu hesaplarda değerlendirmenin yapılamayacağı kesin olarak belirlenmiştir.

Ekonomim | Yılmaz SEZER