Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, A Haber yayınında ekonomi gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakan Şimşek, "Programın hedefi finansal piyasalarda istikrarsızlığa engel olmak, bunu sağladık, şimdi dezenflasyonun başlaması ve dayanıklılığın güçlendirmesi evresine geçtik" dedi.
Enflasyonun yıl sonunda yüzde 30'un altına inmesini beklediklerini söyleyen Şimşek, "Bütçe açığı enflasyonisttir, dezenflasyonist değildir, bu açıkları piyasada borçla yöneterek enflasyonun rayından çıkmasını engelledik" şeklinde ifade etti.
Türkiye'nin kredi risk primi CDS'deki düşüşü değerlendiren Bakan, "Şokların yaşandığı dönemde verdiğimiz tepki doğruydu ki enflasyon düşmeye devam etti, CDS'ler düştü. Başımıza bu sorunlar gelmeseydi belki 200 puanın altındaydık" dedi.
Bütçe açığına da değinen Bakan Şimşek, "Bu sene hedefimiz iddialıydı yüzde 3,1, büyük ihtimalle yüzde 3,6 ile bitireceğiz" olarak belirtti.
Şimşek, "Cari açığı endişe kaynağı olmaktan çıkardık, önümüzdeki üç yıl altın hariç yüzde 0,5 altında olacak" şeklinde söyledi.
Bakan Şimşek konkordatolardaki şikayetlere yönelik ise, "Konkordato müessesini suistimal ettiğine dair şikayetler geliyor, ortak çalışma grubu ile nasıl engelleriz diye bakıyoruz" dedi.
KKM'nin aralık ayında gündemden çıkmış olacağını vurgulayan Şimşek, "Türkiye'nin şu anda ne dış finansmana erişiminde ne de rezerv yeterliliğinde sorun var" dedi.
Bakan Şimşek'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Küresel enflasyonda düşüş sürüyor. Küresel ticaretin yavaşlaması olumsuz bir trend. Dünya nüfusu yaşlanıyor bu avantaja çevrilmeli.
Savunma sanayinde ilk 10'a girebiliriz
Türkiye savunma sanayisinde çok büyük bir avantaja sahip. Muhtemelen savunma sanayinde bu sene ilk 10'a girecek.
Bu konuda en fazla yatırım yapmış ülkelerden biri Türkiye.
Dış şoklara rağmen programı rayında tuttuk
Programın hedefi finansal piyasalarda istikrarsızlığa engel olmak, bunu sağladık, şimdi dezenflasyonun başlaması ve dayanıklılığın güçlendirmesi evresine geçtik.
Dış şoklara rağmen programı rayında tuttuk.
Enflasyonun yıl sonunda %30'un altına inmesini bekliyoruz. Dünyadaki başarılı uygulamalarda enflasyon ile mücadele 3,4 yıl alıyor, biz daha ikinci evresindeyiz, daha 3.yılına bile girmedik, bu programdaki gidişat uluslararası başarılı uygulamalara paraleldir.
Türkiye 90 milyar doları deprem bölgesinin yeniden inşası ve vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının giderilmesi için harcadı. Bütçe açığı enflasyonisttir, dezenflasyonist değildir, bu açıkları piyasada borçla yöneterek enflasyonun rayından çıkmasını engelledik.
Enflasyonda yüzde 20'nin altını hedefliyoruz
Manşet enflasyonu, geçen yıl ağustosta yaklaşık yüzde 50 üzerindeydi, bu sene yüzde 33 civarında, manşet rakam detayları yansıtmıyor, temel mal enflasyonu yüzde 20 altına düştü.
Gıdada yüzde 30'un altına inen enflasyon kuraklık, don, bölgede savaş, Trump'ın ticaret savaşlarıyla yeniden yükseldi. Hizmet enflasyonu kira ve eğitim gibi bazı kalemlerden dolayı yüksek.
Bütün bunlara rağmen manşet enflasyonun yüzde 30'un altına düşeceğine inanıyoruz, yüzde 20'nin altını hedefliyoruz.
Aslında enflasyonda hissedilebilir bir düşüş içerisindeyiz. Fiyatların, etiketlerin eskisi kadar yenilenmediğini herkes biliyor.
Başımıza şoklar gelmeseydi belki CDS 200'ün altındaydı
Program hiçbir zaman bir düzlükte gitmez, inişleri-çıkışları olacak programın, şoklara karşı önemli olan verdiğimiz tepkidir.
Şokların yaşandığı dönemde verdiğimiz tepki doğruydu ki enflasyon düşmeye devam etti, CDS'ler düştü. Başımıza bu sorunlar gelmeseydi belki 200 puanın altındaydık.
Enflasyon düşüyor, düşüş devam edecek, bu konuda kararlıyız. Tabii ki kolay değil ama asıl olan kararlılık ve devamlılıktır.
Bütçe açığı hedefimiz bu sene iddialıydı
Deprem ile birlikte 2023'te bütçe açığımız yüzde 5 üzerine çıktı, bu yüksek rakam, tedbir aldık, almasaydık daha yüksek olacaktı, yüzde 4,7 civarına indirdik.
Bu sene hedefimiz iddialıydı yüzde 3,1, büyük ihtimalle yüzde 3,6 ile bitireceğiz.
Harcamalarda hedeflerin altındayız, harcamalara izin vermedik, disiplin var, ama gelir bizim kontrolümüzde değil. Dolayısıyla gelir ayağında enflasyon muhasebesi uygulaması, büyümenin seviyesi ve kompozisyonu bizi etkiledi, ama sapma çok sınırlı.
Program öncesi 10 yıllık dönemde ortalama sapma yüzde 9,1, geçen sene 100 TL'lik bütçe karşılığı 96,7 TL harcadık, yüzde 3,3 aşağı yönlü baskıladık, bu sene de en az yüzde 1'in üzerinde aşağıda kalacağız.
Faizin payını 2026 sonrası dönemde indirmeye başlayacağız
Tabii ki faiz giderleri nominal olarak artıyor, çünkü ülkede enflasyon var, burada önemli olan faiz harcamalarının milli gelire oranına ya da vergi gelirine bakacağız.
Program öncesi 20 yılda faiz harcamalarının milli gelire oranı yüzde 4'ken, program dönemi yüzde 3 civarına gelmiş, bu uzun vadeli ortalamanın altında, ama program öncesi 2022'nin üzerinde, nedeni 90 milyar doları deprem harcamaları için harcadık, borçlandık.
Faiz harcamalarında bir artış var, ana sebebi deprem nedeniyle büyük açık vermemiz, bunu borçlanmamız, bunu kontrol altına aldık, faizin payını 2026 sonrası dönemde indirmeye başlayacağız.
Cari açığı endişe kaynağı olmaktan çıkardık
Cari açık Türkiye'nin önemli dengesizliklerinden biri, Ak Parti dönemine bakıldığında cari açığın milli gelire oranı yüzde 3,7, altın hariç yüzde 3,2'dir. Geçen yıl altın hariç cari fazla verdik, net altın ithalatı dahil yüzde 0,8, yani yüzde 1 altında açık verdi. Bu sene hedef yüzde 2'nin altında yüzde 1,5 civarında açık ile kapatacağız.
Cari açığı endişe kaynağı olmaktan çıkardık, önümüzdeki üç yıl altın hariç yüzde 0,5 altında olacak.
Dış finansmana erişiminde ve rezerv yeterliliğinde sorun yok
Dış finansmana erişimde sorun yok, 100 dolar ödediklerinde 163 dolar bulabiliyorlar. İhtiyaçtan yüzde 63 daha fazla kaynak buluyor.
Türkiye'nin şu anda ne dış finansmana erişiminde ne de rezerv yeterliliğinde sorun var. Rezerv yeterliliğinde program öncesinde Türkiye yüzde 0,7'yken, program sonrasında yüzde 1,15'e çıktı.
İhracat performansında sorun yok
İhracat yaptığımız ülkelerin büyümesi yüzde 1,8, yüzde 2 civarı, bizim ihracatımız program başladığından bu yana yüzde 6 civarında arttı.
AB ithalatı düşüyor, bizim AB'deki pazar payımız artıyor, Avrupa'nın ithalatındaki payı yüzde 3,3'tü, şu anda yüzde 3,4'e çıkmış durumda.
Sıkıntılar sektöreldir, emek yoğun sektörler zorlanıyor, rekabet gücümüzde bir kayıp yok, dolayısıyla Türkiye'nin ithalat artışında da büyük bir sorun yok.
Konkordatoda suistimali nasıl engelleyeceğimize bakıyoruz
Konkordato konusu çok konuşuluyor, biz de rakamları yakından takip ediyoruz. Programdan sonra konkordato yapan firma sayısı 3 bin 850, bunun ekonomideki karşılığı, bu firmaların reel sektör içindeki payı yüzde 0,73, ihracattaki payı yüzde 0,7, istihdamdaki payı yüzde 0,58, toplam nakdi kredilerdeki payı yüzde 0,96.
Dolayısıyla konkordato müessesini suistimal ettiğine dair şikayetler geliyor, ortak çalışma grubu ile nasıl engelleriz diye bakıyoruz. Ticari alacaklar daha iyi korunabilir mi? bu hususa da inceliyoruz.
İhracatı önceliklendirdik
İhracatçının kullandığı faizin üst sınırı %25,5, piyasa faizinin neredeyse yarısı, bu reeskont kredilerinin hem miktarını artırmayı düşünüyoruz, hem de peyderpey finansman maliyeti de düşecek.
Çiftçiyi de kolluyoruz, çiftçimizin geçen yıl kullandığı kredilerden ödeyeceği 100 liralık faizin 70'ini devlet ödedi, 160 milyarın üzerinde faiz sübvansiyonu verdik. Esnafın ödediği faizin yarısını devlet ödüyor.
Yatırım faiz yükünü sahiplendik
İki programımız var, oturduk çalıştık, 2023 sonunda Sanayi Bakanlığımız dedi ki Türkiye'de arz açığı olan, yerli üretimin yeterli olmadığı orta-yüksek ve yüksek teknoloji 280 ürün belirledik, Türkiye'de 500 milyar TL YTAK kredisi tahsis ettik.
Yatırımı önceliklendirdik ve yatırım faiz yükünü de sahiplendik.
Hit30 projesini hayata geçirdik, teşvik sistemini güçlendirdik.
Devletin bilançoları, bütçe üzerinden, TCMB üzerinden çok ciddi bir şekilde faiz yükünü üstleniyoruz, finansa erişim bu alanlarda yok.
Sermayesi olmayanlar, her şeyi krediyle götürmeye çalışanlar finansmana erişimde zorlanıyor.
Türkiye'nin bilançosundaki iyileşme 250 milyar dolar
KKM zirvede 143,9 milyar dolara kadar çıkmıştı, koşullu bir yükümlülüktü, 8,7 milyar dolara düştü, Aralık itibarıyla vadeler dolacağı için KKM konusu Türkiye'nin gündeminden çıkmış olacak.
KKM'den çıkışı piyasaları kırmadan dökmeden yaptık.
Türkiye'nin bilançosundaki iyileşme 250 milyar dolar
Net rezerv artışı program başından bu yana 115 milyar dolar ise 140 milyar doları da ele almak lazım, gerçek anlamda Türkiye'nin bilançosundaki iyileşme neredeyse 250 milyar dolardan bahsediyoruz.
Programımızın önemli ayaklarından biri yapısal dönüşüm
Bir program uygulayarak geçici kazanımlar elde edebilirsiniz, yapısal reform ayağı kalıcı değilse etkileri geçici olabilir, bizim programın önemli ayaklarından biri yapısal dönüşümdür. Yapısal dönüşümde diğer konu yeşil dönüşüm: TBMM kapanmadan önemli bir yasa kabul edildi.
Yapısal dönüşüm, enflasyonu, cari açığı indirdiğimiz, bütçeyi getirdiğimiz noktanın kalıcı şekilde korunması için elzemdir.
Yapay zeka, Türkiye'nin dijital dönüşümü önemli
Yapay zeka ile Türkiye'nin dijital dönüşümü önemli, diğer başlık da kamu maliyesi alanında kamu ihale reformu , KİT dönüşüm reformu, taslağımız hazır, grubumuzun takdirinde.
Ekonomim