Ramazan Bayramı tatili, bu yıl 20 Nisan Perşembe Arife günü (yarım günü) ile başlıyor ve 23 Nisan Pazar günü sona eriyor. Bu bakımdan tüm haftaya yayılan bir tatil uygulaması söz konusu olmayacak. Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre 17 - 20 Nisan tarihlerinde, yani bayramın da içinde olduğu haftada ikinci ara tatil uygulanacak. Dolayısıyla, bazı işyerlerinde bu tarihlerin birleştirilmesi ve tatil edilmesi söz konusu olabilir.

İş Kanunu’nda telafi çalışması bu gibi durumlar için düzenlenmiştir. Buna göre, işveren resmi tatillerden önce veya sonra işyerini tatil ederek bütün çalışanlarına izin verebilir. Bu anlamda, işveren söz konusu günlerdeki çalışmaları için çalışanlarına 2 ay içerisinde telafi çalışması yaptırabilir. İşçiler de tatil dönemi sonrasında telafi çalışmasını belirli periyotlar halinde ve kanundaki hükümlere uygun olarak işyerinde daha fazla çalışarak gerçekleştirebilirler.

Günlük 3 saati geçemez

Telafi çalışması günde 3 saatin üzerine çıkamadığı gibi işyerinde günlük çalışma süresi de 11 saati aşamaz. Verdiğimiz örnekte, işveren işyerinde telafi çalışmasını günde en fazla 2 saat yaptırabilir. İşyerinde günde 9 saat çalışıldığı için 2 saatlik telafi çalışması ile bu süre 11 saate çıkacaktır. Günlük çalışma süresi 11 saati geçemeyeceği için bu işyerinde telafi çalışması günde en fazla 2 saat yapılabilecektir. Günde 1’er saat veya yarım saatlik süreler şeklinde de telafi çalışması tamamlanabilir.

Tatil gününde olmaz

Telafi çalışması yaptırmak isteyen işveren bunu işyerinde çalışılan günlere bölmek zorundadır. İşyerinde haftanın 5 günü çalışılıyorsa, cumartesi ve pazar günleri telafi çalışması yaptırılamaz. Diğer yandan, işveren telafi çalışmasını işyerini kapattığı günün bitiminden itibaren 2 ay içerisinde yaptırmak zorundadır. 2 aylık sürenin dolmasının ardından işçiler telafi çalışması yapmaya zorlanamazlar.

Arife günü yıllık izin tartışmalı...

Arife günü çalışılması gereken yarım güne karşılık işverenin yıllık izin kullandırıp kullandıramayacağı, işçinin bu yarım gün için yıllık izin talep edip edemeyeceği tartışmalı konular arasındadır. İş Kanunu’nun 56. maddesine göre; “yıllık ücretli izin süreleri tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere bölümler hâlinde kullanılabilir.” Fakat mevzuat yarım günlük yıllık ücretli izin kullanılabileceğine dair bir hüküm içermiyor. Konu farklı şekilde yorumlanabiliyor.

Bu noktada değerlendirilmesi gereken “bölümden” ne anlaşılması gerektiğidir. Kanun yıllık ücretli izni gün üzerinden belirlediğinden, Kanunun gün kavramına üstünlük tanıdığı düşünülebilecektir. Aynı şekilde, yıllık ücretli iznin temel amacı da çalışanın yıl içinde mümkün olduğunca kesintisiz sürelerle dinlendirilmesi olduğundan, ilgili hükmün günü esas aldığı sonucuna ulaşılabilecektir.

Kanunda telafi çalışmasının getirilmesinin amacının da bu yarım günlük sürelerin yıllık izin süresinden düşülemeyecek olması olduğu düşünülebilecektir. Aynı şekilde Kanundaki; “işveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez” hükmü de aynı görüşü desteklemektedir. Bu nedenle, yarım güne karşılık yıllık izin süresinin düşürülemeyeceği, yıllık iznin en azından bir gün olarak kullanılması gerektiği yorumlanmaktadır.

İşçi onayı gerekli değil

İşveren arife günü ve öncesindeki ara tatil döneminde işyerini kapatarak telafi çalışması yapmaya karar verdiğinde işçilerden muvafakat almasına gerek yoktur. Aynı şekilde işçilerin de bu duruma riayet etmemek gibi bir hakları söz konusu değildir. Yani işçi istese de istemese de telafi çalışması yapmak zorunda kalabilir.

Ek ücret ödenmez

Telafi çalışması yapılması dolayısıyla günlük çalışma süresinin üzerinde çalışan işçiler bu nedenle işverenden fazla mesai ücreti talep edemezler. Telafi çalışmasında çalışmadıkları günler için ücretlerinden kesinti yapılmayan işçiler aynı şekilde günlük çalışma süresinin üzerinde çalıştıkları günler için de fazla mesai ücreti alamazlar.

Milliyet | Cem Kılıç