Değerli okurlar, fiyatlar genel seviyesinin devamlı ve önemli ölçüde artması olarak tanımlanabilecek “enflasyon”, ekonomik ve sosyal hayatı derinden etkileyen önemli bir olaydır. Önemi her geçen gün daha çok idrak edilmektedir.

Enflasyonun makro düzeyde etkilerini kısaca şöyle özetlemek mümkündür:

*Enflasyon gelir dağılımını sabit gelirliler aleyhine bozar ve düşük gelir gruplarının ödediği, tersine oranlı adaletsiz bir vergi niteliğini kazanır.

*Nispi fiyatları yapay olarak değiştirdiğinden, kaynakların yanlış dağılımına ve kullanımına neden olur.

*Uzun vadeli planlama yapmayı güçleştirir.

*Ahlakı bozar. Borçlular borçlarını ödemeyi geciktirirler. Fiyatlandırma alışkanlıkları rasyonellikten uzaklaşır.

Enflasyon kayıp ve kazancı nedir?

İşletmelerin enflasyondan kayıp veya kazanç sağlamaları parasal varlık ve kaynaklarına bağlı olarak değişir.

Yüksek enflasyonist dönemlerde, parasal borçlarından daha fazla parasal varlık taşıyan işletmeler satın alma gücünü kaybederken, parasal varlıklarından daha fazla parasal borç taşıyan işletmeler satın alma gücü kazanır. Yani enflasyon kayıp ve kazancı işletmelerin sahip olduğu parasal varlık ve kaynakların hangisinin büyük olduğuna göre değişir.

Parasal varlıkları parasal yükümlülüklerinden büyük olanlar satın alma gücünü kaybederler, yani enflasyondan zarar ederler.

Parasal varlıkları parasal yükümlülüklerinden büyük olan işletmeler ise satın alma gücü kazanırlar, yani enflasyon kazancı elde ederler.

Parasal kalemler, ulusal para değerindeki değişmeler karşısında nominal değerleri aynı kalan ancak satın alma güçleri fiyat hareketlerine göre ters yönde değişen kıymetlerden oluşur. Bunlara kasa, banka, alacaklar ve borçlar örnek verilebilir.

Parasal olmayan kalemler ise ulusal para değerindeki değişmelere rağmen satın alma güçleri değişmeyen kıymetlerden oluşur. Bunlara stoklar, maddi olan ve olmayan duran varlıklar, öz sermaye kalemlerini örnek verebiliriz.

Vergi mevzuatımızda “enflasyon düzeltmesi” adı altında düzenlenen “enflasyon muhasebesi” işlemi ile enflasyon kayıp veya kazancı hesaplanır ve hesaplanan kayıp veya kazanç vergi konusu edilir. Yani sonuç enflasyon kazancı olarak çıkarsa bu kazanç vergilendirilir, zarar çıkarsa izleyen dönemlerde bu zarar mahsuba konu edilir.

Son dönemlerde bir muhasebe standardı olan enflasyon muhasebesi işleminden doğan kazançların vergiye tabi tutulması yoğun bir şekilde eleştirilmektedir. Gerçekten de şapkamızı önümüze koyarak realize olmayan bu varsayımsal/farazi kazanç üzerinden vergi almayı yeniden değerlendirmek gerekir. Sanırım 2004 yılında yasal düzenlemeyi yaparken bu konuyu yeterince tartışmamışız!

İş dünyası neden hala kendi aleyhine olan bu düzenlemeyi savunuyor, anlamakta güçlük çekiyorum!

2023 ve izleyen yıllara ilişkin hesaplanacak kayıp ve kazançlar vergiye konu edilecek midir?

Mevcut yasal düzenleme kapsamında bugünden enflasyon düzeltmesi şartlarının oluştuğu kesinleşen 2024 ve 2025 yılları ile muhtemel olan 2026 yılına ilişkin yapılacak enflasyon düzeltmesi işlemleri sonucunda hesaplanacak enflasyon kazancı vergiye tabi tutulacak, enflasyon zararı ise izleyen dönemlerde vergi matrahından indirim konusu yapılacak (Vergi Usul Kanunu -VUK- Mükerrer Madde 298/A).

2024 yılı öncesi dönem için kümülatif olarak düzeltme olanağı veren 2023 yılına ilişkin enflasyon düzeltmesinden hesaplanan enflasyon kâr/zarar farkı ise geçmiş yıllar kâr/zararı hesabında gösterilecek ve özel düzenleme gereğince bu şekilde tespit edilen geçmiş yıl kârı vergiye tabi tutulmayacak, geçmiş yıl zararı ise zarar olarak kabul edilmeyecek (VUK Geçici 33).

Enflasyon kayıp ve kazancı nasıl hesaplanır?

Vergi mevzuatımızda enflasyon kayıp ve kazancının tespiti için parasal olmayan aktif ve pasif kalemlerin Yİ-ÜFE artış oranı ile düzeltilmesi modeli benimsenmiştir.

Bu kapsamda sırasıyla;

  1. a) Bilançoda yer alan kıymetlerden hangilerinin parasal olmayan kıymet olduğu tespit edilecek.
  2. b) Parasal olmayan kıymetlerin düzeltmeye esas tutarları bulunacak.
  3. c) Parasal olmayan bu kıymetlerin düzeltmeye esas tarihleri ve düzeltme katsayıları belirlenecek.

ç) Tespit edilen düzeltmeye esas tutarlar ait oldukları düzeltme/taşıma katsayılarıyla çarpılacak ve parasal olmayan kıymetlerin düzeltilmiş tutarları hesaplanacak ve düzeltilmiş değerler ile düzeltme öncesi değerler arasındaki enflasyon farkları kayıtlara alınacak. Başka bir ifade ile enflasyon düzeltme farkları, ilgili parasal olmayan aktif ve pasif kıymetlere ait fark hesaplarına ve karşılığı ise enflasyon düzeltme hesabına kaydedilecek.

  1. d) 2023 yılına ilişkin "Enflasyon Düzeltme Hesabı"nın kalanı vergisel açıdan gelir ya da gider unsuru olarak dikkate alınmayıp "Geçmiş Yıllar Karları Hesabı”na veya "Geçmiş Yıllar Zararları Hesabı”na aktarılarak kapatılacak.
  2. e) Vergili enflasyon düzeltmesi dönemlerinde (görünür gelecekte 2024, 2025 ve muhtemelen 2026) "Enflasyon Düzeltme Hesabı"nın kalanı “Dönem Net Karı” veya “Dönem Zararı” hesabına aktarılarak kapatılacak.

2023 düzeltmesinde geçmiş ve cari dönem kar/zararları düzeltilse de düzeltilmese de 2024 ve izleyen vergili düzeltme dönemlerinde sonuç değişmez!

Bu günlerde en çok 2023 düzeltmesinde geçmiş yıl ve 2023 yılı (cari yıl) düzeltmesinin nasıl yapılacağı tartışılıyor.

Tebliğ taslağı bunların düzeltilmeksin “698-Enflasyon Düzeltme Hesabı”na aktarılarak kapatılmasını öngörüyor. Yani bu kazançların torba hesaba aktarılarak silinmesi öngörülüyor.

Bunların kar dağıtımına konu edilmesini bir sonraki bölüme bırakarak öngörülen bu işlemin 2024 ve izleyen vergili enflasyon dönemlerinde enflasyon kayıp ve kazancı açısından vergisel bir sonucu/farkı olmadığını izah etmeye çalışacağım.

Geçmiş ve cari dönemde kar olduğunu varsayalım. Bu karları enflasyon düzeltmesi işlemleri kapsamında “698-Enflasyon Düzeltme Hesabı”na aktarırsak ve neticede bu hesap “Geçmiş Yıllar Karları Hesabı”na aktarılarak kapatılacaktır.

Böyle yapılmayıp, yani geçmiş ve cari dönem karlarını kapatmayıp kayıtlarda ve dolayısıyla düzeltilmiş bilançoda gösterirsek, enflasyon işlemleri sonucunda hesaplanan “698-Enflasyon Düzeltme Hesabı” ve dolayısıyla düzeltilmiş bilançoda yer alacak “Geçmiş Yıllar Karları Hesabı”, kapatılmayan hesapların bakiyesi kadar düşük oluşacaktır. Neticede izleyen dönemde düzeltilecek özkaynak tutarı değişmeyecektir. Çünkü ister 2023 ve önceki dönemlere ait karlar nominal tutarları ile izlenmeye devam etsin isterse torba hesaba aktarılarak kapatılsın izleyen dönemlerde düzeltilecek öz sermaye kalemleri toplamı eşit olacaktır. Yani öz sermaye kalemlerine ilişkin hesaplanacak enflasyon farkları değişmeyecektir. Çünkü hangi hesapta takip edilirse edilsin öz sermaye kalemleri 2024 ve izleyen dönemlerde taşıma katsayısı ile düzeltilecektir. Özetle sonuç değişmeyecektir.,

2023 ve önceki dönemlere ait düzeltme öncesi karların dağıtımı mümkün müdür?

2023 öncesi dönemlere ilişkin geçmiş yıl karlarının 2023 yılı sonunda enflasyon düzeltmesi yapılmadan önce dağıtılması veya olağanüstü yedeklere aktarılması mümkündür. Bu konuda tereddüt yoktur.

2023 yılına ilişkin düzeltme öncesinde bu karların dağıtılmamasının, bunların 2023 yılı enflasyon düzeltmesi sonrasında 2024 yılında dağıtılmasına engel teşkil etmeyeceğini düşünüyorum.

Nitekim 2004 düzeltmesine ilişkin 17 seri no.lu VUK Sirküleri, geçmiş uygulamada bu şekildeki dağıtımların mümkün olduğunu, bu dağıtımların çekiş sayılmayacağını öngörmektedir.

Aynı şekilde 2023 düzeltmesi öncesi 2023 karının da düzeltme sonrasında dağıtılabileceğini düşünüyorum. 17 seri no.lu Sirküler kanaatimce buna da imkân vermektedir.

Bu nedenle, gerek 2023 ve gerekse önceki dönemlere ilişkin karların muhasebede nominal tutarları ile ayrı alt hesaplarda izlenmeye devam edilmesini öneriyorum. Böylece bunların dağıtımına ortam sağlanmış olur. Bunun izleyen dönemlerde enflasyon kar veya zararını değiştirmeyeceğini yukarıda açıklamıştım. Dolayısıyla böyle bir kayıt tarzı vergisel açıdan sorun yaratmayacaktır.

Umarım tebliğ taslağında yer verilmeyen bu konu tebliğde açıklanır.  Mükelleflerin kar dağıtım hakları kısıtlanmaz. Geçmiş yıl karlarını dağıtanın yanına kar kalırken, nakit durumu uygun olmadığı için veya başka sebeplerle bu karları dağıtmayanların aleyhine yorum/işlem yapılmaz.

En azında geçmiş yıl karları bakımından bu sıkıntıyı yaşamak istemeyen şirketlere önerim, yıl bitmeden bunları dağıtmaları veya olağanüstü yedekler hesabına aktarmalarıdır.