Genel olarak yaşlılık sigortası kolundan bir kişinin emekli olabilmesi için (istisnai durumlar hariç)  kural olarak “sigortalılık süresi”, “prim gün sayısı” ve “yaş şartını” birlikte yerine getirmesi  gerekmektedir. 

İlk kuruluş yıllarında da Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur’a tabi kişilerin emekli olabilmesi için  belirli prim gün sayısını / sigortalılık süresini / hizmet yılını doldurmalarının yanı sıra ayrıca  belirli bir yaş şartı da aranmaktaydı. Bu yaş şartı genel olarak kadınlarda 55, erkeklerde 60 olarak  uygulanıyordu. Ancak, daha sonra yapılan yasal düzenlemeler ile emeklilik sisteminde önemli  değişiklikler yapılmış, belirli prim gün sayısını / sigortalılık süresini / hizmet yılını dolduranlara,  yaş şartı aranmaksızın emekli olma imkanı getirilmişti. 

Bir taraftan, ülkemizde sosyal güvenlik sisteminin açık veremeye başlaması, diğer taraftan  emeklilik sisteminde yapılan bu değişikliklerle yaş şartının kaldırılması, erken (genç) yaşta  kişilerin emekli olmalarına, dolayısıyla da Devletin uzun yıllar emekli aylığı ödeme riskiyle karşı  karşıya kalmasına, bu durum da sosyal güvenlik sisteminin açıklarının daha da artmasına yol  açtığı, sistemi sürdürülebilir olmaktan uzaklaştırdığı için, 4447 sayılı Kanunun 8 Eylül 1999  tarihinde yürürlüğe giren hükümleri ile emeklilik için belirli prim gün sayısını / sigortalılık  süresini / hizmet yılını doldurma şartı yanında, yaş şartı tekrar getirilmiştir. 

Yapılan düzenleme ile bazı sigortalıların emekliği için gereken prim gün sayıları / hizmet süreleri  artırılmış, emeklilik yaşı da sigorta başlangıcı 9 Eylül 1999 ve sonrasında olan kadınlar için 58,  erkekler için 60 olarak sabitlenmiştir. 

Sigorta başlangıcı bu tarihten önce olanlar için ise kademeli yaş şartı, SSK kapsamındaki  sigortalılarda ayrıca kademeli prim gün şartı getirilmiş. ancak sigorta başlangıcı 8 Eylül 1999  tarihinden önce olanlar için 4447 sayılı Kanunla getirilen kademeli yaş ve prim günü şartı  düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine, 23/05/2002 tarihli ve  4759 sayılı Kanunla kademeli yaş ve prim gün şartı yeniden belirlenmiştir. 

Dolayısıyla emeklilik sisteminde bir ara yapılan kanuni düzenlemelerle yaş şartı kaldırılmışken,  1999 yılında 4447 sayılı Kanunla yapılan yasal düzenleme ile diğer şartlar yanında emeklilik için  belirli yaşı da doldurma şartının getirilmesi, emeklilik için gerekli prim gün sayısını / hizmet yılını  doldurduğu halde birçok kişinin yaş şartına takılmasına yol açmıştır. Emeklilikte yaşa takılanlar  (EYT) konusu / sorunu işte bu şekilde ve belirtilen nedenlerle ortaya çıkmıştır. 

4447 sayılı Kanun öncesindeki emeklilik şartları  

4447 sayılı Kanunun 8 Eylül 1999 tarihinde yürürlüğe girmesinden önceki emeklilik şartları  aşağıdaki şekildedir.

Emeklilik  

Alternatifleri 

Yaş

Sigortalılık 

Süresi (yıl)

Prim Ödeme 

Gün Sayısı

Kadın

1. seçenek 

20 

5000

2. seçenek 

50 

5000

3. seçenek 

50 

15 

3600

Erkek

1. seçenek 

25 

5000

2. seçenek 

55 

5000

3. seçenek 

55 

15 

3600


4447 sayılı Kanunla getirilen düzenleme 

4447 sayılı Kanunun 8 Eylül 1999 tarihinde yürürlüğe giren hükümleri ile, ilk kez sigortalı olunan  tarihe göre emeklilik yaşı ve prim gün sayısı kademelendirilmiştir. 

Bu çerçevede, aşağıdaki tablolardan da görülebileceği üzere SSK (5510/4 (a) kapsamında  çalışanlardan EYT kapsamına ilk sigortalılık başlangıcı 8/9/1999 ve öncesi olup, prim  gün sayısı ve sigortalılık süresini doldurmuş, ancak yaşını dolduramamış  olanlar girmektedir.

SSK (5510/4 (a) kapsamında çalışanlardan ilk sigortalılık başlangıcı 8/9/1999 ve öncesi olan  kadın ve erkek çalışanların mevcut emeklilik şartları aşağıdaki tablolarda gösterildiği şekildedir.

ERKEKLER

İLGİLİ KANUN

SİGORTALILIK  

SÜRESİNİN

BAŞLANGICI

TAHSİS (EMEKLİLİK) TALEP  TARİHİNDE

EN AZ

No

Madde  

No

Sigortalılık Süresi 

Yaşı

Gün

Sayısı

506/4759 

GM.81-B

09.09.1976 - 23.05.1979 

25 

44 

5000

24.05.1979 - 23.11.1980 

25 

45 

5000

24.11.1980 - 23.05.1982 

25 

46 

5075

24.05.1982 - 23.11.1983 

25 

47 

5150

24.11.1983 - 23.05.1985 

25 

48 

5225

24.05.1985 - 23.11.1986 

25 

49 

5300

24.11.1986 - 23.05.1988 

25 

50 

5375

24.05.1988 - 23.11.1989 

25 

51 

5450

24.11.1989 - 23.05.1991 

25 

52 

5525

24.05.1991 - 23.11.1992 

25 

53 

5600

24.11.1992 - 23.05.1994 

25 

54 

5675

24.05.1994- 23.11.1995 

25 

55 

5750

24.11.1995 - 23.05.1997 

25 

56 

5825

24.05.1997 - 23.11.1998 

25 

57 

5900

KADINLAR

İLGİLİ KANUN 

SİGORTALILIK  

SÜRESİNİN

BAŞLANGICI

TAHSİS (EMEKLİLİK) TALEP  TARİHİNDE

EN AZ

No

Madde  

No

Sigortalılık Süresi 

Yaşı

Gün

Sayısı

506/4759 

GM.81-B

09.09.1981 - 23.05.1984 

20 

40 

5000

24.05.1984 - 23.05.1985 

20 

41 

5000

24.05.1985 - 23.05.1986 

20 

42 

5075

24.05.1986 - 23.05.1987 

20 

43 

5150

24.05.1987 - 23.05.1988 

20 

44 

5225

24.05.1988 - 23.05.1989 

20 

45 

5300

24.05.1989 - 23.05.1990 

20 

46 

5375

24.05.1990 - 23.05.1991 

20 

47 

5450

24.05.1991 - 23.05.1992 

20 

48 

5525

24.05.1992 - 23.05.1993 

20 

49 

5600

24.05.1993 - 23.05.1994 

20 

50 

5675

24.05.1994- 23.05.1995 

20 

51 

5750

24.05.1995 - 23.05.1996 

20 

52 

5825

24.05.1996 - 23.05.1997 

20 

53 

5900

24.05.1997 - 23.05.1998 

20 

54 

5975

24.05.1998 - 23.05.1999 

20 

55 

5975

24.05.1999 - 08.09.1999 

20 

56 

5975

Dolayısıyla, olası bir EYT düzenlemesinde, kadın ve erkek çalışanlar ilk sigortalılık başlangıcına  göre belirlenecek olan sigortalılık süresi (kadınlar için 20 yıl, erkekler için 25 yıl) ve prim gün  sayılarını (5000 ila 5975 gün) doldurmuş olmaları durumunda (farklı bir prim gün sayısı ve yaş  şartı getirilmeyecek olursa) yukarıda belirtilen yaşları doldurup doldurmadıklarına bakılmadan  emekli olmaları mümkün olabilecektir. 

Cumhurbaşkanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve bazı yetkili kişiler tarafından yapılan  açıklamalara göre, EYT konusu ile ilgili düzenlemenin Aralık/2022 veya Ocak/2023 ayında  TBMM’ye geleceği anlaşılmaktadır. 

Dolayısıyla, EYT ile ilgili olası düzenlemenin yasalaşma süreci ve SGK’nın bilgisayar programı  hazırlığı ve ikincil mevzuat düzenlemeleri için gerekli olan süre de dikkate alındığında, EYT ile  ilgili düzenlemenin Temmuz/2023 ayında yürürlüğe gireceği ve bu tarihten sonra başvuruların  alınabileceğini söyleyebiliriz. 

EYT kapsamında kaç kişi olduğuna dair resmi bir açıklama olmamakla birlikte bu durumda  toplam 4-5 milyon kişi olduğu, ancak, yaş dışında prim gün sayısı ve sigortalılık süresini  doldurmuş (hemen emekli olabilecek) yaklaşık 1-1,5 milyon kişi olduğu ifade edilmektedir.

SGK istatistiklerine göre yılda ortalama 300 bin kişiye emekli aylığı bağlanmaktadır.  

Dolayısıyla, EYT ile ilgili yasa çıktığında ve 1-1,5 milyon kişinin emekli olmak için başvuru  yaptığında SGK'nın mevcut iş yükü 3-4 kat artacağından, Kurumun bununla ilgili gerekli  planlamayı da şimdiden yapması gerekecektir. 


EYT düzenlemesinin çalışma hayatına olası etkileri

Yaş şartı aranmadan, kişilerin belli prim gün sayısı ve sigortalılık süresini dolmalarına bağlı olarak  emekli olmalarının gerek mikro düzeyde işletmelere, gerekse makro düzeyde genel ekonomik  göstergelere bazı yansımaları olacaktır. 

Aşağıda bazı olası etkilere değinilmiştir. 

1) EYT düzenlemesi nedeniyle vergi ve sigorta prim yükünün artma olasılığı 

Bakanlık ve SGK tarafından çıkacak olası EYT düzenlemesinden kaç kişinin hemen emekli  olabilecek şartları taşıdığına ilişkin resmi bir sayı belirtilmemiş ise de, yapılan bazı açıklamalara  göre, EYT kapsamına giren kişi sayısının yaklaşık 4-5 milyon kişi olduğu, bunlardan yaklaşık 1,5  milyon kişinin prim gün sayısı ve sigortalılık süresini tamamladığından hemen emekli olabileceği,  geriye kalanların da zaman içinde prim gün sayısı ve sigortalılık süresini tamamlamalarına bağlı  olarak emeklilik hakkı elde edecekleri anlaşılmaktadır.

Şu anda en düşük emekli aylığı 3.500 olup, bu tutarın altında bağlanan SGK aylıkları ile aradaki  fark ise genel bütçeden karşılanmaktadır. EYT kapsamında 1 milyon kişinin hemen emekli  olduğunu varsaydığımızda, EYT nedeniyle SGK'ya aylık 3,5 milyar, yıllık 42 milyar lira ilave yük  (bütçe açığı) gelecektir. 2023 yılında alt sınır emekli aylığı seviyesinin yükseltilmesi durumunda  bu açık daha da artacaktır. 

EYT düzenlemesinin ortaya çıkaracağı mali yük, ya sigorta prim oranlarının/prime esas kazanç  matrahının artırılması, ya vergi oranlarının yükseltilmesi, ya da genel borçlanma yoluyla finanse  edilmeye çalışılacaktır. 

Bu durum ise, işletmelerin iş gücü maliyetlerini artıracak, finansmana erişimlerini  güçleştirecektir.

2) Kıdem tazminatı yükü 

1475 sayılı İş Kanunu’nun “Kıdem tazminatı” başlıklı halen yürürlükte olan 14. Maddesine göre; 

  • 4857 İş Kanununa tabi işlerde çalışmakta olup, yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı  yahut toptan ödeme almak amacıyla işten ayrılan ve işveren nezdindeki bir yıllık  çalışma/kıdem süresini de doldurmuş olan işçilere, 
  •  Mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 60. Maddesinin 1. Fıkrasının (A) bendinin  (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun  Geçici 81.Maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve  prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılanlara, 

İşe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için 30 günlük  ücreti tutarında ve bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden kıdem tazminatı ödenmesi  gerekmektedir.  

Buna göre, EYT düzenlemesinden yararlanarak emekli olup, işten ayrılacaklara yapılacak olan  kıdem tazminatı ödemeleri, fesihle birlikte muaccel hale gelecek olup 14.Madde ve 4857 sayılı İş  Yasasının 120.Maddesi gereğince iş sözleşmesinin feshi tarihinde nakden ve def'aten ödenmesi  gerekecektir. EYT düzenlemesinin en geç 2023 yılı Ocak ayı başında kanunlaşması beklendiğinden, hem 2023  yılının seçim yılı olması, hem de 2022 yılı enflasyonunun yüksek olacağına ilişkin tahminler  nedeniyle asgari ücrette de %40 gibi bir artış olabileceğine ilişkin beklentilerin ve dolayısıyla  kıdem tazminatı hesabına katılan giydirilmiş ücret kalemlerinde de aynı oranlarda yapılacak  iyileştirmelerin de etkisine bağlı olarak kıdem tazminatı ödemelerine ilişkin işverenlerin  karşılaşacakları yük de önemli miktarda artacaktır. 

3) Yıllık izin ücreti yükü 

Yıllık ücretli izin alacağı bir ücret olmasına karşın akdin feshinde kesinleşen bir alacak olduğundan  ve fesih tarihi itibarı ile yıllık izin kullanılmamış olduğundan yerleşik Yargıtay kararlarına göre  tazminatlar gibi iş sözleşmenin feshi ile muaccel hale gelmektedir. 

Ancak, uygulamada genellikle kullanılmamış yıllık izin ücretleri iş sözleşmesinin feshi tarihini  izleyen ilk ücret ödeme döneminde ödenmektedir.  

EYT düzenlemesi sonrası çalışanların işten ayrılmaları halinde, hak edipte kullanmadıkları izin  sürelerine ilişkin ücretlerinin de işyerlerince ödenmesi gerekecektir. 

4) Bazı İstihdam Teşviklerinden Yararlanamama  

Şu anda işverenlerin yararlanabileceği pek çok istihdam teşvik ve desteği bulunmaktadır. 

Ancak, bazı istihdam teşviklerden yararlanılabilmek için diğer şartların yanı sıra belli dönemdeki  (6 ay, 1 yıl) işyeri işçi sayısına ilave olarak işçi çalıştırma şartı bulunmaktadır. 

Dolayısıyla, EYT düzenlemesi sonrası işten ayrılmalar nedeniyle ilgili ayda söz konusu sigortalı  sayılarının altına düşülmesi halinde yararlanılmakta olan bazı teşviklerden yararlanamama söz  konusu olabileceğinden işverenlerce bu teşvik kayıplarının giderilebilmesi için teşvik hakkı olan  sigortalıları işe alma yönünde planlama yapmaları gerekecektir. 

EYT düzenlemesi sonrası işten ayrılacak çalışanlardan dolayı yararlanamama riski olan teşvik ve  desteklerden bazıları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.

5510 

İşveren hissesinden %5  puanlık prim indirimi

Teşvikten yararlanmak için SGDP’li çalışanlar için  düzenlenen 2 nolu belge türü seçilememektedir.

6111 

Kadın ve Genç İstihdamı  ve Mesleki Yeterlilik  Teşviki

Sigortalıların işe alındıkları dönemden önceki 6 aylık  dönemin ortalama sigortalı sayısına ilave olması  gereklidir.

7103 

İşsizlerin İstihdamına  İlişkin Teşvik

Sigortalıların işe alındıkları tarihten önceki takvim  yılındaki APHB veya MPHB kayıtlı sigortalı sayısı  ortalamasına ilave olarak işe alınmış olmaları  gereklidir.

5510 

Geçici 

88

2023 yılı asgari ücret  desteği

2022 yılının en düşük sigortalı bildirimi yapılan  ayından daha az bildirim yapılan ayda yararlanılamaz

5) Emekli olup, SGDP'li çalışmaya devam edecek personelden dolayı teşviklerden  yararlanamama

Halen teşviklerden yararlanma hakkı olan, ancak EYT düzenlemesi sonrası emekli olarak aynı  veya başka bir işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışacak olan sigortalılardan dolayı 5 puanlık prim indirimi teşviki de dahil sigorta primi teşviklerinden yararlanılması  mümkün olmadığından bu durumun da işverenlerce dikkate alınması gerekecektir.  Bu bağlamda, 2022 yılı 01.07.2022 – 31.12.2022 dönemi için geçerli olan 6.471,00 TL asgari ücret  üzerinden %5 teşvik tutarı 323,55 TL olup, EYT düzenlemesi ile emekli olup çalışacaklardan dolayı  söz konusu teşvikten yararlanılamayacaktır. 

6) Emekli personel istihdamının işveren açısından daha maliyetli olması 

2022 yılı 01.07.2022 – 31.12.2022 dönemi için geçerli olan 6.471,00 TL asgari ücret üzerinden  normal çalışan için işveren maliyeti 7.603,43 TL iken, emekli olarak çalışmakta olanın maliyeti  ise 8.056,40 TL’dir. Dolayısıyla, EYT düzenlemesinden yararlanarak emekli olan personelin çalıştırılması durumunda işveren maliyeti kişi başı 452,97 TL daha fazla olacaktır.

7) Deneyimli ve tecrübeli personelin işten ayrılması 

EYT kapsamında emekli olacak kişilerin büyük bir çoğunluğu 20 yıldan daha fazla iş hayatında  olan kişilerdir. Bunların önemli bir bölümü de görevleri ve yaptıkları işler gereği işletmelerin kilit  personel pozisyonundadır. 

Bazı işletmeler, personelini emekli olduktan sonra da istihdam edebilmekte ise de, bazı global  firmaların emekli personel çalıştırmama politikası bulunmaktadır.  

Dolayısıyla, olası EYT düzenlenmesinden yararlanarak emekli olmayı tercih edecek olan  personelden dolayı pek çok işletme tecrübeli ve deneyimli personelini kaybedebilecektir.

8) Kayıt dışı istihdamın artma olasılığı 

Henüz emeklilik hakkını elde etmemiş kişiler, hem prim gün sayısını tamamlayabilmek, hem daha  yüksek emekli aylığı alabilmek, hem de sağlık güvencesinden yararlanabilmek için sigortalı  (kayıtlı) çalışma konusunda daha hassas ve bilinçli davranmaktadırlar. 

Emekli olduktan sonra Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyerek çalışma durumunda ise,  sosyal güvenlik sistemine ödenen primlerin emekli aylığına hiçbir katkısı olmamakta, sadece iş  kazası ve meslek hastalığı durumunda bir sosyal koruma sağlamaktadır. 

Dolayısıyla, olası EYT düzenlemesinden yararlanarak emekli olacak pek çok kişinin SGDP’li  çalışmak yerine daha yüksek ücret alma karşılığında kayıt dışı çalışma ihtimalini artıracaktır.  Böyle bir durumda, hem sigorta primi, hem de vergi yükü olmayacağından kurumsal olmayan bazı  işletmeler sigortasız emekli işçi çalıştırmak isteyecek, bu ise işletmeler arasında haksız rekabete  yol açacaktır.

PWC | Celal ÖZCAN