Sosyal güvenlik sistemi, gerek beş yıllık kalkınma planlarında, gerekse siyasi partiler ve hükümetlerce ele alınmış ve süreç içerisinde çeşitli çözüm önerileri geliştirilmiştir. 2002 yılında Genel Sağlık Sigortası ve Sosyal Sigorta alanlarında reform çalışmaları başlamış ve sosyal taraflarında katkıları ile 2006 yılında 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ve 2008 yılında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 59’uncu hükümet tarafından çıkarılarak yasalaştırılmıştır.

5502 sayılı Kanun ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, SSK, Emekli Sandığı ve BAĞ- KUR tek çatı altında birleştirilerek 2006 yılı kasım ayından itibaren Sosyal Güvenlik Kurumu olarak hizmet vermeye başlamıştır.


Reform yasası ile norm ve standart birliği sağlanmıştır

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile sosyal sigortalar alanında birçok konuda norm ve standart birliği sağlanmış uzun yıllar arzulanan “Genel Sağlık Sigortası” yasalaşmış ve hayata geçirilmiştir.

Yukarıda ifade edildiği gibi 2008 yılında sosyal güvenlik alanında sigorta hak ve yükümlülüklerinin eşitlendiği mali açıdan sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi yanında nüfusun tamamını sağlık şemsiyesi altına alacak çok önemli bir reform gerçekleştirilmiştir. 5510 sayılı reform yasası ile getirilen yasal düzenleme yanında bugüne kadar çok sayıda idari düzenlemeler yapılmıştır.

Reformla sürdürülemez bir noktaya gelen sosyal güvenlik açıkları alınan önlemlerle kontrol edilebilir bir noktaya getirilmiş ve açıkların GSMH’ya oranlarında önemli düşüşler yaşanmıştır. Ancak bugün geldiğimiz noktada 2020 yıl sonu itibarıyla 472.6 Milyar TL gelir,540 milyar TL gider 67.4 milyar TL açık veren bir sosyal güvenlik kurumu var. Aynı yılda 85 milyar TL devlet katkısı düşünüldüğünde toplamda 152 milyar TL Hazine katkısı gereken bir sosyal güvenlik sistemimiz var.


Topladığımız Tüm Prim Gelirleri Emekli Aylıklarını Karşılamıyor

Yine 2020 yılı sonu itibarıyla 323.1 milyar TL prim gelirleri varken 343.4 milyar TL emekli aylığı ödemeleri mevcut. Topladığımız tüm prim gelirleri emekli aylıklarını karşılamıyor. Sadece emekli aylıkları için yaklaşık 20 milyar TL hazine desteği vermek zorunda kalıyoruz.(2021 Yıl sonu rakamlarının açıklanmaması ve 2021 yılında aylık açıklanan rakamlarda yapılandırmadan kaynaklanan olağandışı prim gelirleri nedeniyle sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için 2020 yıllık rakam dikkate alınmıştır)

Yine sosyal güvenlik sistemimiz açısından toplam sosyal güvenlik kapsamı ve aktif/pasif oranları dediğimiz kaç çalışanın kaç emekliye bakmak zorunda olduğunu ifade eden oranda önemlidir.


Yaklaşık 13.600.000 Emeklimiz Var

2021 Ekim ayı itibarıyla 24.798.781 kişi aktif sigortalı iken 34.793.010 kişi bakmakla yükümlü sayısı 13.590.625 kişi de emekli sayısı olarak karşımıza çıkmaktadır. Gelişmiş ve sosyal güvenlik sistemi oturmuş ülkelerde bu oran 3 ve 4 arasında aktif çalışanın 1 pasif’e bakmak zorunda olduğu bir sistem olarak karşımıza çıkarken ülkemizde bu oran 2021 Ekim ayı sonu itibarıyla 1.94 olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu oran sistemin sürdürülebilirliği açısından  düşük bir orandır. Bu nedenle aşağıda belirtilen yasal ve idari düzenlemelerin hayata geçmesi ve her yıl nerede olduğumuzun takip edilmesi son derece önemlidir.


Yapılması Gereken

Reform sonrası Yapılan özverili çalışmalar sonucu elde edilen kazanımların kaybedilmemesi son derece önemlidir. Yıllarca mali olarak sürdürülebilir bir sosyal güvenlik sistemi arzusu bu reformla büyük ölçüde sağlanmışken bundan taviz verilmemesi ve gerekli önlemlerin tavizsiz bir şekilde uygulanması son derece önemlidir. Bu amaca yönelik olarak yukarıda verdiğimiz rakamsal verileri de dikkate alarak her yıl mutlaka;

♦ SGK Açığının GSMH’ ya oranı,

♦ SGK Açığının Kurum Bütçesine oranı,

♦ Yıllar itibarıyla Aktif/Pasif oranları,

♦ Sosyal Güvenlik Kapsamındaki kişi sayıları,

♦ Kayıt dışı istihdam oranı,

♦ Kurum Gelirlerinin Giderleri Karşılama oranları,

♦ Kurumun vermiş olduğu hizmetlerden memnuniyet oranları’ na ilişkin temel istatistiki verilerin her yıl alınarak sürecin takip edilmesi ve aksayan yönler ile ilgili tedbirlerin alınması önemli bir zorunluluktur.

Bu temel istatistiki veriler dışında kurumun 84 milyona hizmet veren bir kurum olması nedeniyle reform sonrası yapılan önemli çalışmaların devam ettirilmesi, özellikle bürokrasinin ortadan kaldırılmasına yönelik çalışmalar üzerinde yoğunlaşarak vatandaş memnuniyetinin en üst seviyeye çıkarılması konusuna da özen gösterilmelidir.

Unutulmaması gereken husus; sosyal güvenlik sisteminin ülkemizin geleceği açısından en önemli konulardan biri olduğu, sistemin sürdürülebilirliği açısından yapılan yasal ve idari düzenlemeler konusunda yeni tavizlere yol açacak uygulamalardan kaçınılması gerektiği ve aksayan yönlerin çözümünde  de ortak akıl ve tecrübelerden yararlanılarak daha iyi bir sosyal güvenlik sistemine kavuşmamız yönündeki çabaların artırılması gereğidir.

Olay | Fatih Acar