TBMM’de ki vergi paketimiz yasalaşması ile beraber yeni bir vergimiz olacak; Yeniden Değerleme Vergisi. Şimdi diye bilirsiniz ki, bu da nereden çıktı yeniden değerlendirmenin de mi? vergisi olur. Yeniden değerlendirme uygulaması 1983-2003 arasında uygulanmış olup enflasyon düzeltilmesi uygulamasına geçilmesi nedeniyle uygulamadan kaldırılmıştır. Yeniden değerlendirme kısaca fiyatlar genel seviyesinde meydana gelen yükselişlerin belirli bir prosedüre bağlı olarak işletmenin aktifinde yer alan iktisadi kıymetlere de uygulanabilmesidir. Yani işletmenin aktifinde yer alan iktisadi kıymetlerin değerlerinin enflasyon oranında artırarak enflasyondan arındırılmış gerçek değerlerinde yakın gösterilmesinin sağlanıldığı bir uygulamadır. Bu uygulamanın konunun tarafları açısından ciddi sonuçları bulunmaktadır. Her şeyden önce işletmenin iktisadi kıymetlerinin gerçek durumuna en yakın değerde gösterilmesi ile mali tabloların gerçeğe uygun olarak hazırlanması sağlanmış olacaktır. Dolayısıyla Maliye doğru mali tablolar üzerinden vergisini alabilecek, işletme gerçek büyüklüğünü, durumunu mali tablolara tama yakın olarak yansıtacak, mali tablo okuyucuları ise daha net analiz yapabileceklerdir. Yani işletmenin varlıkları mali tablolarda enflasyon nedeniyle erimesinin önüne geçilmektedir.

Bu uygulama 17.03.2003 tarihinde yayınlanan 5024 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılarak yerine enflasyon düzeltilmesi uygulamasına geçildi. İlgili kanunda enflasyon düzeltilmesi nasıl yapılacağı aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır. “Malî tablolarda yer alan parasal olmayan kıymetler aşağıdaki hükümlere göre enflasyon düzeltmesine tâbi tutulur.“

Kazançlarını bilanço esasına göre tespit eden gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri fiyat endeksindeki artışın, içinde bulunulan dönem dahil son üç hesap döneminde %100'den ve içinde bulunulan hesap döneminde %10'dan fazla olması halinde malî tablolarını enflasyon düzeltmesine tâbi tutarlar. Enflasyon düzeltmesi uygulaması, her iki şartın birlikte gerçekleşmemesi halinde sona erer.”

Bu kanuna istinaden 2004 yılında mali tablolarda enflasyon düzeltmesi yapılmıştır. Günümüze kadar da enflasyon düzeltmesi uygulanamamıştır. Yani 5024 sayılı kanun hükmü İlk ve son kez 2004 yılında uygulanmıştır. Yeniden değerleme uygulaması kaldırılmış olup, enflasyon düzeltmesi ise bu tarihten sonra üç dönem yüzde 100 enflasyonu yakalayamadıkları için, enflasyon düzeltmesi de uygulanmamıştır. Sonuç enflasyon işletmelerin bilançosuna hiçbir şekilde yansıtılamadığı için mali tablolar gerçek değerini tam yansıtılamamıştır.

Bu defa 7144 sayılı Kanun ile 2018 yılında mükelleflere ihtiyari olarak yeniden değerleme yapma hakkı verilmiştir. Ancak önceki dönemdekilerden ciddi bir farkla! Önceki uygulamaların hiçbir maliyeti olmamasına rağmen Maliye Bakanlığı bu kanun kapsamında yeniden değerleme yapan mükelleflerden, değer artış tutarının %5’i oranında bir vergi talep etmiştir. Tabi sonuç olarak; bu uygulama karşılığında vergilendirilmeyi hem de %5 oranında vergilendirme reddeden iş dünyasından tarafından yeterli bir karşılık bulamamıştır.

7326 sayılı Yapılandırma Kanunu ile konu 2021 yılında yeniden gündeme getirilmiş olup bu defa, vergilendirme oranı %2 olarak benimsenmiştir. Uygulama 31.12.2021 tarihine kadar devam etmektedir.

TBMM’ye sunulan vergi paketinde ise, enflasyon düzeltilmesi koşullarının oluşmadığı dönemlerde mükelleflerin tercihlerine bağlı olarak yeniden değerleme yapılmasına, değer artışının %2’sini vergi olarak ödemek koşuluyla izin verilmektedir. Yani isteyen mükellef vergisini ödemek suretiyle değer artış işlemini yapabilecektir.

Konunun bir ihtiyaçtan kaynaklandığı ve uygulanmasının birçok yarar sağlayacağı tartışmasız olan yeniden değerleme işleminin bırakın %100 enflasyon dönemlerinde yapılmasını, literatürümüze yeni giren “çekirdek enflasyon” oranında bile yapılması, işletmelerin mali tablolarının güncellenmesi için yerinde bir uygulama olup, yerinde bir işlemdir. Hatta enflasyonist ortamlarda yapılmaması mali tabloların yanlış okunmasına neden olacak ve gerçeği yansıtmayacaktır.

Ancak Maliye Bakanlığı’nın bu uygulama karşısında vergi almak istemesi, vergi ödemek istemeyenlerin bu uygulamadan yararlanamayacak olması anlaşılır bir uygulama değildir. Maliye Bakanlığı’nın gelir yaratmak için yeni kaynaklar araması bulması uygulaması kadar doğal bir şey olamaz ama uzun zamandır uygulanan bir sistemi kaldırıp, ihtiyaç hissetmesi durumunda bunu vergi karşılığı gündeme getirmesi pek mutat olmayan bir uygulamaya imza atılmasıdır ve bize göre doğru değildir. Söz konusu uygulama uygulamadaki yeknesaklığı bozacağı gibi, mükellefler arasında fırsat eşitsizliği yaratacaktır. Ayrıca en büyük sorun mali tablo okuyucuları tarafından yaşanacaktır. Çünkü kimin mali tablolarında hangi kalemlerde yeniden değerleme yaptığının tespit edilmesi zorlaşacaktır.

Dolayısıyla yeniden değerleme uygulamasına geçilmesi doğru bir yöntem iken, bu uygulamadan gelir elde etmeyi amaçlayarak vergi koymak yanlış bir uygulama olarak karşımızda durmaktadır. Dileriz, Meclis’te yapılacak görüşmelerde bu uyarımız dikkate alınarak vergi alınması uygulaması yasalaştırılmaz.

Meslek mensuplarının talepleri nihayet kabul gördü, 4. dönem geçici vergi kaldırılıyor!

Dünya | Yılmaz SEZER