Bugün başka bir konuyu gündeme taşımayı düşünürken, vergi idaresinin Danıştay İçtihatı Birleştirme Kurulu'nun 12.11.2022 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan Esas No:2021/6 ve Karar No:2022/2 sayılı Kararına rağmen, İçtihatı Birleştirme Kararını hiçe sayarak yaptığı işlemi gündeme getirmeye karar verdim. Olay, İstanbul'da geçiyor. Mükellef kurum hakkında vergi incelemesinin başında “ihtiyati haciz“ işlemi uygulanıyor. Buraya kadar bir sorun yok. İnceleme bitiyor, vergi/ceza ihbarnameleri mükellef kuruma tebliğ ediliyor. Fakat o da ne! Bu kez vergi dairesi mükellef hakkında ihtiyati haciz işlemi yaparak, mükellef kurumun bütün banka hesaplarına e-haciz işlemi uyguluyor.

İÇTİHAT BİRLEŞTİRME KARARI KONUYU ÇÖZMÜŞ AMA…

Danıştay Üçüncü ve Dokuzuncu Daire Kararlarında 6183 sayılı Kanun'un 9. maddesi ve 13. maddesinin 1. bendine göre, ancak vergi incelemesinin devam ettiği durumlarda yapılan ilk hesaplamalara göre teminat istenebileceği, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk kararı alınabileceği, inceleme sonuçlanıp, tarhiyat yapıldıktan sonra ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alınamayacağı belirtilmişken; Danıştay Dördüncü ve Yedinci Daireleri ile Vergi Dava Daireleri Kurulu Kararlarında Kanun'un 9.maddesi uyarınca; ilgiliden  teminat istenebileceği ve dolayısıyla ilgili Kanun'un 13. maddesinin 1. bendi uyarınca ihtiyati haciz kararı alınabilmesi için vergi incelemesine başlanmış ve ilk hesaplamaların yapılmış olmasının gerekli ve yeterli olduğu, zira maddede ilk hesaplamalardan sonraki bir aşamada teminat istenemeyeceğine dair bir sınırlama öngörülmediği gibi inceleme tamamlanmadan ilk hesaplamalara göre istenebilecek olan teminatın, inceleme tamamlandıktan sonra hesaplanan tutarlar üzerinden de istenebileceği, bu durumda geçici bir koruma tedbiri olan teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz işlemlerine kanunda belirtilen koşulların varlığı halinde cebren takip safhasına  kadar her zaman başvurulabileceğinden, inceleme tamamlanıp tarhiyat yapıldıktan sonra ihtiyati haciz kararı alınabileceği yolunda değerlendirme yapılmıştır. Daireler arasındaki içtihat ayrılıkları aşağıdaki gerekçelerle birleştirilerek içtihat aykırılıkları giderilmiştir.

“Kamu alacağının güvence altına alınmasını amaç edinen bir güvenlik tedbiri olan ihtiyati haciz kararı, yargı kararı olmadan doğrudan mülkiyet hakkını kısıtlayan bir tedbir olması nedeniyle uygulamasında özenli davranılması gerekir.”

‘'Vergi incelemeleri esas itibari ile incelemeye tabi olanın iş yerinde yapılacağından, iş yeri ve mükellef hakkında en doğru tespitleri yapabilecek ve onun mali, iktisadi ve ticari durumunu en iyi şekilde değerlendirilebilecek olan inceleme elemanıdır. Bu nedenle 13. maddenin birinci bendinin atıfta bulunduğu 9. maddenin birinci fıkrasında belirtilen ve ihtiyati haciz kararı alınması için ön işlem mahiyetinde olan teminat tutarının belirlenmesi ve talep konusunda fiilen vergi incelemesini yapan inceleme elemanına yetki tanınmıştır.''

‘'İnceleme elemanının vergi incelemesini tamamlayıp vergi inceleme raporunu, tarhiyatı yapacak olan vergi dairesine göndermekle bu hususlara ilişkin görev ve yetkileri sona ermektedir. İstenecek teminat miktarını belirleme ve teminat istenmesi yönünde talepte bulunma yetkisini incelemeyi yapan yetkili memurdan başkasının kullanması mümkün bulunmadığı gibi, inceleme elemanı da inceleme tamamlandıktan sonra bu yetkisini artık kullanamaz.”

Tespitini yapan Danıştay Büyük Genel Kurulu; “vergi incelemesi sonuçlanıp, tarhiyat yapıldıktan sonra borçlu hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ‘un 13. maddesinin birinci bendine göre ihtiyati haciz işlemi tesis edilemeyeceği'' doğrultusunda içtihatın birleştirilmesine karar vermiştir.

MÜLKİYET HAKKI ANAYASAL HAKTIR…

Danıştay Kanunu'nun 40.maddesine göre; Danıştay tarafından verilen içtihadı birleştirme kararlarına Danıştay Daire ve Kurulları ile idari mahkemeler ve idare uymak zorundadır. Danıştay'ın önüne gelen uyuşmazlıklarda verilen içtihadı birleştirme kararlarına, sadece yargı organları değil vergi idaresi de uymak zorunda olduğundan, söz konusu kararlar Türk Vergi Hukuku'nun “bağlayıcı” kaynakları arasında yer almaktadır. Türkiye‘de banka ile işi olmayan mükellef olmadığına göre; İçtihatı Birleştirme Kararı'na uymayarak, ihtiyati haciz ve sonrasında e-hacize muhatap bırakılan şirket batarsa; sorumlusu kim olacak?

Masa başında mülkiyet hakkına müdahaleye karar verip, uygulayanlara kim dur diyecek?

Sözcü | Nedim TÜRKMEN