Programın satır aralarında sadece büyüme, enflasyon ya da kamu maliyesi değil, çalışma hayatına ilişkin dikkat çekici hedefler de yer alıyor. Bu yılki OVP’nin en önemli farklarından biri, çalışma yaşamında esneklik ile güvence arasındaki dengeyi kurmaya dönük somut adımlar içermesi.
Güvenceli esneklik
Son yıllarda sıkça tartıştığımız bir kavram var: “güvenceli esneklik.” OVP, bu kavramı artık politikaların merkezine yerleştirmiş durumda. İş sözleşmelerinden fazla mesai düzenlemelerine, kısmi süreli çalışmadan izin modellerine kadar pek çok alanda esneklik öngörülüyor. Ancak bu esnekliğin çalışanı korumasız bırakmaması için düzenleyici çerçeveler oluşturulacağı vurgulanıyor. Ayrıca bu düzenlemelerin sendikalar ve işveren örgütleriyle birlikte hazırlanacak olması, alınacak kararların sahada daha kolay uygulanabilmesini sağlayabilir.
Atıl işgücü vurgusu
Bir diğer önemli başlık istihdam. Türkiye’de işgücüne katılım hâlâ arzu edilen seviyelerde değil. Özellikle gençler, kadınlar ve engelliler açısından tabloyu iyileştirmek için program özel politikalar öngörüyor. Atıl işgücünün azaltılması, mesleki eğitim ve beceri kurslarının yaygınlaştırılması, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yararlanma koşullarının kolaylaştırılması bunlardan bazıları. Amaç, iş bulmakta zorlanan kesimlerin sisteme daha hızlı dâhil edilmesi.
Yeşil ve dijital dönüşüm
Beşeri sermayenin güçlendirilmesi ise programın eğitim ve istihdam ayağını oluşturuyor. Yeşil ve dijital dönüşüm, artık hayatın her alanında olduğu gibi işgücü piyasasında da belirleyici. OVP, bu dönüşüme uyum sağlayacak insan kaynağı yetiştirilmesini hedefliyor. Yapay zekâ, siber güvenlik, enerji teknolojileri gibi stratejik alanlarda eğitim programları devreye alınacak. Üniversite ve mesleki eğitim kurumları iş dünyasıyla daha yakın iş birliği yapacak. Staj ve işbaşı eğitimleri yaygınlaştırılacak, kısa süreli sertifika programlarıyla mezunların iş hayatına uyumu kolaylaştırılacak.
Yapay zekâ denetimi
Kayıt dışı istihdamla mücadele de programın değişmeyen gündem maddelerinden. Türkiye’de hâlâ yüksek seyreden kayıt dışılık, sosyal güvenlik sisteminin mali dengesi için ciddi risk oluşturuyor. OVP bu sorunla mücadelede denetim kapasitesini artırmayı, teknolojik araçlardan ve büyük veriden yararlanmayı öngörüyor. Yapay zekâ destekli risk odaklı denetimler sayesinde kayıt dışı çalışanların daha etkin tespit edilmesi planlanıyor.
Pilot uygulamalar
Programda dikkat çeken yeniliklerden biri de alternatif çalışma modellerine yönelik pilot uygulamalar. OVP, bu modellerin pilot uygulamalarla hayata geçirileceğini ve sonuçlarının iş-yaşam dengesi ile verimlilik açısından ölçüleceğini belirtiyor. Bunun yanı sıra esnek izin düzenlemeleri, kısmi süreli çalışma ve görev değişikliklerine yönelik denemeler de yapılacak. Bu tür uygulamalar, yeni kuşak çalışanların beklentilerine daha uygun bir iş ortamı yaratabilir.
TES gündemde
Sosyal güvenlik ve emeklilik alanında ise tamamlayıcı modeller öne çıkıyor. Çalışanların emeklilik döneminde daha güçlü bir gelir güvencesine sahip olabilmesi için Otomatik Katılım Sistemi’nin tamamlayıcı emeklilik modelleriyle entegrasyonu planlanıyor. Bu sistemin işveren katkısıyla desteklenmesi de öngörülüyor. Böylece çalışanların sadece kamu emekliliğine değil, ikinci bir emeklilik kaynağına da sahip olması hedefleniyor.
Somut adımlar planlanmış
OVP çalışma hayatının geleceğine yön verecek somut adımları ortaya koyuyor. Elbette başarı için kritik olan uygulama süreci olacak. Mevzuat düzenlemelerinin zamanında yapılması, sosyal tarafların sürece katılımı ve idari kapasitenin bu değişikliklere hazır olması gerekiyor. Kısacası, esneklik ile güvence arasındaki dengeyi sahada kurabilmek önümüzdeki dönemin en önemli sınavlarından biri olacak. Diğer yandan TES ve dört günlük çalışma haftası gibi hedeflerin kısa vadede hayata geçirilmesi kolay değil. Bu konuda sosyal tarafların görüşlerinin alınması ve özellikle TES konusunda kıdem tazminatı ile olan ilişkisinin açıkça ortaya konulması çok önemli olacaktır.





