Aşağıda bir kanun maddesi aktaracağım. Bu madde 6183 sayılı Kanun’un ödeme emrine itiraz başlıklı 58. maddesi. Maddeyi Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sayfasından aldım. Türkiye’nin resmi mevzuat sitesi Başbakanlık Mevzuat Bilgi Sistemi’nden de kontrol ettim orada da aynen yazıyor. Madde şöyle:

 “- Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur.

- Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır, aksi halde itiraz edilmemiş sayılır.

(Mülga üçüncü fıkra)

- İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir.
 

 (Anayasa Mahkemesi tarafından iptal olunan fıkra)

- İtiraz komisyonlarının bu konudaki kararları kesindir.

- Borcun tamamına bu madde gereğince vaki itirazların tamamen veya kısmen reddi halinde, borçlu ret kararının kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde mal bildiriminde bulunmak mecburiyetindedir.

- Borcun bir kısmına karşı bu madde gereğince vaki itirazlar mal bildiriminde bulunma müddetini uzatamaz.”

Bir kısmı hocalarımızın adıyla yayınlanan bir kısmı özel kurumlar tarafından yayınlanan piyasadaki kanun kitaplarını da kontrol ettim, hepsinde madde aynı.

Maddeye göre ödeme emrine itiraz edilebilir. İtiraz da itiraz komisyonuna yapılır. Tam bir komedi. Bundan tam 40 sene önce 6.1.1982 tarihinde kabul edilen 2576 sayılı Kanun’la bu tabirlerin anlamları değişti. İtiraz komisyonu ibaresi vergi mahkemesi olarak değişti. İtiraz deyimi vergi mahkemesinde dava açılması olarak değişti. Ancak yayınlanan kanunların hiç birinde bu değişikliği görmek mümkün değil.

Ne diyor kanun maddesi, “İtiraz komisyonu bu itirazları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir.” Değişikliği biz işleyelim. “Vergi mahkemeleri bu davaları en geç 7 gün içinde karara bağlamak mecburiyetindedir.”

 Şimdi soralım. Acaba bir vergi mahkemesi, ödeme emri aleyhine açılmış bir davayı 7 gün içinde sonuçlandırabilir mi? Cevabı verelim. Hukuken sonuçlandıramaz. Çünkü mahkeme, İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre dava dilekçesini davalı idareye tebliğ edecektir. İdarenin 30 gün cevap süresi vardır. Mahkeme bu süreyi beklemek zorundadır. Peki, 6183 sayılı Kanun’un 7 günlük süresi ne oldu?

Ne diyor 58. madde; “İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur.” İbare ve anlam değişikliklerini biz işleyelim; “Davanın şekli, incelenmesi ve davaya ilişkin iade hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur”.

Şimdi soralım? Davada uygulanacağı söylenen Vergi Usul Kanunu hükümleri nerededir. Yoktur. Çünkü bu hükümler (VUK md. 379 – 412), 36 yıl önce 2577 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılmıştır. Bu konudaki davalarda 40 yıldır diğer Kanunlar gereği İdari yargılama Usulü Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.

Maddeye göre, “İtiraz komisyonlarının (yani vergi mahkemelerinin) bu konudaki kararları kesindir.” Kesin midir? Hayır değildir. Tutarı (2022 için) 9 bin lirayı geçiyorsa, İstinaf Mahkemeleri’ne başvurulabilir.

Maddeyi okuyan birisi, ödeme emrine itiraz etmek için itiraz komisyonunu arasa ne olacak? Geçen gün uğradığım bir vergi dairesinde memurun birine “vergiler itiraz komisyonu nerede, dilekçe vereceğim” dedim. “İlk defa sizden duyuyorum, yok öyle bir komisyon dedi” Maddeyi gösterdim, “ilk defa duyuyorum, müdür muavinine bir sorun” dedi. Gencecik, pırıl pırıl bir memur. Yaşı bile bilmeye müsait değil. 

Merak ediyorum, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda, vazgeçtim, Gelir İdaresi Başkanlığı’nda 40 yıldır bu maddeyi okuyup da, bu komediyi düzeltelim diyen çıkmaz mı? Bunca Torba Kanun çıkıyor. Bir madde ile konu yeniden düzenlenemez mi?

Buraya kadarki satırları 30.1.2018’de yazmıştım. Anlaşılan, sadece o günden bu güne binlerce uygulaması olan, binlerce davaya konu edilen maddeyi bu sürede de okuyan yetkili olmamış. Artık bakanlıkların Kanun Teklifi hazırlama olanağı olmadığına göre, milletvekillerinden de okuyan olmamış. Ben de bir kez daha gündeme getireyim istedim. Madde okunmasa da yazım okunmuş, çünkü birkaç kitapta atıf yapıldığını gördüm. Bu da mutluluk verici.

Neden istedim, çünkü derste, “ödeme emrine karşı itiraz edilemez, düzeltme yoluna gidilemez, sadece dava yoluna gidilebilir” deyince, bir öğrenci “ama kanunda itiraz edilebilir” yazıyor dedi. Ah bu Z kuşağı. Her şeye itiraz edecekler. Şimdi ben cevaben, “boşver kanunu, sen beni dinle” diyemezdim. Anlattım. Hatta “Kimsenin Okumadığı Madde” diye gazetede de yazdığımı söyledim. “Demek ki hâlâ okumamışlar” dedi.  

Ekonomim.com | Bumin DOĞRUSÖZ