Tüm bu gelişmeler, dünya genelinde dijital varlıkların hukuki bir zemine oturtulması ihtiyacını doğurmaktadır. Buna paralel olarak ülkemizde de yasal düzenlemelerin yapılması kaçınılmaz olmuştur.
Dünya genelindeki mevzuata baktığımızda, ilk sırayı Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi prosedürleri gereği yapılan hukuki düzenlemeler yer almaktadır. Bunu kripto varlık hizmet sağlayıcıları ve kripto para borsalarının lisanslanması, kuruluş süreçleri, denetimi, izlenmesi ve tabi olduğu kurumlara ilişkin oluşturulan düzenlemeler takip etmektedir.
Günümüzde hızla değişen teknolojilerin bir sonucu olarak ihtiyaçlar da farklılaşmakta ve gelişime yön vermektedir. Teknolojide yaşanan bu değişim elbette fînansal piyasaları da etkilemektedir. Finansal sistemi çeşitli kanallardan etkileyen teknolojik gelişmeler, merkezi sistemler üzerinden yürütülen faaliyetlerin işleyişinde de değişikliklere yol açmıştır.
Bu kapsamda dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak oluşturulan kripto varlıklar da yeni bir varlık grubu olarak ortaya çıkmıştır. Kripto varlıklar kullanmakta oldukları blok zinciri ve şifreleme gibi teknolojilerin getirdiği imkânlarla birlikte varlıkların transfer edilmesi ve benzeri işlemlerde merkezi bir otoriteye ihtiyaç duyulmaması gibi özellikleri bakımından mevcut finansal sistemdeki varlıklardan belirgin şekilde farklılaşmaktadır.
Kripto varlıklar ortaya çıktıklarından bu yana birçok ülkede kripto varlıklara yönelik açık düzenlemeler bulunmamakta olup uluslararası kurumların yeknesak bir uygulama seti oluşturma çalışmaları devam etmektedir. Süreç içerisinde kripto varlıkların kullanımı küresel düzeyde yaygınlaşmış ve son yıllarda ülkemizde de yaygın olarak alım satıma konu edilmeye başlamıştır.
Ülkemizde de kripto varlık platformlarında hesap açıp alım satım işlemlerini deneyimleyen kişi sayısının 10 milyon civarında olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de platformların düzenleme altına alınması zorunluluk haline gelmiştir.
Bu zorunluluk sonucu, kripto varlık platformlarını düzenleme ve kontrol altına alacak “Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” teklifi TBMM de kabul edilmiştir.
Kabul edilen kanunda; blok zinciri teknolojisinin finans ve diğer alanlarda kullanımının sağlayacağı faydalar dikkate alınmış, bu yenilikçi ekosistemin gelişimini engelleyici bir yaklaşımdan uzak durulmuştur. Bir başka ifadeyle Kanun blok zinciri teknolojisini değil, bu teknolojiye dayanmakta olan kripto varlıkların platformlar nezdindeki alım satım faaliyetlerini düzenlemeyi amaçlamaktadır.
Kabul edilen kanunda;
• Kripto varlıkların transfer edilebilmesini, bu varlıkların çevrim içi veya çevrim dışı olarak depolanmasını sağlayan cüzdan adı verilen yazılım, donanım, sistem ya da uygulamalar,
• Kripto varlık alım satım, ilk satış ya da dağıtım, takas, transfer, bunların gerektirdiği saklama ve belirlenebilecek diğer işlemlerin bir veya daha fazlasının gerçekleştirildiği kuruluşlar (platformlar),
• Kripto varlık hizmet sağlayıcıları,
• Kripto varlık saklama hizmeti veren kuruluşlara
ilişkin düzenlemeler içermektedir.
Söz konusu kanun ile kripto varlık hizmet sağlayıcıların kurulabilmesi ve faaliyete başlamaları için Sermaye Piyasası Kurulundan izin almaları zorunlu tutulmaktadır. Bununla birlikte kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kripto varlık hizmet sağlayıcılığı faaliyeti yürütenler, yürürlük tarihinden itibaren bir ay içinde, Sermaye Piyasası Kurulunca belirlenecek belgelerle Kurula başvuruda bulunarak faaliyet izni almak üzere gerekli başvuruları yapacaklardır. Şayet bu başvuruyu yapmaz iseler müşteri hak ve menfaatlerini zarara uğratmadan üç ay içerisinde tasfiye kararı alacaklarına ve tasfiye sürecinde yeni müşteri kabul etmeyeceklerine dair bir beyan sunmak zorunda olacaklardır.
Kanunun yürürlüğü sonrasında faaliyete başlamak isteyenler ise faaliyetlerine başlamadan önce Sermaye Piyasası Kuruluna başvuruda bulunarak ikincil düzenlemelerde öngörülecek şartları sağlayarak faaliyet izni almak üzere gerekli başvuruları yapacaklarını beyan edecekleridir.
TBMM de kabul edilen kanun uyarınca; yürürlüğe girdiği tarihi takip eden üç ay içerisinde yurt dışında yerleşik kripto varlık hizmet sağlayıcılar Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik faaliyetlerini sonlandırmak zorundadırlar. Yurt dışında yerleşik platformlar tarafından Türkiye’de iş yeri açılması, Türkçe internet sitesi oluşturulması, sunulan kripto varlık hizmetlerine ilişkin olarak doğrudan veya Türkiye’de yerleşik kişi ya da kurumlar aracılığıyla tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunulması durumlarından herhangi birinin varlığı hâlinde faaliyetlerin Türkiye’de yerleşik kişilere yönelik olduğu kabul edilecektir.
Kanunda ayrıca Sermaye Piyasası Kurulu ve TÜBİTAK bütçesine gelir kaydedilecek bir oran belirlenmiş durumda. Her yıl platformların bir önceki yılki faiz gelirleri hariç tüm gelirlerinin yüzde biri Sermaye Piyasası Kurulu, yüzde biri de TÜBİTAK bütçesine ilgili yılın Mayıs ayı sonuna kadar ödenerek gelir olarak kaydedilecektir.
TBMM de kabul edilen “Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile sadece kripto varlık platformları, kripto varlık hizmet sağlayıcıları ve kripto varlık saklama hizmeti veren kuruluşlar yasal bir zemine kavuşacak, söz konusu kuruluşlar üzerinde Sermaye Piyasası Kurumu denetimi sağlanacak ve kripto varlıklar ile işlem yapanların daha güvenli bir ortamda işlem yapmasına olanak sağlanacaktır.
Söz konusu kanunda vergileme ile ilgili herhangi bir içerik bulunmamaktadır. Ancak ilerleyen günlerde kripto varlık platformlarında işlem yapanların vergilendirilmesinin de gündeme gelmesi kaçınılmazdır.
Erol ÇEMBER
Yeminli Mali Müşavir