Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından geçtiğimiz hafta yayınlanan “2022-2023 Küresel Ücret Raporu: Enflasyon ve Kovid-19’un Ücretler ve Alım Gücü Üzerindeki Etkileri” başlıklı raporunda yer alan tahminlere göre, 2022 yılının ilk yarısında küresel aylık ücretler reel olarak - yüzde 0,9’a düştü. Bu bakımdan, reel küresel ücret artışının bu yüzyılda ilk kez negatif olduğunu söylemek mümkün.

Gelişmiş G20 ülkelerinde, 2022’nin ilk yarısında reel ücretlerin yüzde 2,2’ye düştüğü, yükselen G20 ülkelerinde ise reel ücretlerin yüzde 0,8 arttığı tahmin ediliyor. Ancak söz konusu artış, Kovid-19 küresel salgını öncesini yansıtan 2019 yılındakinden yüzde 2,6 düzeyinde daha düşük.

Rapora göre, yükselen enflasyon, hayat pahalılığı açısından düşük ücretli çalışanları daha ağır etkiliyor. Çünkü düşük ücretli çalışanlar kullanılabilir gelirlerinin büyük bölümünü, fiyatları zorunlu olmayan kalemlere göre genellikle daha fazla artan zorunlu tüketim maddelerine harcıyor.

Alım gücü tehlikede

Küresel düzeyde yüksek enflasyon, orta sınıfın alım gücünü azaltıyor ve özellikle düşük gelir gruplarına adeta darbe vuruyor. Düşük gelirli hanehalkları, Kovid-19 salgını döneminde en yüksek gelir kayıplarını yaşamışlardı. Şimdi de yüksek enflasyonun yol açtığı yaşam maliyeti krizi, yani hayat pahalılığı, söz konusu kayıpların üstüne geldi. Bu duruma müdahale edilmemesi halinde, yakın gelecekte çalışmasına rağmen düşük gelir elde eden işçiler ve ailelerinin gelirlerinde daha keskin bir aşınma olabilir. Bu da mevcut eşitsizliğin derinleşmesi ve dolayısıyla toplumsal huzursuzluğun artması anlamına gelebilir.


Asgari ücretler eriyor

Enflasyonun alım gücü üzerindeki olumsuz etkilerinden nasibini alan gruplardan bir diğeri de asgari ücretliler. ILO’ya üye olan ülkelerin neredeyse yüzde 90’ında asgari ücret sistemleri uygulanıyor. ILO tahminlerine göre, her ne kadar nominal düzeltmeler yapılsa da enflasyonun hızlanması çok sayıda ülkede asgari ücretlerin reel değerini çabucak eritiyor. Bu bakımdan, ILO’ya göre asgari ücret oranlarının yeterli düzeyde düzeltilmesi etkili bir araç olabilir. Tabii, yeterli ücret düzeltmelerinin yapılmasında güçlü bir sosyal diyalog mekanizmasına ihtiyaç var.
 

Bölgesel farklar

Ülkelerin yanı sıra bölgesel verilerin de yer aldığı rapora göre, 2022’nin ilk yarısında yüksek gelirli ülkelerde enflasyon, düşük ve orta gelirli ülkelere göre oransal olarak daha hızlı artmış durumda. Söz konusu durumun bölgesel reel ücret eğilimleri üzerindeki etkileri şu şekilde özetlenebilir:

- Kuzey Amerika’da (Kanada ve ABD), ortalama reel ücret artışı 2021’de sıfırlandı ve 2022’nin ilk yarısında - yüzde 3,2’ye düştü.

- Latin Amerika ve Karayipler’de, reel ücret artışı 2021’de - yüzde 1,4’e, 2022’nin ilk yarısında ise - yüzde 1,7’ye düştü.

- Küresel salgın sırasında istihdamı koruma programları ve ücret sübvansiyonlarının istihdamı ve ücret düzeylerini büyük ölçüde koruduğu Avrupa Birliği’nde, reel ücret artışı 2021’de yüzde 1,3’e yükseldi ve 2022’nin ilk yarısında - yüzde 2,4’e düştü.

-  Doğu Avrupa’da, reel ücret artışı yavaşlayarak 2020’de yüzde 4,0, 2021’de ise yüzde 3,3 oranına geldi; 2022’nin ilk yarısında ise - yüzde 3,3’e düştü.

- Asya ve Pasifik’te, reel ücret artışı 2021’de yüzde yüzde 3,5’e yükseldi ve 2022’nin ilk yarısında yüzde 1,3’e geriledi. Çin’in bölgedeki ağırlığı göz önüne alınarak hesaplamalardan hariç tutulduğunda, reel ücret artışındaki yükselme 2021’de yüzde 0,3 ve 2022’nin ilk yarısında yüzde 0,7 ile çok daha az oranda gerçekleşti.

- Orta ve Batı Asya’da, reel ücret artışı 2021’de yüzde 12,4 oranında güçlü bir şekilde yükseldi, ancak 2022’nin ilk yarısında yüzde 2,5’e geriledi.

- Afrika’da reel ücret artışı 2021’de yüzde 1,4 oranına, 2022’nin ilk yarısında ise yüzde 0,5’e düştü.

- Arap ülkelerinde ücret trendleri geçici olmakla birlikte, tahminler 2021’de yüzde 0,5 ve 2022’de yüzde 1,2 ile ücret artışının düşük olduğuna işaret ediyor.

Milliyet | Cem KILIÇ