Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayınlanan yeni bir çalışma, Rusya - Ukrayna savaşı başta olmak üzere mevcut krizlerin sürmesi durumunda, küresel işgücü piyasasının daha da kötüye gideceğini söylüyor. Bu anlamda, ILO tarafından koronavirüs salgını döneminde yayınlanmaya başlayan “Çalışma Yaşamı Gözlemi” raporunun 10. baskısına göre, çoklu ve üst üste binen ekonomik ve siyasi krizler işgücü piyasalarında toparlanmayı tehlikeye düşürüyor. Bu nedenle ne yazık ki hem işsizlik hem de eşitsizliklerin daha da
artması gündemde.

Düzelmeye başlamıştı...

2022 yılının başında, küresel çalışma saatleri, başta yüksek vasıflı meslekler ve kadınlar olmak üzere güçlü biçimde toparlanmaya başlamıştı. Ancak bu toparlanmanın ardındaki itici güçlerden biri kayıt dışı işlerin artışı oldu. Yıl boyunca durum daha da kötüleşti ve ILO tahminlerine göre 2022 yılının üçüncü çeyreğinde küresel salgın öncesi düzeylerin yüzde 1.5 altındaydı, bu da 40 milyon tam zamanlı işe karşılık geliyor.

İstihdamda kötü senaryo

ILO raporuna göre, küresel işgücü piyasalarının görünümü son aylarda daha da kötüleşti. Bu kötü gidişat devam ederse, 2022 yılının 4. çeyreğinde küresel istihdam büyümesinin önemli ölçüde kötüleşeceği öngörülüyor. Bununla birlikte, birçok ülkede artan enflasyon sonucunda reel ücretler gerilemeye devam ediyor. Reel ücretlerdeki söz konusu düşüşten en fazla etkilenecek grup ise koronavirüs salgınında olduğu gibi düşük gelir grupları olacak.

Gözlem raporuna göre, kötüye giden işgücü piyasası koşulları hem yeni istihdam yaratılmasını hem de mevcut işlerin kalitesini etkiliyor.
Bu durum da işgücü piyasasında keskin bir yavaşlama olduğunu gösteren verilerin varlığına işaret ediyor. Daha da kötüsü, gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler arasında işgücü piyasası eşitsizliklerinin daha da derinleşeceği tahmin ediliyor.

Savaşla gelen olumsuzluklar

Rapor, mevcut işgücü piyasası zorluklarının 2022 yılı boyunca Rusya- Ukrayna savaşı ve savaşın ardından gelen olumsuz yayılma etkileri ile daha da şiddetlendiğini, bu durumun da çalışma yaşamını derinden etkileyen çoklu ve üst üste binen krizlere yol açtığını ifade ediyor. Bu etkiler, özellikle gelişmekte olan ülkelerde gıda ve enerji fiyatlarında enflasyon, azalan reel ücretler, büyüyen eşitsizlik, azalan politika seçenekleri ve daha yüksek borç olarak hissediliyor.

Yanı başımızda Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın tek bedeli insani kriz değil. Savaş, aynı zamanda ülkenin ekonomisi ve işgücü piyasası üzerinde de büyük bir olumsuz etkiye neden oluyor. ILO’nun tahminlerine göre, 2022 yılında küresel istihdam, savaş öncesindeki 2021 yılı düzeyine göre yüzde 15.5 daha düşük olacak.
Bu, 2.4 milyon işin kaybedilmesi anlamına geliyor. Her ne kadar bu tahmin, ILO’nun savaşın başlamasından hemen sonra, Mayıs 2022 döneminde yayınladığı tahminler (4.8 milyon iş kaybı) kadar kötü bir tabloyu yansıtmasa da işgücü piyasasındaki bu kısmi toparlanmanın oldukça mütevazı ve kırılgan olduğunu söylemek mümkün.

Ukraynalı göçmenler

Ukrayna ve başka yerlerde ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin ve mültecilerin sayıca büyüklüğü, mevcut zorlukları artırıyor.   Söz konusu grup muhtemelen ücretler üzerinde de aşağı yönlü bir baskı yaratacak.

ILO, Ukrayna’nın savaş öncesi toplam işgücünün yüzde 10.4’ünün savaş nedeniyle artık başka ülkelerde olduğunu tahmin ediyor. Toplam 1.6 milyon olan bu kesimin büyük çoğunluğu kadınlardan oluşuyor ve çoğu da önceleri eğitim, sağlık ve sosyal bakım sektörlerinde çalışanlar kişiler.

Gıda güvencesizliği ve yoksulluk etkisi

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın etkileri komşu ülkelerin işgücü piyasalarında da hissediliyor. Savaşın uzun sürmesi halinde, söz konusu ülkelerde siyasi istikrarsızlık ve işgücü piyasalarında bozulmalar olabilir. Dahası, bölgenin ötesinde, Orta Asya’da ve dünya genelinde, savaşın etkileri daha yüksek ve daha çok dalgalanan fiyatlar, artan gıda güvencesizliği ve yoksulluk olarak hissediliyor.

İşsizlik artabilir

Ekonomik büyüme ve toplam talebin yavaşlaması, belirsizlik ve kötüye giden beklentiler işe almaları olumsuz yönde etkiler. Bu da önümüzdeki dönemde işgücü talebinin azalması anlamına gelebilir. Başka bir ifadeyle, işsizliği artırır.

ILO’nun söz konusu olumsuz etkilerin azaltılması açısından ortaya koyduğu çözüm önerileri; kamu mallarının fiyatlarına müdahale, beklenmedik kazançların yeniden yönlendirilmesi, sosyal koruma yoluyla gelir güvenliğinin güçlendirilmesi, gelir desteğinin artırılması, en kırılgan kesimlere ve işletmelere yardım şeklinde.

Milliyet | Cem Kılıç