Mali İdarenin hele de olabildiğince hızlıca bu tür işlemleri teşhis edip üzerine gitmesi olsa olsa düzgün mükelleflerde memnuniyet yaratır, yaratmalı. Bu nedenle yazacaklarımız, eleştiri ve uyarılarımız, bu tür çabaların akamete uğratılmadan ve bir afla sonuçlandırılmadan sürdürülebilir kılınmasına dönük.
Maliye seni gözetliyor. Bir dost
Mali İdarenin değişik birimlerinden gelen yazılar, telefonlar, izahat talepleri, beyan düzenleme zorlamaları yanında şimdi de Kurgan yazıları, 1 Ekim sonrası yeni yaklaşım dönemi açıklamaları, Muhasebeci ve YMM’ler için şüpheli işlem bildirim rehberi üst üste gelince bir tedirginlik oluştu. Anladığımız kadarıyla “ davranışsal ekonomi” kavramı ve yaklaşımı ile bu planlı yapılıyor. Velhasıl Mali İdare bu dönemde kayıt dışı ile mücadele de psikoloji enstrümanını da iyi kullanıyor.
Kuruluş gözetimli analiz sistemi (KURGAN)
Kurgan, Vergi Denetim Kurulu’nun yeni uygulamaya aldığı anlık uyarı, gözetim sisteminin adı. Bu sistemle Mali İdare, sahte belge anomalilerini cari yılda, eş zamanlı tespit ve teşhis edip şüphelilerin üzerine gitmeyi hedefliyor. Bunu yaparken anomali veya şüphesini mükelleflere ve mükelleflerin muhasebecilerine gönderdiği mektuplarla bildirip, bir sorun varsa düzeltilsin veya vazgeçilsin çabasında olacakmış.
1 ekim sonrası yeni dönem
Mali İdare bizzat Hazine ve Maliye Bakanı ağzından defalarca 1 Ekim’den itibaren sahte belge konusunda daha tavizsiz ve toleranssız bir döneme geçileceğini ifade etti.
Biz bunu artık vergi inceleme elemanları sahte belge kullanımı tespit ettiklerinde, kullanılan belgenin miktar ve tutarına da bakmadan, bilmeden kullanıldı demeyecek, üç kat ceza uygulayıp, uzlaşma kabul etmeyip, bir yandan da suç duyurusunda bulunacak diye anladık.
Muhasebeci ve YMM’ler için şüpheli işlem bildirim rehberi yayınlandı
Aslında ortada yeni bir düzenleme yok. Sadece yeni bir rehber yayınlanıp konu ön plana çıkarıldı. Bir de bazı SMMM’lere uygulanan yüksek tutarlı cezalar paylaşılınca mesleki camia da konu hararetle tartışılmaya başlandı. Kısaca, meslek mensuplarına işlerini yaparken bir suç unsuruna rastlarlarsa bildirmek zorunda oldukları, bildirimde bulunmazlarsa cezalandırılacakları hatırlatıldı. Mali İdare öteden beri meslek mensuplarının sorumluluklarının kapsam ve sınırları konusunda oldukça zorlayıcı yorumlar yapıyor ve bu zorlamalar nedeniyle mesleğin yapılabilirliği tartışmalarına yol açıyor. Teknik tabirle mali idare meslek mensuplarının belgelerin doğruluğundan da sorumlu olduğu görüşünde ki Mali İdarenin hayal ettiği gibi bir değerlendirmenin meslek mensuplarınca yapılabilmesi mümkün değil.
Düzenleyicisi ve kullanma şüphelilerinin üzerine eş zamanlı ve cari yılda gitme çabası
Bugüne kadar yapılan sahte belge incelemelerinde öncelikle mal ve hizmet tedariği sağlayan firmanın sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltı belge düzenleyicisi olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılır, düzenleyici olduğu yönünde tespit yapılırsa zincirdeki tüm kullanıcılar( o şirketten mal veya hizmet alanlar) incelemeye sevk edilirdi. İlk değerlendirme ne kadar sağlam hukuki ve nesnel temellere dayanıyor ve sahte belge düzenleyicisi teşhisi doğru ise o şirketten mal veya hizmet faturası alanlarla ilgili teşhisler de doğru olabiliyor, o aşamada yapılan hata ve eksiklikler sonraki halkalarda daha büyük hatalı işlemlere ve mükelleflere yapılan eziyete dönüşebiliyordu. Anladığımız kadarıyla yeni yaklaşımda hem düzenleme şüphelileri hem de kullanma ihtimali olanların üzerine eş zamanlı ve cari yıl tabanlı gidilmeye çalışılacak. Dolayısıyla sahte belge düzenleme ihtimali olan ancak henüz nezdinde raporla tespit yapılmamış mükelleflerden alımı olan mükellefler de düzenleyici şüphelileri ile eş zamanlı incelemeye (bilgi vermeye) maruz kalacak. Böyle bir yaklaşım çok sayıda mükellefin bu işlemlerden haksız olarak olumsuz etkilenme ihtimalini artırıyor. Burada verilen bilgilerin ciddi ve detaylı hazırlanması önemli olduğu kadar Mali İdarenin yapılan açıklamaları değerlendirme ve ayırma kapasitesi de oldukça önemli olacak.
Geometrik sıçrama ihtimali
Virüsün yayılma ihtimali gibi şüpheliler birden tüm mükellefleri kapsar hale gelebilir. Bir dönem telecom şirketleri Mali İdarenin şüpheli kategorisine alınmış, o gün ki yaklaşımla da o şirketten hizmet alan tüm kurumlara şüpheli muamelesi yapılmıştı. Birden fark edildi ki Türkiye’deki tüm kurumlar sahte belge kullanma şüphelisi haline gelmiş. Bunun üzerine yaklaşım ve listeleme metodunu değiştirmişlerdi. Şayet bu ayıklama, kıymetlendirme, değerlendirme işlemleri sağlıklı olmaz ve toptancı yaklaşımlarla tüm mükellefler zanlı sıfatıyla mahkemelere yığılırsa sistem tıkanır, durmak zorunda kalır ve bir afla neticelenir.