Pandemi ile birlikte emtia fiyatlarında yaşanan ani artışlar ve dünyada tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar ve en son da Ukrayna-Rusya savaşı ile birlikte fiyatlar dengesi bozuldu.
Bunun sonucunda da tüm dünya tarımın ülkeler için ne kadar önemli olduğunu anlamış oldu.
Daha önceki yıllarda da özellikle seçim dönemlerinde spekülatif amaçlı stokçuluğun artmasıyla birlikte meyve ve sebze fiyatlarında yaşanan olağan üstü artışın sonraki aylarda nasıl düştüğünü gördük. Bu tür stokçuluk esasen çiftçiye hiçbir fayda sağlamadığı gibi hem ekonomiyi olumsuz etkileyerek vatandaşların alım gücünü azaltıyor, hem de enflasyon artışına neden oluyor. Son birkaç yıldır özellikle spekülatif amaçlı stokçuluğun artmasıyla birlikte meyve ve sebze fiyatlarında yaşanan olağan üstü artışın hem ekonomiyi olumsuz etkileyerek vatandaşların alım gücünü azalttığını hem de enflasyon artışına neden olduğunu söyleyebiliriz.
Diğer bir deyişle meyve-sebzede yüksek fiyatlardan üretici, çiftçi hiçbir şekilde faydalanamıyor ve çiftçinin geliri artmıyor. Tüm kazanımları spekülatörler, stokçu toptancılar elde ediyor.
Çiftçiler bugün markette pazarda kg fiyatı 20-30 TL'yi aşan meyveyi 3-4 TL'ye satmakta zorlanırken, marketlerde, pazarlarda meyve sebze ateş pahası fiyatlara satılıyor.
Meyve sebze fiyatlarındaki yüksekliğin esas sebeplerinin başında nakliye, depolama, paketleme-boylama ve ambalajlama maliyetleri geliyor. Toptancının, tüccarın kâr marjı; ambalaj-kasa-boylama ve paketleme maliyeti; nakliye; market/pazarcı kârı; spekülatif stokçuluk, toplama depolama, satış zincirinde fireler derken üretici maliyetlerinden dolayı tüketici 10 kata varan yüksek fiyatlarla meyve sebze almak zorunda kalıyor.
Yine, çiftçinin düşük fiyata stokçulara hal kabzımallarına ve spekülatörlere meyve satmasının en temel nedeni depolama alanlarının yetersiz olmasıdır.
Meyve/sebzede sağlıklı koşullarda saklanmama veya nakletmeme durumunda yaklaşık yüzde 20-25 arasında da fire olmaktadır. Dolayısıyla da özellikle yerinde satış ve depolamanın milli gelire ve meyve/sebzede fiyat dengesine katkısı olması mümkündür.
Burada lisanslı depoculuğun meyvecilik sektörü için de ne kadar gerekli ve elzem olduğu ortaya çıkıyor.
Hali hazırda ürünün toplanması, soğuk hava depolarına nakliyesi, boylama ve elleçleme işleri, meyve kasası ve satış bölgesine nakliye maliyeti yerine göre yaklaşık 4-5 TL'yi buluyor.
Çiftçi çok düşük tutarlarla ürününü toptancıya komisyonculara veriyor, buradan üzerine konulan kârla beraber her el değiştirdiğinde fiyat katmerli şekilde artıyor. Öyleyse bu sistemi değiştirmek, aracıları ortadan kaldırıp doğrudan çiftçinin ürününü satabileceği ortamlar oluşturmak lazım.
Öncelikle üreticilerin üretim maliyetlerinin düşürülerek daha düşük maliyetlerle üretmeleri sağlanmalı, akabinde satış ve pazarlama yönünden desteklenmelidir. Zincir marketler önceden üreticiye avans vermek suretiyle ekim yaptırmaları durumunda daha uygun fiyatla vatandaşa meyve sebze temini mümkün olacaktır. Tarım kredi kooperatiflerinden mazot alan çiftçilere doğrudan pompada indirim yapılarak yakıt maliyeti düşürülebilir. İlaç ve gübre fiyatlarında doğrudan desteklerle indirim sağlanabilir. Sorunun kökten çözümü için çiftçinin ürettiği ürünlerin sağlıklı koşullarda depolanması, satışının makul fiyatlarla ve kamusal destekle sağlanacak depolama-paketleme ve pazarlamasının yapılmasının sağlanması gerekiyor.
Meyve üreticisinin en önemli sorunu depolama, boylama, paketleme ve satış kanallarının yetersizliği. Az sayıda büyük çiftçi soğuk hava deposu ve paketleme-boylama tesisi kurabilecek ekonomik güce sahip. Meyvecilikte küçük çiftçinin tek başına soğuk hava deposu ve paketleme-boylama tesisi kurması mümkün değildir.
Soğuk hava deposu, paketleme-boylama ve nakliye girdilerinin düşürülmesi ile hem fireler azalacak ve hem de aracıların aradan çıkarılmasıyla birlikte düşük fiyatlarla meyve sebze tüketiciye ulaştırılabilecek.
Ülkemizde lisanslı depo faaliyetlerini, 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu ve bu Kanun hükümleri doğrultusunda yürürlüğe konulmuş Yönetmelikler düzenlemektedir.
Kanunun amacı "tarım ürünleri ticaretini kolaylaştırmak, depolanması için yaygın bir sistem oluşturmak, ürün sahiplerinin mallarının emniyetini sağlamak ve kalitesini korumak, ürünlerin sınıf ve derecelerinin yetkili sınıflandırıcılar tarafından saptanmasını sağlamak, tarım ürünleri lisanslı depo işleticilerinin kişiler arasında ayrım yapmaksızın tarım ürünlerini kabul etmelerini temin etmek, ürünlerin mülkiyetini temsil eden ve finansmanını, satışını ve teslimini sağlayan ürün senedi çıkartmak ve standartları belirlenmiş tarım ürünlerinin ticaretini geliştirmek üzere, tarım ürünleri lisanslı depoculuk sisteminin kuruluş, işleyiş ve denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." olarak tanımlanmıştır. Depolamaya uygun nitelikte olan, standardize edilebilen, temel ve işlenmiş tarım ürünleri, Hububat, Baklagiller, Yağlı Tohumlar, Pamuk, Fındık, Zeytin, Zeytinyağıdır.
Tarım ürünlerinin sağlıklı koşullarda muhafaza ve ticarî amaçla depolanması hizmetlerini sağlayan lisanslı depoculuk yapılıyor. Meyve üreticileri için kasa ve depolama hizmeti verip ürünlerin zayi olması önlenebilecektir.
Birkaç yıl önce Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları ve öngörüleri ile TMO tarafından onlarca Lisanslı Depo anlaşması yapıldı ve bugün Türkiye tahılda bir kriz yaşamıyorsa bunun da büyük etkisi olduğu açıktır. Burada Pandemi ve Rusya-Ukrayna krizinde modern tahıl stoklamanın ne kadar önemli olduğu görülmüştür.
Dolayısıyla nüfusuyla orantılı olarak büyükşehir belediyelerine, ilçe belediyelerine nüfusuyla ve üretim kapasitesi ile orantılı on binlerce tonluk lisanslı soğuk hava deposu ve içerisinde kasa üretimi, paketleme boylama olan entegre lisanslı soğuk hava depoları yapılmalı, marketler ve toptancılara da hal yerine bu lisanslı depolardan meyve sebze temini zorunluluğu getirilmelidir.
Bu sağlandığında üründe fire azalacağı gibi çiftçinin maliyeti de düşecek, pazarlama sorunu olmayan, aracı/spekülatör eline mahkum olmak istemeyen çiftçilerde daha kaliteli ve daha fazla üretim yapacaktır. Ayrıca ürünlerin stok durumu takip edileceğinden spekülatif hareketler önlenecek, devletin vergi kaybı olmayacaktır.
Sonuç olarak çiftçinin desteklenmesi ve üretimin artması, kaliteli ve ucuz sebze/meyvenin vatandaşlara ulaşması için;
- Türkiye'nin tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesi,
- Çiftçilere Tarım Kredi Kooperatiflerinde doğrudan pompada indirim yapılarak yakıt maliyeti düşürülmesi, İlaç ve gübre fiyatlarında doğrudan desteklerle indirim sağlanması,
- Çiftçinin ve çiftçi kooperatiflerinin vatandaşlara doğrudan satış yapabilecekleri satış alanların belediyeler tarafından zorunlu olarak tahsis edilmesi,
- Yerel yönetimlere veya TMO/Çiftçi Kooperatifleri/Özel İdareler/Yatırımcılara çiftçilerin ürünlerini depolayabilecekleri, gerekirse sertifikalandırarak kredi ve finansmanda kullanabilecekleri, meyve kasası üretiminden depolamaya ve paketlemeye kadar, soğutma sistemine sahip araçlarla nakliyenin bulunduğu tüm hizmetlerin verilebileceği "Entegre Lisanslı Soğuk Hava Depoları" kurma imkanı getirilmeli, zincir marketler ve meyve toptancılarına buralardan tedarik zorunluluğu getirilmeli, ayrıca için bu alanda yatırım yapacak özel sektör şirketlerine ciddi destekler verilmesi,
-Yine nakliye masraflarını düşürmek ve bölgesel kalkınmayı desteklemek için zincir marketlere satış yaptıkları sebze-meyvenin en azından yüzde ellisini bulundukları bölgedeki çiftçilerden veya çiftçi kooperatiflerinden temin etme zorunluluğu getirilmesi ile tarımda sorunlar azalır ve fiyatlar düşer.
Hal yasasının tartışıldığı ve gündemde olduğu bir dönemde "Entegre Lisanslı Soğuk Hava Depoculuğu" çiftçiye nefes aldıracağı gibi vatandaşa da, enflasyonun düşmesine de, kalkınmaya da önemli etkilerde bulunacaktır. Burada yazdıklarımız değerlendirildiğinde esasında milli tarım politikasına önemli katkılar sunacaktır. Umarım Tarım ve Orman Bakanımız sayın Prof. Dr. Vahit Kirişçi'nin hem bir çiftçi hem de akademisyen olarak çiftçilere önemli imkânlar getirecek "Entegre Lisanslı Soğuk Hava Depoculuğu"nu uygulamaya geçirir.
Star | Resul KURT