Yılın sonuna yaklaştığımız bugünlerde mükelleflerin gerçekleştirecekleri ticari ve iktisadi işlemler, gelecek hesap dönemlerinde karşılaşacakları vergisel yükümlülükler ve avantajlar üzerinde etkiler yaratmaktadır. Bu işlemlerden biri olan nakit sermaye artırımının yıl sonunda yapılmasının vergisel etkisini bu yazımızda özetlemeye çalışacağız.
Nakit Sermaye Artırımı Düzenlemesi
Bilindiği üzere 27.03.2015 tarihinde Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen düzenleme ile sermaye şirketlerinin (Finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç) nakit sermaye artırımında bulunması durumunda arttırılan nakit sermaye tutarı üzerinden hesaplanan faiz miktarının, şirketlerin ilgili hesap dönemine ait kurumlar vergisi matrahından indirilmesine imkân sağlayan bir uygulama olarak getirilmiştir. Bu düzenleme ile sermaye şirketlerinin nakit yoluyla sermaye artırımlarının teşvik edilmesi amaçlanmıştır.
Nakit Sermaye Tutarı Nasıl Hesaplanıyor?
Sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakit sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan "Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı" dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50'si kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde gösterilmek şartı ile indirim konusu yapılabiliyor.
Belirlenen genel oran %50 olmakla birlikte tebliğde belirtilen şartları sağlayan sermaye şirketleri bu oranı artırımlı olarak uygulayabilmektedir.
Kurum kazancından indirilebilecek Nakit Sermaye indirimi tutarının belirlenmesinde aşağıdaki formül kullanılarak hesaplama yapılmaktadır.
“Kurum kazancından indirilebilecek tutar = Nakit sermaye artışı x Ticari krediler faiz oranı x İndirim oranı x Süre”
Hesaplamada kullanılacak faiz oranı geçmiş yıllarda Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayınlanan sirkülerler ile açıklanmaktaydı, ancak son yıllarda konu ile ilgili sirküler yayınlanmamıştır. Mükelleflerin hesaplama yaparken tereddüt yaşamaması için önceki yıllarda olduğu gibi Gelir İdaresi Başkanlığı’nın uygulanacak faiz oranını yayınlaması uygun olacaktır.
Nakit Sermaye İndiriminden Geçici Vergi Dönemlerinde Faydalanılabilir mi?
İndirim tutarının hesaplanmasında TCMB tarafından, yararlanılan yıl için en son açıklanan ticari krediler faiz oranı dikkate alınacağından geçici vergi dönemlerinden sadece dördüncü geçici vergilendirme dönemi itibarıyla bu indirimden yararlanılması mümkündü. Ancak 2022 yılı itibariyle 4. dönem Geçici Vergi beyannamesi kaldırıldığı için mükellefler nakit sermaye indiriminden geçici vergi beyannamelerinde yararlanmalarına imkân kalmamıştır.
Öte yandan, kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan tutarların, izleyen hesap dönemine ilişkin geçici vergilendirme dönemlerine ait geçici vergi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapılabileceği açıktır. Ayrıca ilgili hesap döneminde kazancın yetersiz olması nedeniyle indirilemeyen tutarın endekslemeye tabi tutulmayacağını hatırlatmakta fayda var.
Değişiklikten Önce Sermaye Artırımında Bulunan Şirketlerin Durumu
Değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce sermaye artırımı yapan veya ilk defa kurulan şirketler için 2022 yılı hesap dönemi dahil olmak üzere nakit sermaye indiriminden 5 yıl boyunca faydalanabileceklerdir.
Mükelleflerin farklı yıllarda nakit sermaye artırımında bulunması durumunda her sermaye artırımından faydalanılacak süre 5 yıl ile sınırlı olduğundan, yapılan artırımların her birinin süre kontrolü, kendi içerisinde değerlendirilerek dikkatlice takip edilmesi gerekmektedir.
Ancak yeni getirilen düzenleme ile mükelleflerin 5. yıl sonunda sermaye azaltımında bulunduktan sonra, takip eden yıl içinde tekrar sermaye artırımı yapması durumunda, sermaye artırımına ilişkin indirimden faydalanıp faydalandırılmayacağı konusunda tereddütler hasıl olmaktadır.
Mükelleflerin Yıl Sonuna Doğru Nakit Sermaye Artırımı Kararı Alırken Dikkat Etmesi Gereken Husus
Kurumlar Vergisi Kanununun 10. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yapılan değişiklikle, nakit sermaye artırımında faiz indiriminden süresiz yararlanma hakkında değişiklik yapılarak, sermaye artırımına ilişkin kararın veya ilk kuruluş aşamasında ana sözleşmenin tescil edildiği hesap dönemi ile bu dönemi izleyen dört hesap dönemiyle sınırlandırılmıştır. Getirilen yeni düzenleme ile sınırsız ve her yıl yararlanılabilen nakit sermaye indirimi, yeni sermaye artırımında bulunacak mükellefler için artırımda bulundukları ay (bankaya ödenmek şartıyla) dikkate alınarak kıst dönem ve artı dört yıl olarak değiştirilmiştir.
Getirilen bu düzenleme ile mükelleflerin içinde bulunduğumuz aralık ayı içerisinde nakit sermaye artırımında bulunmaları durumunda ilgili hesap döneminde yararlanabileceği nakit sermaye indirimi tutarı sadece bir ay olarak hesaplanabilecek ve toplamda 1 ay + 4 yıl bu düzenlemeden yararlanabilecektir.
Ancak mükelleflerin söz konusu sermaye artırımlarını takip eden ocak ayında yapması durumunda 12 ay + 4 yıl nakit sermaye indirimi tutarı hesaplayabilecektir. Görüleceği üzere mükelleflerin nakit sermaye artırım kararlarındaki tarihsel farklılık, indirimden yararlanılabilecek dönem ve faydalanılabilecek tutar üzerinde çok ciddi farklar yaratabilmektedir.
Sonuç Olarak;
Nakit sermaye indirimi uygulamasında faydalanılacak sürenin 5 yıl ile sınırlandırılmış olması, mükelleflerin sermaye artırımında bulunduğu tarihi önemli hale getirmiştir. Başka bir ifadeyle sermaye artırımının yıl sonunda veya bir sonraki yıl başında yapılması faydalanılacak indirim tutarını değiştirmektedir. Dolayısıyla yapılacak işlemin tarihi sermayenin nakit olarak artırılmasının sağladığı vergisel avantajların azalmasına sebep olacaktır.
Ekonomim.com | Murat ÇİFTÇİOĞLU