Değerli okurlar, Orta Vadeli Program (2024-2026) açıklandı, 6 Eylül 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7597 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile onaylandı.

Programda 2024-2026 dönemine ilişkin temel amaçlar, makroekonomik hedefler ve politikalar ile öncelikli yapısal alanlar yer alıyor. 

Genel olarak maliye politikası hedefleri

Programın “maliye politikası” ile ilgili bölümünde genel olarak Program döneminde,

  • Başta deprem kaynaklı harcamalar olmak üzere gerekli ihtiyaçlar süratle karşılanırken mali disiplinin ekonomide güven ve istikrarı artıran bir çıpa olarak korunması ve güçlendirilmesi için tüm adımların kararlılıkla atılacağı,
  • Para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki eşgüdümün güçlendirileceği,
  • Gelirler artırılarak ve kaynak tahsisi etkinleştirilerek sürdürülebilirliği güçlendirilen kamu maliyesinin, makroekonomik istikrarın sağlanmasında ve kalkınmada stratejik bir araç olarak kullanılacağı,

Gelir ve harcama politikaları, yeşil ve dijital dönüşümü desteklemek için gerekli kaynak dağıtımını sağlayacak şekilde uygulamaya konulacağı öngörülüyor.

Vergi yükünde artış hedefleniyor!

Vergi açısından en önemli konulardan biri vergi yükü hedefi. 2023 yılında yüzde 16,8 olarak gerçekleşmesi beklenen Vergi Gelirlerinin GSYH’ya Oranının Program döneminde (2024-2026) yüzde 18 olması hedefleniyor. Anlayacağınız vergi gelirlerindeki artış devam edecek.

Bu artışın ve ilan edilen doğrudan vergilerin payını artırma hedefinin nasıl sağlanacağı, somut olarak bu metinden anlaşılmıyor. Bu hedefin mevzuat düzenlemeleri ile gerçekleştirilmesi mümkün değil. Kapsamlı bir kayıt dışılıkla mücadeleyi gerektiriyor.

Esasen Hazine ve Maliye Bakanlığı 2022 yılının sonlarında yayımladığı Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Eylem Planı (2023-2025) ile bu konudaki çalışmaların daha organize bir şekilde yapılacağını paylaşmıştı. Ancak bu konuda somut bir gelişme göremedik.

Programda, önceki programda olduğu gibi, kayıt dışılıkla mücadelenin, teknolojik imkânlardan daha çok faydalanılarak tüm tarafların etkin katılımıyla yürütüleceği söylense de her programda ifade edilen bu amaca yönelik maalesef somut adımlar göremiyoruz.

Üstelik vergi tabanı genişletilmeden ve kayıt dışı ekonomi kayıtlı hale getirilmeden vergi yükü artırılırsa, kayıtlı mükellefler açısından sistem içinde yaşanılacak bir ortam olmaktan tamamen çıkar.

İstihdam teşvikleri kaldırılacak!

Önceki Programda olduğu gibi bu Programda da yer alan, kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı ücretle mücadelede veri analizine dayalı risk odaklı denetim faaliyetleri artırılarak prim tabanının genişletileceği yönündeki politika hedefinin, Programda belirtilen, istihdam teşviklerinden etkin olmayanlarının sonlandırılacağı yönündeki hedefle ne derece uyumlu olduğu da tartışmalıdır.

İçinde bulunduğumuz kriz ortamı işsizliği artıracak sonuçlar doğurmakta olup, tam da bu dönemde istihdam teşviklerine ihtiyaç vardır. İstihdam teşviklerinin kaldırılması için öngörülen takvim 2025 yılının 2. çeyreğidir. Bu konunun aceleye getirilmeyerek tüm tarafların katılımı ile yeniden değerlendirilmesi şarttır.

İstihdam teşviklerinin daraltılması kayıt dışılığı artırabilir. Bu konu çok hassas bir konudur.

Vergi ile ilgili politika ve tedbirler neler?

Şimdi kısaca Programın “Kamu Maliyesi” bölümünde yer verilen vergiye ilişkin program ve tedbirleri değerlendirmeye geçebiliriz.

Vergi tabanının genişletilmesi ve vergilemede gönüllü uyumun artırılmasına yönelik çalışmalar sürdürülecek

Programda, kamu mali yönetiminde sürdürülebilir ve sağlıklı gelir kaynaklarının artırılması için vergi tabanının genişletilmesi ve vergilemede gönüllü uyumun artırılmasına yönelik çalışmaların sürdürüleceği belirtiliyor.

Önceki programda bu husus, “Kamu mali yönetiminde sürdürülebilir ve sağlıklı gelir kaynaklarının artırılması için vergilemede adalet, eşitlik, öngörülebilirlik ve şeffaflık ilkeleri temelinde vergi tabanının genişletilmesi ve gönüllü uyumun artırılmasına yönelik çalışmalar sürdürülecektir.” şeklinde ifade edilmişti.

Yeni Programda ilkelerden bu kısımda söz edilmemiş, ancak aşağıda açıklayacağım mevzuatla ilgili bölümde bu ilkelere yer veriliyor. Yani yaklaşımda bir değişiklik yok. Ancak vergi tabanının nasıl genişletileceği konusu belirsiz.

Etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlerin kaldırılacağının ilan edilmesi ve kayıt dışı dijital faaliyetlerin kavranacağına yönelik ifadeler bu açıdan önemli, ancak yeterli değil. Vergi yükü ile ilgili yukarıdaki bölümde söylediğim gibi, kayıt dışılıkla mücadele için kapsamlı bir eylem planı ve uygulama şart.

Gönüllü uyuma gelince, kayıtlı olup yükümlülüklerini süresinde yerine getiren mükellefler son yıllarda çok şikayetçiler. Her dönemde öncelikle yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin düşünülmesi ve düzenli yapılandırma/af düzenlemeleri yapılması kural haline geldi. Bu durum kayıtlı ve düzenli mükellefleri üzüyor ve yükümlülüklerini yerine getirmeyenleri önceleyen bu yaklaşım sisteme ve uyuma çok zarar veriyor. Aslında Maliyenin bunca olumsuzluğa rağmen uyumu terk etmeyen mükellefleri pozitif ayırması lazım.

Temel vergi kanunları güncellenecek

Önceki Programda, vergi mevzuatının güncel gereksinimleri karşılayan, anlaşılır, kolay uygulanabilir ve sade bir yapıya kavuşturulması hedefi çerçevesinde temel vergi kanunlarının gözden geçirilmesi çalışmalarına devam edileceği belirtilmişti.

Bu defa gelir, kurumlar, katma değer vergileri kanunları ile vergi usul kanununun, vergilemede adalet, eşitlik, öngörülebilirlik ve şeffaflık ilkeleri temelinde, vergi tabanının genişletilmesine ve gönüllü uyumun artırılmasına destek veren, sade ve kolay uygulanabilir bir yapı oluşturulmak amacıyla güncellenmesi yönünde düzenlemeler hayata geçirilecek, orta vadede doğrudan vergilerin payı artırılacağı ifade ediliyor.

Buradan geçmişte olduğu gibi kanunların yeniden yazılması şeklinde bir güncelleme düşünülmediğini, sorun çözümüne ve sadeleştirmeye yönelik sınırlı bir güncelleme ile yetinileceğini anlıyorum.

Burada önemli kısım, orta vadede doğrudan vergilerin payının artırılacağı yönündeki açıklama. Halen dolaylı vergilerin payı yüzde 65 düzeyinde. KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin payını azaltıp gelir, kurumlar gibi doğrudan vergilerin payını artırmak gerçekleştirilmesi çok zor bir hedef.

Tek seferlik servet vergisi ihdas etmenin ülkemizde kolay olmadığını kabul etmek gerekir.  Emlak vergisi gibi sürekli vergileri güncel değerler üzerinden alarak bunların payını artırmak da yaygın mükellef kitlesini düşündüğümüzde çok zor. Umarım bu hedef yatırım yapana mükelleflerin yararlanacağı indirimleri kısıtlayarak bunlardan vergi almakla sonuçlanmaz. Böyle bir yaklaşım, üretimleri artırmak ve cari açığı azaltmak hedefleri ile de uyumlu olmaz.

Böyle bir yaklaşım, vergi politikalarında büyüme ve sosyal adalet ilkeleri ekseninde yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve rekabet ortamını destekleyen gelir politikalarının önceliklendirilmesine devam edileceği yönündeki politika ile de bağdaşmaz.

Kurumlar vergisi ve gelir vergisi oranlarımız zaten çok yüksek. Bu amaca vergi oranlarını artırmakla da ulaşılamaz.  

Bakalım, bekleyip göreceğiz.

Kamu alacaklarının tahsilatı hızlandırılacak, vergi cezalarının caydırıcılığı artırılacak

Programda, kamu gelirlerine yönelik tahsilat performansının artırılacağı, vergi cezalarının caydırıcılığı güçlendirecek şekilde gözden geçirileceği açıklanıyor.

Bu hedef kapsamında vergi tahsilatının ayrı/bağımsız bir birim şeklinde yeniden yapılandırılması, hatta SGK alacaklarının da bu kapsama dahil edilmesi düşünülebilir. Vergi müfettişlerinin de dahil olduğu tahsilatı hızlandırma çabaları müfettiş kimliği ile uyuşmuyor. Daha profesyonel bir organizasyon şart.  

Vergi cezaları ile ilgili geçmişte çalışıldı, ancak mükellef lehine küçük iyileştirmeler dışında caydırıcılığı güçlendiren adımlar atılamadı. Matrah artırımı ve uyuşmazlıkları sonlandırma/yapılandırma kanunları da caydırıcılığı ortadan kaldıran etkenler. Mükellef bugün beyanı eksik yaparak ödemediği vergiyi, inceleme sonucunda tarhiyata uğrayarak ödemek zorunda kaldığında, bugünkü kadar veya daha düşük ödeme yaparak kurtuluyorsa, bu sistem sağlıklı yürümez.

Karbon vergisi ile ilgili politikalar

Programda, karbon vergisi niteliği taşıyan vergilerin gözden geçirileceği ve tamamlayıcı karbon vergisi dahil karbon fiyatlandırma araçlarının kalkınma ve yatırım ortamı üzerinde yol açacağı ekonomik ve sosyal etkilerin analiz edileceği belirtiliyor.

Kripto ve benzeri sanal varlıklar ile ilgili yasal düzenleme yapılacak

Dijital olarak alınıp satılabilen ve transfer edilebilen, dijital bir değeri temsil eden sanal varlıklar kullanılarak yapılan işlemlere yönelik vergilendirme konuları mevzuatımızda açık değil. Bu konuda mevzuat çalışmaları yapıldığını duyuyoruz. Programda bu yöndeki mevzuat çalışmalarına devam edileceği vurgulanıyor.

Vergi istatistikleri ve bu alandaki raporlar daha kapsamlı bir şekilde yayımlanacak

Bu husus önceki Programda da yer almaktaydı, ancak herhangi bir iyileşme göremedik. Başta yapılandırma kanunları ve katma değer vergisine ilişkin istatistikler olmak üzere mükellefler ve araştırmacılarla vergi istatistiklerinin paylaşılması çok gereklidir/önemlidir.

Avrupa Birliği ve üyesi olduğumuz diğer uluslararası kuruluşların vergisel standartlarına uyum

Programda, Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde müktesebata ve üyesi olduğumuz diğer uluslararası kuruluşlarca vergisel alanda belirlenen standartlara uyum çalışmalarına devam edileceği belirtiliyor. Bu konudaki hazırlık çalışmalarının da Gelir İdaresi tarafından kamuoyu ile paylaşılması çok isabetli olur.

Uluslararası vergileme alanında mükelleflerimizi olumsuz etkileyebilecek her türlü gelişmenin çok önceden tartışılmaya başlanması ve tedbir alınması gerekir.

T24 | Erdoğan SAĞLAM