Ülke olarak, toplam 10 ili kapsayan depremin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Ölenlere mi üzülelim, enkazdan çıkartılamayarak evleri mezarları olanlara mı, yaralılara mı, ailelerini kaybedip dünyada tek başına kalan çocuklara mı, bilemiyoruz. Ama hepsine çok üzülüyoruz. Elimizden şu anda sadece üzülmek, ağlamak geliyor.

Depremin yarattığı yıkımın büyüklüğü, bu 10 ilin nüfusunun ülke nüfusunun %16'sı (13.4 milyon) olması ile birleşince, depremden etkilenenlerin en azından yaz aylarına kadar barınma sorununu çözmek gibi devasa bir problem ortaya çıktı. Ülkemizin gönlü zengin, yurtsever, iyiliksever turizmcileri ‘biz buradayız' dediler. Depremzedelere, başta Antalya olmak üzere otellerini ücretsiz tahsis edeceklerini açıkladılar ve hemen hazırlıklara başladılar.

TEREDDÜTLER GİDERİLDİ AMA…

Turizm meslek örgütleri, bu açıklamalarının ardından Gelir İdaresi Başkanlığı'na başvurarak, ücretsiz barınma hizmetleri nedeniyle emsal bedel uygulanarak, gelir veya kurumlar, katma değer ve konaklama vergisi ödeyip ödemeyeceklerine ilişkin genel bir görüş talep ettiler. Gelir İdaresi Başkanlığı, başvurularına aynı gün 08.02.2023 tarihinde genel bir yazı ile yanıt verdi.

Gelir İdaresi Başkanlığı'nın konuya ilişkin 08.02.2023 tarihli E-49459651-105(229-1991)-11784 sayılı genel yazısında; 06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 10 ili kapsayan deprem felaketinden etkilenen kişilere AFAD il müdürlükleri tarafından koordine edilerek konaklama tesisleri tarafından bedelsiz barınma hizmeti verilmesi durumunda: “…Buna göre, 06/02/2023 tarihli depremden etkilenen kişilere verilecek bedelsiz barınma hizmetleri için düzenlenecek faturalarda, işlemin mahiyetine ilişkin açıklamalara (06/02/2023 tarihinde meydana gelen depremden etkilenen 10 ildeki vatandaşlara verilen bedelsiz barınma hizmetleri) yer verilmek ve barınma hizmet bedelinin sıfır (bedelsiz) olarak gösterilmek suretiyle düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, emsal bedeli sıfır olan söz konusu hizmetler dolayısıyla Katma Değer Vergisi ve Konaklama Vergisi'nin hesaplanmayacağı ve bu hizmetler nedeniyle barınma hizmeti verenlerce yapılan harcamaların Gelir ve Kurumlar Vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği” şeklinde görüşünü açıklamıştır.

Otel yerine Kredi Yurtlar Kurumu yurtlarını tercih edip, üniversiteleri uzaktan eğitime zorlamak yanlıştır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha 5 gün önce “Sadece Antalya bölgesinde 50.000 yatak depremzedeler için hazırlanmıştır” derken, 50.000 yatak da diğer iller tarafından hazırlanmış iken, otellerden neden vazgeçiliyor?

Yurtlarından yararlanmak için üniversiteleri uzaktan eğitime zorlayıp, yurtlarda kalan öğrencileri memleketine göndererek sorunu çözmek, dahiyane bir çözüm! Deprem bölgesindeki üniversiteler için başka formüller üretmek mümkün iken, covid nedeniyle yapılan uzaktan eğitimin psikolojik çöküntüsünü bile henüz atlatamayan öğrencilere tekrar uzaktan eğitimi dayatmanın amacı nedir?

Uzaktan eğitim, eğitim kalitesini düşüren ve öğrencilerin akademik gelişimini yavaşlatan bir çözüm.

Eğitim konusu, ayaküstü karar verilebilecek bir konu değil, diyoruz da kime diyoruz?

Cumhurbaşkanı üniversiteler uzaktan eğitime geçecek dedi, Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) karar aldı. Kredi Yurtlar Kurumu yurt müdürlükleri ne yaptı? Tıp, diş hekimliği ve veterinerlik fakültesi öğrencileri ile depremden etkilenen 10 ilden gelen öğrenciler dışındakileri sokağa atıyor. Bir mağduriyeti gidermeye çalışılırken yeni mağduriyetler yaratma konusunda iktidarın eline kimse su dökemiyor. Bu öğrencilerden çalışarak okuyan, kalacak yeri olmayan veya kimsesi olmayan öğrenci ne yapacak?

Türkiye çok güçlü bir ülke deyip (gerçekten de çok güçlü bir ülkeyiz); 200.000 kişinin barınma sorununu çözemeyip, en kolayı seçerek faturayı üniversite öğrencilerine kesmek, çok yanlış bir karar. YÖK'e kayıtlı üniversite öğrenci sayısı 8.196.959 ve KYK yurtlarını kullanan öğrenci sayısı 678.763'tür. Yurtları kullanmayan 7.5 milyon üniversite öğrencisinin eğitim hakkı ne olacak?

İktidar, memlekette cahil olmayan kişi kalmaması için “Durmak Yok, Yola Devam“ sloganı çerçevesinde eylemlerine devam ediyor maalesef.

Ayrıca merak ettiğim bir konu daha var. Konunun uzmanları, psikiyatrist veya psikologlardan; “depremzedelerin yaşadıkları travmaları bir an önce atlatmaları için, deniz kenarında nispeten daha sıcak ve konforlu otellerde kalması ile KYK yurtlarında kalmasının hangisini tercih etmek gerekir?” sorusunun yanıtı alındı mı?

Tabii ki hayır.

Sözcü | Nedim TÜRKMEN