Sosyal ortamlarda giderek daha fazla duyduğumuz diyaloglardan biri haline geldi. Çok da uzun sayılamayacak bir süredir görmediğiniz bir arkadaşınız karşınıza hatrı sayılır kilo vermiş şekilde çıkabiliyor: “Gördün mü ne kadar zayıflamış? İğnelerden kullanıyormuş…”
‘Mucize kilo verme iğneleri’ olarak nitelendirilen zayıflama ilaçları obeziteyle mücadelede son dönemin en etkili silahlarından. Ozempic ve Wegovy gibi markalar satılan ilaçların etken maddesi semaglutid. Dünyaca ünlü isimlerin bu ilaçla kilo verdiğini açıklamasının ardından kullanımı giderek arttı. İlacı üreten şirketler servetine servet kattı. GLP-1 adı verilen ilaçlar grubunda yer alıyor. Bu vücudumuzda bulanan bir hormon; yemek yedikten sonra salgılanıyor, insülin artışııyla kan şekerini düzenliyor, tokluk hissini artıyor iştahı kapatıyor. Söz konusu ilaçlar da özetle bu hormonu taklit ederek kullanıcıların iştahını azaltıyor, tok olduğuna ikna ediyor.
ABD’de yaygınlaşmasının ardından dünyaya yayılan ilaç Türkiye’de de satılıyor.
Azalan iştahların restoranlar için bir karşılığı olmaması elbette mümkün değil. İleride kullanımının daha da yaygınlaşması durumunda-ki önde gelen kurumların analizleri GLP-1 pazarının 2030’da 100 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor- artan maliyetler, malzeme tedariğinde yaşanan sorunlar gibi başlı başına bir zorluk haline geleceğini söylemek mümkün.
Araştrımalar da bunu gösteriyor. Bloomberg Intelligence tarafından yakın zamanda yayınlanan bir araştırmaya göre GLP- 1 kullanıcıları dışarıda yemek yemeyi önemli ölçüde azalttı. ABD’de yapılan araştrımanın katılımcıları yüzde 54 oranında çok daha az dışarıda yemek yediğini belirtiyor. Hemen hemen aynı oranda GLP-1 kullanıcıları ise daha az dışarıdan yemek söylediğini ifade ediyor.
Buna karşılık yüzde 70’i bu ilacı kullanmaya başladığından daha fazla evde yemek pişirdiğini belirtiyor. Katılımcıların yarısına yakını da market alışverişinin azaldığı bilgisini paylaşıyor.
Geçen yıl yayınlanan bir Morgan Stanley raporu da bu verileri destekler nitelikte. İlaç kullanıcılarının yüzde 63’ü restoran harcamalarının azaldığını belirtiyor. Yüzde 32 ise market harcamalarını azaltmış durumda.
Yetişkinler için çocuk menüsü
Bu tablo karşısında bazı restoranlar harekete geçti bile. Porsiyonlar küçüldü, bir lokmalık tabaklar menüye eklendi. New York’taki restoran zinciri Clinton Hall minyatür hamburger ve patates kızartması ile mini içkiden oluşan 8 dolarlık bir menü satışa sundu. Yaklaşık 60 gramlık köfteli hamburger ve bundan da düşük gramajlı patates kızartması yanında 150 ml’lik içkisiyle bu seçenek yetişkinler için yapılmış bir çocuk menüsünü andırıyor…
Sahibi Aristotle Hatzigeorgiou kendi çevresinde çok sayıda GLP- 1 kullanıcısı olduğunu fark edince böyle bir menü oluşturmaya karar vermiş: “Bir-iki lokma yemek birkaç yudum içkiyle tamam oluyorlar.”
Birçok lüks restoran markasını bünyesinde barındıran Renwick Hospitality Group yöneticilerinden Gary Wallach de GLP-1 dostu menü arayışındaki müşterilerin vegan-vejetaryen seçenek arayanlar kadar yaygınlaştığı görüşünde. Mekanlarında küçük porsiyonlu ya da müşterilerin istedikleri miktarda yiyecekle kendi tabaklarını hazırladığı seçenekler olduğunu anlatıyor.
Bazı markalar ise adlı adınca bu işe girmiş durumda. Zincir marka Smootihe King müşterilerine GLP-1 ismiyle menü sunuyor
Bu değişen tüketim alışkanlığından en çok sağlıklı, besin değeri yüksek tabaklar sunmayan restoranlar etkilenecek gibi görünüyor. GLP-1 kullanıcılarının genel gıda tüketimi azaldığından uzmanlar protein ve lif bakımından zengin gıdalar tüketmelerini tavsiye ediyor.
‘GLP-1 dostu’ gıdalar raflarda
Ortaya çıkan bu tablo gıda şirketlerini de harekete geçirdi elbette. Ozempic’in üreticisi ilaç şirketi Novo Nordisk’in CEO’su Lars Fruergaard Jørgensen, geçen yıl isim vermeden ilacın giderek yaygınlaşmasının sektöre etkilerinden endişe eden gıda üreticilerinden telefonlar aldığını söylemişti. Gıda devi Nestle geçen yıl bu ilacı kullananlara yönelik hazırladığı Vital Pursuit isimli hazır yemek serisini satışa sundu.
Bu yılın mayıs ayında Chobani’nin satın aldığı Daily Harvest markası da ‘GLP-1 dostu’ ürünler sunmaya başladı. Marka üyelik sisteminin yanı sıra market raflarında da satılan hazır yemekler satıyor. Örnekleri çoğalmak mümkün; listeye yakın zaman da yenilerinin ekleneceğini öngörmek de…
Son olarak en önemli hatırlatmayı da yapalım: Doktor kontrolü olmadan kullanılması sağlığınızı tehdit eder!
Restoran etiketini de değiştiriyor
GLP-1 etkisiyle doğan bu yeni beslenme biçiminin restoranlar ve müşterileri açısından bir sonucu daha var: Restoran etiketi değiştiriyor. Özellikle lüks restoranlar için... Birkaç arkadaş lüks bir şef restoranına gittiğiniz düşünün. Çokça yemeğin tadına bakmak istiyorsunuz, masaya çeşitli tabaklar geliyor ama o da ne? Masada GLP- 1 kullanıcıları kuş gibi yerken siz tabakların çoğunu mideye indiriyorsunuz.
Hesap ödemeye gelince ne yapmalı? Artık Alman usulü gibi GLP-1 usulü hesap ödeme yöntemleri olacak belki de.
Peki ya herkesin kendi siparişini verip paylaşım olmayan masalarda? GLP kullanıcısı azalan iştahı nedeniyle tabağını bitiremeyince her düzgün restoranda olması gerektiği gibi o soru gelecek: “Yemeğinizi beğenmediniz mi?” Belki de en iyisi dürüstçe cevap vermek: “Beğendim ama GLP 1 hormonu taklitçisi beni tok olduğuma ikna etti!”
Dünya-Aydil Durgun