Değerli okurlar, şirketler sermayelerinin yüzde 10'una kadar kendi hisselerini serbestçe iktisap edebiliyorlar. Bazı durumlarda yüzde 10'dan fazlası bile mümkün.

Şirketin kendi hissesini iktisap serbestisi, hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerde gerektiğinde şirketin "market-maker" rolü oynayabilmesine de olanak sağlayan etkin bir araç.

Ayrıca iktisap edilecek payların bedelleri düşüldükten sonra kalan şirket net aktifi, en az sermaye ile kanun ve esas sözleşme uyarınca dağıtılmasına izin verilmeyen yedek akçelerin toplamı kadar olmak zorunda. Kanun bütün net aktifin bu iktisap için kullanılmasına izin vermiyor.

Satın alınan hisse senetlerinin alım bedelleri kadar pasifte kısıtlanmış yedek akçe ayrılması zorunluluğu da var.

Bedelsiz payların iktisabı hariç, şirketin devraldığı kendi payları hiçbir pay sahipliği hakkı vermez.

Bu konuda detaylı bilgilere 9 Kasım 2020 tarihli yazımdan ulaşabilirsiniz.

Şimdi bu işlemin vergisel sonuçlarına gelelim. Hangi durumlarda ve hangi oranda vergilendirme yapılacağını kısaca açıklamaya çalışalım.

Öncelikle belirtmek gerekirse, tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisse senetlerini iktisap ettikleri tarih itibarıyla herhangi bir stopaj yapılmaz. Bu hisseleri satan ortak nezdinde şartlara bağlı olarak gelir veya kurumlar vergisi ödenebilir, ancak satın alan şirket nezdinde vergileme söz konusu olmaz.

Bu şekilde şirketler ortaklarından hisse satın aldıktan sonra üç alternatiften söz edilebilir:

1) Şirket iktisap ettiği kendi hisse senetleri için sermaye azaltımı kararı alabilir. Bu durumda iktisap bedeli ile hisse senetlerinin itibari değeri arasındaki fark, sermaye azaltımına ilişkin kararın ticaret sicilinde tescil edildiği tarih itibariyle kâr payı olarak dağıtılmış sayılır.

2) Şirket bu hisse senetlerini iktisap bedelinin altında bir bedel karşılığında satabilir. Bu durumda, iktisap bedeli ile satış bedeli arasındaki fark, satış tarihi itibarıyla kâr payı olarak dağıtılmış sayılır.

3) Şirket bu hisse senetlerini iktisap ettiği tarihten itibaren iki tam yıl içerisinde sermaye azaltımı yoluyla iptal etmez veya satmazsa, iktisap bedeli ile hisse itibari değeri arasındaki fark, iktisap tarihinden itibaren iki tam yıllık sürenin son günü itibarıyla kâr payı olarak dağıtılmış sayılır.

Bu üç alternatifte de dağıtılmış sayılan kâr payları üzerinden kanuna göre yüzde 15 oranında stopaj/vergileme yapılır.

Stopaj oranını Cumhurbaşkanının indirme yetkisi var mı?

Evet, var. Cumhurbaşkanı, tam mükellef sermaye şirketinin paylarının Borsa İstanbul'da işlem görüp görmemesine, işlem gören paylarının toplam payları içindeki oranına, geri alınan payların Borsa İstanbul'da işlem gören paylardan olup olmamasına, tam mükellef kurumlardan geri alınıp alınmamasına, tam mükellef sermaye şirketinin yıllık satış hasılatı ve diğer gelirlerinin toplam tutarına göre ayrı ayrı ya da birlikte, yüzde 15 oranını sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkili.

4 Mart 2022 tarihli yazımda şirketlerin kendi hisse hisselerini satın almaları nedeniyle kâr dağıtımı sayılan yukarıda saydığım üç durumda kanunen yapılması gereken yüzde 15 oranındaki stopajın, kâr dağıtım stopajının yüzde 10'a düşürülmesine paralel olarak yüzde 10'a düşürülmesi gerektiğini gündeme getirmiştim.

Bu yetki Cumhurbaşkanınca hiçbir durum için kullanılmamıştı.

Son günlerde Borsa İstanbul'a destek kapsamında hisse senedi geri alımına yönelik stopaj indirimi beklentileri ifade edilmeye başlanmıştı.

Ancak sürpriz bir şekilde bu indirim halka açık şirketlerle sınırlı yapılmadı, kapalı şirketleri de kapsayacak şekilde genel olarak yapıldı.

Resmi Gazete'nin 14 Şubat 2023 tarihli mükerrer sayısında yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile tam mükellef sermaye şirketlerinin iktisap ettikleri kendi hisse senetleri veya ortaklık paylarına ilişkin olarak dağıtılmış kâr payı sayılan tutarlar üzerinden yapılması gereken stopajın oranı yüzde 15'ten yüzde 0 (sıfır)'a indirildi.

Düzenleme sadece payları Borsa İstanbul'da işlem gören şirketlerle sınırlı yapılmadığı için genel bir uygulama alanı bulacak.

Bu düzenleme yayımladıktan kısa bir süre sonra birçok halka açık şirket hisse geri alım planlarını kamuoyuna açıklamaya başladı.

Normal kar payı dağıtımları için geçerli olan yüzde 10 oranında ise herhangi bir değişiklik yapılmadı. Yani gerçek kişi ortaklara dağıtılan kar payları üzerinden yüzde 10 oranında stopaj yapılmaya devam edilecek.

Bu düzenleme nasıl bir sonuç doğurur?

Eğer dağıtılmış sayılan kâr payları, bu kâr paylarını elde etmiş sayılan gerçek kişiler nezdinde yıllık beyanname esasında gelir vergisine tabi olsaydı, stopajı sıfırlamak tam mükellef kurumdan alınmayan verginin gelir vergisi olarak gerçek kişi ortaktan alınması sonucunu doğuracaktı. Çünkü beyanı gereken kâr payları üzerinden hesaplanan vergiden mahsup edilecek bir stopaj olmayacaktı.

Oysa şirketlerin kendi hisselerini satın almaları halinde yapılan stopaj gerekçede açıklandığı üzere bildiğimiz stopaj uygulamasından farklı, çünkü ileride yapılacak vergilemeye mahsuben yapılmıyor. Hatta normal kar dağıtımında stopaj kapsamında olmayan tam mükellef kurum ortaklara isabet eden (dağıtılmış sayılan) tutarlar üzerinden de bu özel vergileme yapılıyor.

Bu özel vergileme, tam mükellef sermaye şirketlerinin kendi hisselerini iktisap etmek suretiyle vergisiz bir şekilde kâr dağıtımı yapmalarını, yani ortaklara vergisiz para ödemelerini önlemek için kârın dağıtılıp dağıtılmadığına bakılmaksızın stopaj/tevkifat yoluyla yapılan özel bir vergileme şekli. Teknik tabiriyle bir vergi güvenlik müessesesi…

Bu nedenle stopaj oranının sıfıra indirilmesi, kapsama giren işlemlerde Hazinenin hiç vergi alamaması sonucunu doğuracak. Üstelik bu olanağın halka açık şirketlerin yanısıra kapalı şirketlere de tanınmış olması ciddi bir vergi kaybına neden olabilecek. Çünkü bu değişiklikle kanuni düzenleme tamamen uygulanamaz hale geliyor.

O zaman soruyorum, yasal düzenlemeyi neden yaptık?

Cumhurbaşkanı yetkisini bu şekilde kullanabilir mi?

Bence kullanamaz, çünkü Cumhurbaşkanının yetkisini, tam mükellef sermaye şirketinin paylarının Borsa İstanbul'da işlem görüp görmemesine, işlem gören paylarının toplam payları içindeki oranına, geri alınan payların Borsa İstanbul'da işlem gören paylardan olup olmamasına, tam mükellef kurumlardan geri alınıp alınmamasına, tam mükellef sermaye şirketinin yıllık satış hasılatı ve diğer gelirlerinin toplam tutarına göre kullanabilmesi mümkün.

Yani yayımlanan kararda olduğu gibi genel bir düzenleme yapma yetkisi yok. Böyle bir değişiklik ancak kanun yoluyla yapılabilir!
 

T24 | Erdoğan SAĞLAM