Üç ayda bir güncelleneceği açıklanan referans fiyatın, Nisan ve Haziran aylarında yapılan toplantılara rağmen güncellenmediğini kaydeden sektör temsilcileri akaryakıt, yem, ilaç ve işçilik maliyetlerine dikkat çekerek referans fiyatın nakliye ve soğutma hariç en az 21 TL olması gerektiğini vurguladı. Sektör temsilcileri, EKONOMİ’ye yaptıkları açıklamada, USK’nın yılbaşında çiğ süt için litre başına 17,15 TL fiyat açıkladığını ancak bu rakamın bazı bölgelerde 11-13 TL’ye kadar gerilediğine dikkat çekerek üretici ve sanayicinin zorlandığını kaydettiler. Fiyat belirsizliğinin zincirleme etkiler yarattığını vurgulayan sektör temsilcileri, vadelerin uzadığını, yatırımların ertelendiğini ifade ettiler. USK’dan nakliye ve soğutma hariç en az 21 TL’lik çıplak fiyat açıklanmasını bekleyen yetkililer bu fiyatın 1 Temmuz 2025’ten itibaren geçerli olmasını istiyor.
USK FİYATINDAN ÇOK UZAK
USK’nın fiyat güncellemesindeki gecikmesinin üretici ifl as noktasına getirdiğini söyleyen Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Müslüm Doğru, “Yılbaşından bu yana yem, mazot ve elektrik gibi temel girdilerde yaklaşık %30 artış yaşandı. Mazotun litresi 40 TL’yi geçti, süt fiyatı yerinde sayıyor. 17,15 TL olarak açıklanan fiyat bazı bölgelerde 11-14 TL’ye kadar düştü. Üretici enflasyonun yükünü taşıyor” dedi. Tarım Bakanlığı’nın sözleşmelerle düzenlemeye çalıştığı üretici-sanayici ilişkisinin sahada büyük ölçüde işlevsiz kaldığının altını çizen Doğru, “45 gün vade yazılı ama firmalar bunu ‘45 iş günü’ gibi yorumlayarak 90 güne çıkarıyor. Oysa yem peşin alınıyor. Bu da çiğ süt üreticisinin finansal sürdürülebilirliğini yok ediyor. Üretici bankadan kredi çekip sanayiciye çalışıyor” değerlendirmesini yaptı.
PİYASA KARMAŞASI VAR
Ulaşımı zor olan bölgelerde bazı sanayicilerin litre başına 11-12 TL gibi düşük fiyatlarla alım yaptığını belirten Türkiye Tarımsal Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Tevfik Keskin de, “Bu sadece küçük üreticiyi değil, örgütlü bölgelerdeki üreticileri de etkiliyor. İzmir, Konya gibi büyük ve örgütlü bölgelerde bile referans fiyatın altında alımların yapıldığı yönünde şikâyetler geliyor” dedi. Keskin, sahada yaşanan bu uygulamaların ciddi bir dengesizlik yarattığını vurgulayarak, “Devletin açıkladığı fiyatın uygulanması zorunlu hale getirilmeli. Aksi takdirde sektördeki çarpıklıklar derinleşir ve üreticinin sisteme olan güveni tamamen kaybolur” uyarısında bulundu.
SANAYİCİ ZOR DURUMDA
Şahin Süt Ürünleri Sanayi ve Ticaret İmtiyaz Şirketi’nin sahibi Ahmet Şahin, piyasada sadece üreticinin değil, kurallara uymaya çalışan sanayicinin de ciddi baskı altında olduğunu söyledi. 'İzmir’de 13 TL, Niğde ve Kastamonu’da ise 11 TL’ye kadar inmiş fiyatlar var. Bu da genel piyasa dengesini bozuyor, üretici eziliyor” diyen Şahin, “Ben sütü 18,35 TL’den alıyoruz. Ancak rakiplerimiz 11-13 TL arasında alım yapıyor. Aynı pazarda biz ürünümüzü 20 kg’lik teneke 4 bin 250-4 bin 500 TL’ye satmak zorundayken, onlar 2 bin 500 TL’ye veriyor. Bu açıkça haksız rekabet, kurallara uyan cezalandırılıyor” ifadelerini kullandı.
VADE SÜRELERİ UZADI
Piyasa koşullarındaki bozulmanın ticari ilişkileri de etkilediğini belirten Şahin, satış vadelerinde ciddi artışlar yaşandığını söyledi. “Eskiden üç ay vade ile mal satarken şimdi beş-altı aya uzadı. Bu da şirketlerin nakit akışını ciddi şekilde zorluyor. Tahsilatlar gecikiyor, finansman yükü büyüyor” dedi.
ET ÜRETİMİ DE SIKINTI YAŞAYABİLİR
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru: “Bugün aynı ürünü bir yerde 18,5 TL’ye, başka bir yerde 11 TL’ye satıyorsanız, orada piyasadan değil kaostan bahsedersiniz. Bu sürdürülemez” dedi. Üretim maliyeti bugün litre başına 21 TL’yi geçmiş durumda olduğunu vurgulayan Doğru, soğutma ve nakliye dahil edildiğinde 23- 24 TL’ye ulaşan bir maliyet söz konusu olduğunu belirterek, “Süt üreticisi artık sadece zararına çalışıyor. İneğini satıp sektörden çıkıyor. Bu gidişat, et üretimini de vurur. Çünkü buzağı doğmazsa besicilik de biter” uyarısında bulundu.
Kaynak: VEYSEL AĞDAR- Ekonomim