Bu durumun şu anda enflasyon düzeltmesi açısından geçerli olduğunu söylesek sanırım yanlış olmaz. 2022 yılı başında yapılan yasal bir düzenlemeyle 2023 yılı sonuna ertelenen enflasyon düzeltmesinin yeniden erteleneceğine yönelik bir söylentidir aldı başını gidiyor. Öyle ki bu konuda tarih verip, enflasyon düzeltmesinin 1 yıl daha erteleneceğini söyleyenler dahi var.

Bu söylentilerin bir dayanağı var mıdır, yoksa herkes gönlünden geçeni mi söylüyor bilemiyorum. Ancak gerçek şu ki, böyle bir erteleme dedikodusu, gerçekten de ertelemenin gerçekleşmesinin kendisinden daha kötü bir sonuç yaratıyor.

Malum enflasyon düzeltmesi en son 19 yıl önce 2004 yılı mali tabloları için uygulandı. Her ne kadar yayımlanmış bir mevzuatı olsa da, mevcut uygulayıcıların bu konudaki tecrübesi çok az veya hiç yok. Dolayısıyla, enflasyon düzeltmesi uygulaması için bir hazırlık süreci gerekiyor. Zaten 2021 yılı sonu itibariyle şartlar sağlanmasına rağmen uygulama 2023 yılı sonuna kadar sırf bu nedenle ertelendi. Böyle bir söylentinin çıkması, uygulayıcıların yine erteleme mi gelecek diye hazırlıklarını geciktirmelerine neden oluyor. Gerçekten erteleme gelse, herkes tüm planlamasını ona göre yapacak. Söylentilerin yarattığı belirsizlik, hadisenin gerçekleşmesinden daha kötü bir sonuç ortaya çıkartıyor.

Enflasyon düzeltmesinin yeniden erteleneceğine dayanak gösterilen gerekçeler

Bu şayiaya dayanak bir kaç gerekçe ileri sürülüyor.

Gerekçelerden biri şu: Enflasyon düzeltmesi başta bankalar olmak üzere öz sermayesi güçlü şirketlerin daha az kurumlar vergisi ödemesine ve bu yolla vergi gelirlerinin azalmasına neden olur. Halihazırda OVP’de doğrudan vergilerin vergi gelirleri içerisindeki payını artırmayı hedefleyen ve son dönemde ek vergi, ek motorlu taşıtlar vergisi gibi ilave vergi gelirlerine ihtiyaç duyan hükümet enflasyon düzeltmesi yoluyla vergi gelirlerinin azalmasını istemez.

Diğer bir gerekçe ise, enflasyon düzeltmesinin uygulanması, hükümetin yüksek enflasyonun varlığını ve devamını kabul etmesi anlamına gelir, bu durum beklentiler yoluyla enflasyonla mücadeleye zarar verebilir, yerel seçim öncesi hükümet böyle bir şeyi göze almaz.

Bu son gerekçe uygulamanın ekonomide yaratacağı algıya dayanıyor. TÜİK, ENAG ve İTO gibi kuruluşların her ay enflasyon oranlarını düzenli olarak açıkladığı ve herkesin enflasyonu kendi harcama sepeti çerçevesinde zaten uzun süredir hissettiği bir ortamda, enflasyon düzeltmesi uygulamasının yüksek enflasyon algısına ayrıca bir etkisi olacağını sanmıyorum. Enflasyon düzeltmesi muhasebesel ve vergisel teknik bir konu. Dolayısıyla bu gerekçeye dayanarak bir erteleme olacağına ihtimal vermiyorum.

İlk gerekçe ise, daha detay değerlendirilmesi gereken bir konu: Enflasyon düzeltmesi gerçekten de vergi gelirlerinin azalmasına yol açar mı? Gelin bunu biraz daha detaylı inceleyelim.

2023 yılı mali tablolarının düzeltmeye tabi tutulmasının yaratacağı sonuç

Vergi Usul Kanununun geçici 33 üncü maddesine göre, 2023 yılı mali tabloları herhangi bir şarta bağlı olmaksızın enflasyon düzeltmesine tabi tutulacak. Bu düzeltme 2023 yılı mali karı veya zararına bir etki yaratmayacak. Ancak yasal kayıtlarda 2024 yılı başından itibaren düzeltilmiş değerler dikkate alınmaya başlanacak. Bu çerçevede, 2024 yılı başından itibaren amortismanlar düzeltilmiş değerler üzerinden ayrılacak ve satılan stoklar (ve diğer düzeltmeye tabi varlıklar) düzeltilmiş değerler üzerinden maliyete intikal ettirilecek. Buna göre, 2023 yılı mali tablolarında yapılacak düzeltme işlemleri mükelleflere ilave bir vergi maliyeti getirmediğinden ve 2024 yılından itibaren mükellefler lehine sonuç yaratacağından, vergi gelirlerini azaltıcı etki yapacak*. Bunu net olarak söyleyebiliyoruz. 

2024 ve 2025 yılları mali tablolarının düzeltmeye tabi tutulmasının yaratacağı sonuç

Bununla birlikte, bugün itibariyle sadece 2023 yılı mali tablolarının düzeltmesinden bahsetmek eksik bir değerlendirme olur. Bunu ayrı bir yazı konusu yapacağım ancak bugünden şunu söyleyebiliriz ki, eğer aksi bir yasal düzenleme olmazsa 2024 ve 2025 yılında da enflasyon düzeltmesi şartları %100’e yakın bir ihtimalle sağlanacak ve bu yıllarda da enflasyon düzeltmesi yapmamız gerekecek.

2024 ve 2025 yıllarında yapılacak enflasyon düzeltmesi ise, 2023 yılında yapılacak düzeltmeden farklı olarak ilgili yıllar gelir/kurumlar vergisi matrahlarını etkileyecek. Dolayısıyla, enflasyon düzeltmesinin vergi gelirlerine olan etkisi değerlendirilirken vergili olarak yapılacak bu düzeltmelerin getireceği sonuçları da dikkate almak gerekir.

Enflasyon düzeltmesinde, bilançonun aktif ve pasifinde yer alan parasal olmayan kıymetlerin düzeltmeye esas değerleri belirlenen düzeltme katsayılarıyla çarpılıyor ve ortaya çıkan farkların net değeri dönem kar veya zararına ekleniyor.

Eğer düzeltmeye esas bilançoda parasal olmayan pasif kıymetlerin toplam tutarı, parasal olmayan aktif kıymetlerin toplam tutarından daha yüksek olursa, cari dönem vergili enflasyon düzeltmesi gider (zarar) yönlü; tam aksine, düzeltmeye esas bilançoda parasal olmayan aktif kıymetlerin toplam tutarı, parasal olmayan pasif kıymetlerin toplam tutarından daha yüksek olursa, cari dönem düzeltmesi gelir (kar) yönlü bir etkiye neden oluyor.

Diğer yandan, parasal olmayan aktif ve pasif kıymetlerin bilançoya girdiği tarihe göre belirlenecek düzeltme katsayıları, düzeltilen bu değerler üzerinden dönem sonlarında ayrılan amortismanlar ve satış halinde düzeltilen maliyetlerin dikkate alınması gibi hususlar da ilgili dönemlerdeki vergi hesabını etkiliyor. Bu çerçevede, enflasyon düzeltmesinin her bir şirkete olan etkisi detaylı bir çalışmayla bugünden yaklaşık olarak hesaplanabilirse de, toplu olarak vergi gelirlerine yaratacağı net etkiyi bugünden tespit edebilmek mümkün değil. Ancak TCMB ve BDDK tarafından hazırlanan sektörel bilançolar bu konuda bize genel bir fikir verebilir.  

TCMB ve BDDK sektörel bilançoları

TÜİK ve TCMB her yıl Eylül ayında ortak bir çalışmayla sektör bilançoları istatistiklerini GİB, SGK ve TBB’den temin edilen verilere dayalı olarak açıklıyor. En son açıklanan veriler 2009-2021 yıllarını kapsayacak biçimde 16/09/2022 tarihinde duyuruldu. 2022 yılına ait istatistiklerin de bu yıl Eylül ayı içerisinde açıklanması bekleniyor.

Bu çalışmada, imalat ve imalat dışı olmak üzere 17 ana sektördeki (finans sektörü yer almıyor) toplam 934 bin 550 şirkete ait GİB’den temin edilen VUK bilançoları toplulaştırılarak bu 17 ana sektör için ayrı ayrı sektör bilançoları ile tüm firmaları içeren toplulaştırılmış genel bir bilanço oluşturulmuş durumda. Halihazırdaki kurumlar vergisi mükellefi sayısının 1,1 milyon civarı olduğu dikkate alındığında, bu çalışmanın kurumlar vergisi mükelleflerinin önemli bir kısmını içerdiği anlaşılıyor.

2021 yılına ait çalışmaya konu olan 934 bin 550 firmanın toplulaştırılmış bilançosuna göre, firmaların toplam aktif büyüklüğü 15,5 trilyon TL, kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamı 11,6 trilyon TL ve öz kaynakların toplamı ise 3,9 trilyon TL.

Görüleceği gibi, toplulaştırılmış bilanço aslında finans sektörü dışı şirketlerin genel olarak borçlu ve öz kaynak yönünden zayıf bir durumda olduğunu gösteriyor. Alt sektörler itibariyle bilanço yapıları aşağıdaki tabloda yer alıyor.

Kaynak: TÜİK, TCMB

BDDK da Türkiye’de faaliyet gösteren bankalara ilişkin bankacılık sektörü verilerini haftalık ve aylık olarak duyuruyor. BDDK tarafından en son Temmuz ayı banka bilanço verileri açıklandı. Söz konusu toplulaştırılmış sektör bilançosu aşağıdaki tabloda görünüyor.

Kaynak: BDDK

Bu sektör bilançolarından yola çıkılarak iş dünyasının toplulaştırılmış bilanço kompozisyonunu görmek, parasal olan ve olmayan kalemlerini takip edebilmek ve yukarıda açıkladığımız çerçevede enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan farkların gelir (kar) mi yoksa gider (zarar) mi yaratacağını tahmin etmek mümkün olabilir.  

Enflasyon düzeltmesinde esas alınacak parasal olmayan kıymetler 328 sıra no.lu VUK Tebliği ekinde hesap grubu bazında listelenmiş olarak bulunuyor. Bu liste baz alınarak TCMB tarafından en son açıklanan 2021 yılına ait toplulaştırılmış bilanço ile BDDK tarafından en son açıklanan Temmuz 2023 dönemi bankacılık sektörü bilançosundaki kıymetler, parasal olmayan aktif ve pasif kıymetler olarak sınıflandırıldığında aşağıdaki sonuç ortaya çıkıyor**:

Kaynak: TCMB, BDDK

Bu tablo bize açıkça şunu gösteriyor: Enflasyon düzeltmesi tahmin edildiği gibi, öz sermayesi güçlü (parasal olmayan pasifleri daha yüksek) bankalarda gider (zarar) yönlü; öz sermayesi zayıf (parasal olmayan aktifleri daha yüksek) finans dışı reel sektör şirketlerinde ise gelir (kar) yönlü bir etki yaratacak. Ancak reel sektörde yaratacağı gelir etkisinin bankalarda neden olacağı gider etkisinden çok daha yüksek olacağı anlaşılıyor.

Bununla birlikte, bu tabloyu yorumlarken bankaların herhangi bir vergi teşvikinden yararlanmadan yüzde 30 oranında kurumlar vergisi ödediğini, buna karşın reel sektördeki firmaların hem daha düşük kurumlar vergisi oranı hem de sağlanan teşvikler nedeniyle efektif vergi yükünün daha düşük gerçekleşebildiğini de dikkate almak gerekiyor. Öyle bile olsa, aradaki farkın büyüklüğü sebebiyle, enflasyon düzeltmesinin erteleneceğine yönelik olarak ileri sürülen vergi gelirlerinde bir azalışa neden olacağı beklentisi çok gerçekçi olmayabilir.

Değerlendirmelerim

Elbette burası Türkiye, her şey olabilir ama bu bilgiler ışığında, ben söylentilerin aksine enflasyon düzeltmesinin yeniden erteleneceğine pek ihtimal vermiyorum. Gerekçelerim şunlar:

  • 2021 yılı mali tabloları için yapılan erteleme, şartların 2021 yılının son ayı itibariyle sağlanmış olması ve bu yüzden düzeltme işlemleri için yeterli altyapı, tecrübe ve zaman bulunmaması nedeniyle yapılmıştı. Hazırlık için 2 yıllık yeterli bir süre verildiğinden bu gerekçeler şu an geçerli değil. 

  • 2021 mali tablolarında yapılması gereken düzeltme, uygulayıcılardan ve özellikle meslek örgütlerinden bu yönde gelen yoğun talep üzerine ertelenmişti. Şu anda kamuoyunda erteleme yönünde bir talep yok.

  • TCMB enflasyon beklentisini 2023 yılı sonu için %58 ve 2024 yılı sonu için %33 olarak açıkladı. OVP’de ise bu oranlar sırasıyla %65 ve %33 olarak öngörüldü. Dolayısıyla, enflasyonist süreç halen yoğun bir şekilde devam ediyor.

  • Enflasyonist süreç 2 yılı aşkın bir süredir devam ettiğinden, herkes kendi harcama sepeti ölçüsünde zaten enflasyonu kanıksamış durumda. Enflasyon oranları her ay düzenli olarak TÜİK, ENAG ve İTO gibi kuruluşlar tarafından kamuoyuna açıklanıyor. Bu nedenle, enflasyon düzeltmesinin uygulanmasının yüksek enflasyon algısına ayrıca bir etkisi olacağını sanmıyorum. 

  • Sektörel bilançoların komposizyonu enflasyon düzeltmesinin vergi gelirlerinde beklendiği gibi bir azalışa neden olacağını göstermiyor.

  • Enflayon düzeltmesinin ertelenmesi idari bir kararla yapılamaz; bunun için yeni bir Kanun düzenlemesi gerekiyor.

  • 2 yıllık bir hazırlık süresi sonrasında yeniden erteleme yapılmasının bir mantığı olmaz. Bu halde 20 yıldır mali mevzuatımızda yer alan enflasyon düzeltmesi uygulamasının tamamen uygulamadan kaldırılması gündeme gelir. Enflasyonun bu kadar yüksek olduğu bir dönemde ve yeterli hazırlık süresi varken yapılacak erteleme, bu düzenlemenin varlığını tartışmalı hale getirir.

Son olarak da şunu söylemek isterim: Enflasyon düzeltmesinin yeniden erteleneceğine yönelik söylentiler biraz da Maliye’nin ilgili tebliği hala yayımlamamış olmasından kaynaklanıyor. Bu söylentilere son vermek ve yazımın başlangıcında belirtiğim deyimdeki durumu engellemek için Maliye’nin bir an önce 2023 ve takip eden dönemlerde yapılacak enflasyon düzeltmesine ilişkin tebliği yayımlaması gerekiyor. Bu aynı zamanda, uygulayıcıların yeni düzenlemeyi kavramaları ve buna göre hazırlıklarını tamamlamaları için de şart. Halihazırdaki mevzuatta günümüz uygulamasını kavramayan çok sayıda konu bulunuyor. Bu belirsizliklerin bir an önce giderilmesi gerek.

Dediğim gibi, burası Türkiye, son dakika her şey olabilir ama bence şu an itibariyle mükelleflerin artık enflasyon düzeltmesi hazırlıkları için hareketsiz bekleme lüksleri kalmadı. Hazırlıklara bir an önce başlanması gerekiyor. Çünkü, sadece 2023 yılı mali tabloları için yapılacak tek seferlik geçici bir uygulamadan bahsetmiyoruz. 2024 ve 2025 yıllarında da şartların sağlanması neredeyse kesin gibi. Aksi halde, bu gecikmenin olumsuz sonuçlarıyla ilerleyen günlerde yüzleşebilirler.    

*2023 yılı mali tabloları için yapılacak enflasyon düzeltmesi konusunda daha detaylı bilgi edinmek isteyen okuyucular, bu konudaki aşağıdaki yazım ile Vergi Pusulası Dergisi’nin Ocak 2023 sayısında yazdığım yazımı inceleyebilirler.

2023 yılı sonunda yapılacak enflasyon düzeltmesi

** Verilen/alınan avanslar ve verilen/alınan depozito ve teminatlar parasal kıymet olarak kabul edilmiştir. Bankacılık sektörel bilançosunda, “İştirakler,  Bağlı  ve Birlikte Kontrol Edilen Ort.”, “Sabit Kıymetler (Net)”, “Ödenmiş Sermaye” ve “Yedek Akçeler” hesapları parasal olmayan kıymet olarak dikkate alınmıştır.

Erdal Güleç