İstanbul Finans Merkezi’nde yürütülecek olan transit ticaret faaliyetlerinin kurum kazancından indirilmesine yönelik kanuni düzenlemenin yasalaşması akabinde kanun hükümlerinin detaylarına burada 29.11.2022 tarihinde yer vermiştik.(*) Kısaca hatırlamak gerekirse, İstanbul Finans Merkezi’nde faaliyet gösteren ve aranılan şartları yerine getiren mükellef kurumların transit ticaret kapsamında elde ettiği gelirlerin %50’si matrahta indirime konu edilerek vergi dışı bırakılıyor.
Aradan geçen yaklaşık bir senelik süre içerisinde indirimden faydalanmanın usul ve esaslarına ilişkin olarak ikincil düzenlemeler de yürürlüğe girdi:
► 01/03/2023 tarihli 21 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği
► 06/07/2023 tarihli İstanbul Finans Merkezi Yönetmeliği
Bu düzenlemeler öncesinde hukuken var olan indirim müessesi fiilen kendine yer bulamıyordu. İstanbul Finans Merkezindeki inşaat faaliyetlerinin büyük ölçüde tamamlanması ve ikincil düzenlemelerin yürürlüğe girmesiyle başvuru ve indirimden yararlanmaya ilişkin esaslar şekillenmiş oldu.
İstanbul Finans Merkezi Yönetmeliği’nde; Kurumlar Vergisi Kanun ve Tebliği’nde yer alan ‘katılımcı belgesi’ için şirketlerde aranan başvuru şartları, başvuruya ilişkin izlenmesi gereken yol ve yöntemler, başvuruların değerlendirilmesi, katılımcı belgesi kapsamında başvurulabilecek faaliyet kolları vd. unsurlara detaylı biçimde yer veriliyor.
Katılımcı belgesi başvuru, değerlendirme, belge iptali gibi konularda Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi’nin tek yetkili olduğunu belirtmek gerekir.
21 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde ise kazancın tespiti ve beyanına ilişkin olarak belge düzenine ve yükümlülüklere ilişkin açıklamalar dışında aşağıda yer alan düzenlemelerin öne çıktığını söyleyebiliriz:
► Diğer indirim ve istisnalar ile geçmiş yıl zararları nedeniyle indirim konusu yapılamayan tutar izleyen dönemlere devredilemeyecek, dönem faaliyeti zararla sonuçlanması durumunda indirim müessesesinden faydalanılamayacaktır.
► İndirimden yararlanan şirketlerin indirime konu faaliyetleri dışındaki diğer gelirleri (kasadaki nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, dövizlerin değerlemesinden kaynaklanan kur farkları ve iktisadi kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler gibi) ile olağan dışı gelirlerinin indirim kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
Bu kapsamda, transit ticaret dışındaki faaliyetler dolayısıyla elde edilen kazancın vergi indirimine tabi olmayacağı, indirime esas matrahın oluşmaması durumlarında dolaylı olarak katkı sağlayacağı ifade edilebilir. Ancak, söz konusu diğer faaliyet ya da faaliyet gelirlerinin, transit ticaret faaliyetinden elde edilen gelirin ya da transit ticaret faaliyetinin önüne geçmesi durumunda bu sefer Finans Ofisi tarafından verilen katılımcı belgesinin iptal edilmesi gibi durumları gündeme getirme ihtimalini de göz ardı etmemek gerekir.
Son olarak, hem kanun, hem de tebliğde yer alan ‘malların Türkiye’ye getirilmeksizin’ yurtdışında satılması şartına ilişkin olarak tereddüt oluşturabilecek birkaç husus ise başka bir yazımızın konusunu oluşturacaktır.