Hem işçi hem işveren kesimi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı ortak bir mektupla gelir vergisi tarifesinde düzenleme yapılmasını talep etti. Düzenleme yapılırsa, asgari ücretle bir miktar üzerinde ücret alan işçilerin yıl içinde %15'ten daha yüksek bir düzeyde vergilendirilmemesi sağlanacak.

Geçtiğimiz günlerde Türk-İş ve TİSK, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ortak bir mektup ilettiler. Mektupta işçi ve işverenlerin gelir vergisi tarifesinde düzenleme yapılmasına yönelik ortak talepleri bulunuyor. Talebin Türk-İş ve TİSK'in ortak mektubuyla iletilmesi önemli. Yani hem işçi hem işveren kesimi bu konuda düzenleme yapılmasını talep ediyor. Talep, işçilerin gelir vergisi tarifesinin düzenlenmesi ve en azından asgari ücretlinin yıl içerisinde vergi diliminin artmamasına yönelik. Düzenlemeyle yüzde 15'ten daha yüksek düzeyde vergilendirilecek alt limitin daha yüksek belirlenmesi sağlanırsa, asgari ücretle bir miktar üzerinde ücret alan işçilerin yıl içerisinde yüzde 15'ten daha yüksek bir düzeyde vergilendirilmemesi sağlanacaktır. Bu sayede örneğin 15 bin TL'ye kadar brüt ücreti olan işçilerin ocak ve aralık ayı ücretlerinde farklılık oluşmayacaktır.

NASIL HESAPLANIYOR?

İşçilerin brüt ücretlerinden gelir ve damga vergisiyle sigorta primi işçi hissesi kesilir ve net ücretlerine ulaşılır. Yani işçinin brüt ücreti üzerinden hesaplanan sosyal güvenlik primleri düşülür, kalan tutar olan vergi matrahı üzerinden de gelir ve damga vergisi kesildikten sonra işçiye net ücreti ödenir. İşçiden ne kadar gelir vergisi kesileceği ise işçinin kümülatif gelir vergisi matrahına göre belirlenir. Kümülatif vergi matrahı, işçinin brüt ücretinden sigorta primi işçi hissesi kesildikten sonra kalan tutardır. İşçilerin ücretlerinden kesilecek gelir vergisinin oranı, gelir vergisi tarifesine göre belirlenir. İşçinin her ay hangi tarifede yer alacağı ise o ayki kümülatif vergi matrahına göre farklılaşır. Dolayısıyla işçinin kümülatif vergi matrahı yükseldikçe gelir vergisi dilimi de yükselir ve daha yüksek oranda vergi öder.

İSTİSNA UYGULAMASI

Bu yıl içerisinde kümülatif vergi matrahı 32 bin TL'yi geçmeyen bir işçi bütün yıl boyunca yüzde 15 üzerinden gelir vergisi kesintisine tabi tutulur. Asgari ücretli çalışanlar için bu yıldan itibaren uygulanmaya başlanan gelir vergisi istisnası uygulamasıyla herhangi bir maddi kayıp yaşamıyor. Diğer yandan asgari ücretin üzerindeki ücret düzeylerinde ocak ve aralık ayı ücretleri farklılaşıyor, yılsonuna doğru satın alma gücü önemli ölçüde azalıyor.

OCAKTAN ARALIĞA 546 TL AZALIYOR

Örneğin 10 bin TL brüt ücreti olan bir çalışan, ocak ayında yüzde 15'ten gelir vergisine tabi tutulurken nisandan itibaren yüzde 20, eylülden itibaren ise yüzde 27 üzerinden gelir vergisi kapsamında. Bu nedenle 10 bin TL brüt ücreti olan çalışanın eline ocak-şubat-mart aylarında 7.825 TL geçerken, nisanda 7.725 TL geçiyor. Mayıs-haziran aylarında 7.400 TL'ye alan işçinin ücreti, asgari ücretteki gelir vergisi istisnası sayesinde temmuzda 7.598 TL, ağustosta 7.824 TL'ye çıkıyor. Eylülde 7.418 TL'ye, yılın kalan aylarında ise 7.278 TL'ye düşüyor. Bu kapsamda 10 bin TL brüt ücreti olan bir çalışanın yıl içerisinde artan vergi tarifesi nedeniyle 10.935 TL gelir vergisi ödemesi çıkıyor, ocak ayında eline geçen net ücretle aralıktaki net ücreti arasında 546 TL farklılık oluşuyor. Bu kayıp işçinin satın alma gücünün azalmasına neden oluyor.

FAZLA MESAİYLE NET MAAŞ DÜŞÜYOR

Bu yıl geçerli olan tarifede asgari ücretli bir çalışan bile fazla mesai yapması, prim ya da ikramiye alması durumunda daha yüksek oranda vergilendiriliyor ve eline geçen net rakam azalıyor. Bu nedenle işyerindeki ücret adaleti de sağlanamadığı için bu talep yalnızca işçi kesiminin değil işverenin de talebi. Burada bir adım atılırsa bu yıl veya 2023'ten itibaren gelir vergisi tarifesinin ilk basamağıyla ikinci basamağı arasındaki makas açılarak bu durum ortadan kalkar.

Akşam | Okan Güray Bülbül