Çalışanlara ücretin yanı sıra verilen yemek bedelinin nasıl verildiği hem SGK hem de vergi uygulaması açısından önem arz etmektedir. Bu konuyla alakalı temel sorunu ve SGK yönüyle oluşacak hukuki değerlendirmemi önceki günlerde yazmıştım.

Yemek kartı serisinin üçüncüsü olan bu yazıyla da konuyu vergi yönüyle irdelemeye çalışacağım.  

Ne olmuştu?

Çalışanlara verilen nakit yemek bedeli de istisna kapsamına alındı. Bu istisna uygulaması Gelir Vergisi Kanunu m.23/8'de düzenlenmiştir. GVK m.23/8 uyarınca hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler istisna kapsamındadır. Ancak işverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin (2023 yılı için) 110 Türk Lirası'nı aşmayan kısmı istisna kapsamındadır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde aşan kısım ile bu amaçla sağlanan diğer menfaatler ücret olarak vergilendirilir.

GVK m.23/8 uyarınca hizmet erbabına nakit olarak ödenen yemek bedelinin gelir vergisinden istisna edilebilmesi için;

a) İşverenler tarafından işyerinde veya müştemilatında yemek verilmemesi,

b) Günlük yemek bedelinin 2023 yılı için 110 Türk lirasını aşmaması,

c) Fiilen çalışılan günlere ilişkin olması,

gerekmektedir. 

Söz konusu madde hükmü, 7420 sayılı Kanun m.2 ile 1 Aralık 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere değiştirildi ve 322 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile de GVK m.23/8'e ilişkin açıklamalar yapıldı.

Bu değişiklikle yemek bedelinin çalışanlara nakden ödenme uygulaması da istisna kapsamına alınmış oldu.

Söz konusu Tebliğ'in 3'üncü maddesinde

Hizmet erbabına nakit ödeme yapılmaksızın yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerde;

a) İşverenlerce, hizmet erbabına işyerinde veya müştemilatında yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler herhangi bir tutarla sınırlı olmaksızın,

b) İşverenlerce, hazır yemek hizmeti veren mükelleflerden satın alınan yemeğin, işyerinde veya müştemilatında hizmet erbabına verilmesi durumunda sağlanan menfaatler herhangi bir tutarla sınırlı olmaksızın,

c) İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyip yemek hizmeti veren işletmelerde bu hizmetin sağlandığı durumlarda, bu işletmelere yapılan ödemelerin her bir çalışan için çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 2022 yılı için 51 Türk lirasını (2023 yılı için 110 TL) aşmayan kısmı,

ç) İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmediği ve yemek hizmetinin, yemek kartı ve/veya yemek çeki hizmeti veren işletmelerin yemek kartlarına yükleme yapılmak veya yemek çeki satın alınmak suretiyle verildiği durumlarda, her bir çalışan için çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 2022 yılı için 51 Türk lirasını (2023 yılı için 110 TL)  aşmayan kısmı,

gelir vergisinden istisna edildiği belirtilmiştir.

Buna göre işverenin GVK m.23/8 uyarınca iş yerinde yemek verilmesi durumunda yemek bedelinin tamamının; çalışana nakit olarak ödenmesi durumunda 110 TL'yi aşmayan kısmı; yemek kartı ya da yemek çeki verilmesi durumunda 110 TL'yi aşmayan kısmı istisna kapsamındadır.

Yemek bedelinin nakit verilmesi durumunda

İş yerinde yemek verme imkânı yoksa GVK m.23/8 parantez içi hükmü uyarınca, çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedeli gelir vergisinden istisnadır.

Ancak 09.11.2022 tarihinde 7420 sayılı Kanun m.2 ile GVK m.23/8'in parantez içi hükmü değiştirildi. GVK m.23/8 son aşamada "işverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 51 Türk Lirası'nı aşmayan kısmı istisna kapsamındadır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde aşan kısım ile bu amaçla sağlanan diğer menfaatler ücret olarak vergilendirilir." şekline dönüştürülmüştür.

Böylece "buna ilişkin ödemenin yemek verme hizmetini sağlayan mükelleflere yapılması şartı" maddeden çıkarıldı. Çıkarılma gerekçesi ise "yapılan düzenlemeyle, yemek bedelinin çalışanların banka hesabına yatırılması ve çalışanlarca bu tutarların yemek hizmeti veren işletmeler dışında da kullanılması durumunda, anılan istisnadan faydalanılmasına imkân tanınmak" şeklinde açıklandı.

Bu çerçevede iş yerinde yemek verilemiyorsa çalışana doğrudan nakit verilerek istediği yerde yemek yeme imkânı tanınmış oldu. Söz konusu uygulama ise 1 Aralık 2022 günü yürürlüğe girdi.

Yemek kartı/çeki verilmesi durumunda

Gelir Vergisi Kanunu'nun 61'inci maddesi uyarınca işverenler tarafından personele verilen her türlü yemek harcamaları, nakit veya ayın olarak yapılmasının bir ayrımı olmaksızın, ücret kapsamında değerlendirilmiştir.

Ancak GVK m.23/8 uyarınca bir günlük verilen yemek bedelinin 2023 yılı için 110 Türk Lirası'na kadar olan kısmı gelir vergisinden istisna edilmiştir.

322 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği m.3/ç'nin "ç) İşverenlerce, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmediği ve yemek hizmetinin, yemek kartı ve/veya yemek çeki hizmeti veren işletmelerin yemek kartlarına yükleme yapılmak veya yemek çeki satın alınmak suretiyle verildiği durumlarda, her bir çalışan için çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin 51 Türk lirasını aşmayan kısmı," şeklindeki cümlesi ile de yemek hizmetinin, yemek kartı ve/veya yemek çeki hizmeti veren işletmelerin yemek kartlarına yükleme yapılmak veya yemek çeki satın alınmak suretiyle verildiği durumlarda da istisna edileceği açıkça belirtilmiştir.

Yemek kartı sistemi uygulamada yemek kartı, yemek çeki, yemek kuponu gibi isimlerle bilinmektedir. Söz konusu araçlar kart hizmeti firmalarından KDV dahil bir bedelle satın alınarak uygulanan bir düzenleme olması nedeniyle kayıt dışılıkla da mücadele anlamında önemli bir yere sahiptir.

Ancak yemek kartlarının kullanımında yemek hariç bir amaçla kullanılması gibi uygulamada bazı sorunlar bulunmaktadır.

GVK m.23/8'de yapılan değişikle 1 Aralık 2022 tarihinden itibaren yemek yardımının nakit olarak da yapılması durumunda verilen yemek bedelinin 2023 yılı için 110 Türk Lirası'na kadar olan kısmı gelir vergisinden ve damga vergisinden istisna olacağı ancak bu tutardan fazla yapılan ödemelerde aşan kısmın ise ücret matrahına dahil edilerek hem gelir hem de damga vergisi hesaplanacağı konusunda herhangi bir tereddüt söz konusu değildir. Ayrıca nakit olarak yemek bedelinin çalışan tarafından nerede ve hangi amaçla kullanacağı konusunda da herhangi bir düzenleme olmadığından çalışan, verilen yemek bedelini istediği yerde ve istediği amaçla harcayabilecektir. Bu konuda kanun ve yardımcı kaynağı olan genel tebliğde bir kısıtlama bulunmamaktadır.

Ancak çalışan, kendisine verilen yemek kartını yemek hariç başka bir amaçla -örneğin markette- kullanması durumunda bazı yaptırımlarla karşılaşmaktadır. Söz konusu yaptırımlardan bir kısmını Hazine ve Maliye Bakanlığı yerine getirmektedir.

Söz konusu yaptırımların ne olduğu ise açık değildir. Zira Gelir Vergisi Kanunu'nda bu konuyla alakalı bir düzenleme mevcut değildir.

Yemek kartı kullanımının yemek dışı bir amaçla kullanımına ilişkin yaptırımlar Gelir İdaresi Başkanlığı'nın verdiği özelgelerle yön verilmektedir. Özelge nam-ı diğer muktezaların kanun yaratma gibi bir fonksiyonu bulunmamaktadır.

Bu kapsamda Gelir İdaresi Başkanlığı yemek kartı kullanımın -markette kullanma gibi- amaç dışı kullanımı tespit edildiği durumlarda nasıl bir müeyyide uygulayacağını -kanunla açıklamadığı halde- verdiği özelgelerle izah etmiştir.

Ayrıca yemek bedelinin nakit olarak verilmesi sonucunda çalışanın hangi saikle bunu kullandığının sorgulanmaması ancak yemek kartı kullanımında özelgelerle bir yaptırım getirmeye çalışmak Anayasanın eşitlik ilkesine de aykırı bir durumdur.

Önemli bir sorun; yanıltıcı belge

Yemek kartı sisteminde market gibi farklı kurumların sisteme dahil olması belge düzenine ilişkin sorun doğurmaktadır. Yemek kartlarının market gibi bir yerde kullanılması durumunda market ürün tesliminde fatura düzenlememekte ve mali değeri olmayan bir fiş vermektedir. Fatura ise yemek kartının veren firma adına yemek karşılığı düzenlenmektedir. Dolayısıyla da fatura içeriği ve KDV oranı yemek teslimi üzerinden olmaktadır. Örneğin yemek kartı karşılığında marketten alınan bir şampuan (%20 KDV) karşılığında düzenlenen fatura hem şampuanı içermemekte hem de KDV oranı daha düşük olan (%10) yemeği ihtiva etmeyecektir.

Bu sorunu çözmek adına marketler tarafından teslim edilen ürünlerin gerçek mahiyetinin yemek kartı firmalarına bildirerek fatura tanzim etmeleri bu sorunu çözecektir.

KDV açısından

Esasında ülkelerin vergi sistemi yapılan harcamaları tam olarak kavrayacak şekilde dijital olarak yakalayabilme imkanına ne kadar sahipse KDV sistemi o kadar etkin çalışarak kayıt dışılığı önlemekte vergi kayıp ve kaçağını en aza indirebilmektedir.

Şöyle ki; kart sistemi kullanılarak yapılan tüm işlemlerin banka sistemi içerisinde kalması kayıt dışı ekonomiyi engellemektedir. Çünkü kredi kartları ile yapılan işlemlerin fatura ya da perakende satış fişlerinin kesilme zorunluluğu yapılan harcamayı anında kayıt altına almaktadır.  Diğer bir ifade ile yapılan işlemlerin fatura ya da perakende satış fişlerinin kesilme zorunluluğu kayıt dışı ekonomiyi azaltmaktadır.

Dolayısıyla maliye politikaları ve sosyal politikalar çerçevesinde işverenlerce işçi kesimine yapılacak olan yardımlarda belirlenecek olan yardım şekli kadar (yardımın nakit olarak ya da ayni olarak yapılması) yapılan yardımların harcama şekline kadar nakit olarak harcanması ya da kart ile harcanması bir yandan sosyal destek sağlayarak çalışanlar üzerinde vergi yükü azaltılmasına neden olabilecekken bu yardımların harcama şeklini kart dışında nakit olarak belirlenmesi yapılan harcama esnasında fatura yada perakende satış fişlerinin alınmamasına neden olabilecektir. Bu da doğal olarak kayıt dışılığı arttıracak ve tahsil edilebilecek olan KDV'yi sekteye uğratabilecektir.

Bu etkiyi ölçebilmek için yemek içme sektöründe faaliyette bulunan şirketlerin 2022 yılında vermiş oldukları KDV beyanname matrahları ile aynı sektördeki şirketlerin 2023 yılında vermiş oldukları KDV beyanname matrahlarının karşılaştırılması önemli bir gösterge olacaktır.

Bizim hesaplamalarımıza göre[1] 2022 yılında yeme-içme sektöründe faaliyette bulunan şirketlerin 2022 yılında vermiş oldukları KDV beyanname matrah toplamı 260 milyar TL'dir. 2023 yılının ilk 6 ayında yeme içme sektöründe faaliyette bulunan şirketlerin vermiş oldukları KDV beyanname matrahı 205 milyar TL'dir. İkinci altı ayın da aynı miktarı olacağı varsayımı altında 2023 yılı için beyanname matrah toplamı 410 milyar TL olacaktır.

Sonuç olarak

Yemek kartı uygulaması hem kayıt dışılığı önleyecek hem de KDV açısından hazineye önemli bir katkı sağlayacaktır. Gerek Gelir İdaresinin gerekse de SGK'nın yemek kartı uygulamasının önündeki bu tarz engelleri kaldırması ülke menfaati gereğidir.


[1] Söz konusu veriler Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın yayımladığı verilerden tarafımızca oluşturulmuştur.