1- FİRE DURUMUNDA MALLARIN ZAYİ OLMASI
Fire, bir malın üretim veya tüketim aşamalarında kendiliğinden oluşan ve miktarı kesin olarak tespit edilemeyen, ancak envanter sırasında kayıtlardan ortaya çıkarılabilen bir azalmayı ifade etmek için kullanılmaktadır. Bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içerisinde, ticari ve teknik icaplara uygun olarak uğradığı kayıpları fire olarak kabul etmek gerekmektedir. Bu bağlamda, ticari emtialar fiziksel özellikleri gereği buharlaşma, erime, kuruma, çekme, ya da sızma, dökülme gibi nedenlerle miktarsal azalmaya maruz kalabilmektedirler. Ayrıca emtianın stok, nakil ve satış aşamalarında kırılma, çürüme, yırtılma gibi nedenlerle kısmi fiziksel kayba veya değer kaybına uğraması mümkündür. Yine ticari emtianın bulunduğu koşullar, depo edilme biçimi ve sınai mal üretiminde kullanılan teknik ve üretim koşulları gibi pek çok nedenle de fire oluşabilmektedir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasıyla, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu'nun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinin 1 inci bendinde de, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 278 inci maddesinde; "Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, dese ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir." hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, emtianın kıymeti düşen mal olarak emsal bedeli ile değerlenebilmesi için iktisadi kıymetindeki önemli azalışın yangın, deprem, su basması gibi tabii bir afet ve bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller nedeniyle olması gerekir.
Vergi Usul Kanunu'nun 267 nci maddesinde emsal bedelinin; gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tesbit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olduğu ve sıra ile ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası, takdir esasına göre tayin olunacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümlere göre, maliyet bedeli ile takdir edilen değer arasındaki tutarın stoklardan düşülmek suretiyle dönem hesaplarına gider yazılması mümkün bulunmaktadır.
Fireye KDV’ ye yönünden bakarsak;
60 No.lu Katma Değer Vergisi Kanunu Sirkülerinin (8.1.3.3.) bölümünde; "Fire, bir malın imalat sürecinde veya tüketiciye arzına kadar kendi doğal akışı içinde uğradığı fiziksel kayıp olarak tanımlandığından, imalat sırasında veya sonrasında meydana gelen firelerin zayi olan mal kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, daha önce indirim konusu yapılan KDV'nin de düzeltilmesine gerek yoktur. Ancak, yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşan kayıplara ilişkin giderlerin, Gelir veya Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indiriminin kabul edilmemesi halinde, bu giderler dolayısıyla yüklenilen KDV'nin de indirim konusu yapılması mümkün değildir." açıklamasına yer verilmiştir.
Buna göre; meydana gelen fire miktarlarına (yasal düzenleme veya ilgili mesleki kuruluşlar tarafından belirlenen fire miktarını aşmamak kaydıyla) ilişkin olarak yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, fire miktarını aşan kayıplar nedeniyle yüklenilen KDV'nin ise indirim konusu yapılması mümkün bulunmayıp, bu kayıplara ilişkin olarak hesaplanacak KDV'nin beyannamenin "İlave edilecek KDV" satırına yazılmak suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.
2-YANGIN DURUMUNDA MALLARIN ZAYİ OLMASI
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasıyla, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tespit edilecek kurum kazancından Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8 inci maddesi ile Gelir Vergisi Kanunu'nun 40 ıncı maddesinde yer alan giderler indirilebilecektir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40 ıncı maddesinin 1 inci bendinde de, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 278 inci maddesinde; "Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veyahut bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış vaki olan emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutad olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, dese ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir." hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, emtianın kıymeti düşen mal olarak emsal bedeli ile değerlenebilmesi için iktisadi kıymetindeki önemli azalışın yangın, deprem, su basması gibi tabii bir afet ve bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller nedeniyle olması gerekir.
Vergi Usul Kanunu'nun 267 nci maddesinde emsal bedelinin; gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tesbit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değer olduğu ve sıra ile ortalama fiyat esası, maliyet bedeli esası, takdir esasına göre tayin olunacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümlere göre, maliyet bedeli ile takdir edilen değer arasındaki tutarın stoklardan düşülmek suretiyle dönem hesaplarına gider yazılması mümkün bulunmaktadır.
KDV yönünden bakarsak;
Katma Değer Vergisi Kanununun;
-29 uncu maddesinde mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklendikleri katma değer vergisini indirebilecekleri;
-30/c maddesinde ise, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı,
hüküm altına alınmıştır.
Buna göre, mükelleflerin işyerlerinin bulunduğu yerin yangın sebebiyle mücbir sebep ilan edilen yer olması halinde yangın sonucu zayi olan mallara ait katma değer vergisi mükellefler tarafından indirim konusu yapılabilecek, ancak Bakanlıkça böyle bir belirleme yapılmayan ve münferit olarak çıkan yangın nedeniyle zayi olan mallara ait katma değer vergisi ise indirim konusu yapılamayacaktır. Ancak, söz konusu KDV’ nin Katma Değer Vergisi Kanununun 30/d ve 58 inci maddelerinin mefhumu muhalifinden gelir veya kurumlar vergisi yönünden gider konusu yapılabilmesine engel bir durum yoktur.
3- ÇALINMA DURUMUNDA MALLARIN ZAYİ OLMASI
Çalınma halinde hırsızlık olayına ilişkin polis tutanağının olup olmaması önem arz etmektedir.
Söz gelimi hırsız olayına ilişkin polis tutanağı varsa çalınan malların gider konusu yapılması mümkün olmadığı gibi söz konusu mala ilişkin indirim konusu yapılan KDV’ nin de 1 No.lu KDV Beyannamesinin "İlave Edilecek KDV" satırına dahil edilmek suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.
Çalınma halinde hırsızlık olayına ilişkin polis tutanağının olmaması halinde ise; çalınmanın gerçekliği kuşkulu olacağından ve işletmenin sahip ya da sahipleri tarafından malların işletmeden çekilmiş ihtimali olacağından söz konusu malın işletmeden çekiş kabul edilmesi, emsal bedeli üzerinden gelire hesaplanması ve emsal bedeli üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.
4- SEL VE SU BASMASI DURUMUNDA MALLARIN ZAYİ OLMASI
Sel ve su basması nedeniyle zayi olan malların gider konusu yapılabilmesi için, tüm bu afetlerin gerçekleştiğinin resmi kurumlarca tespit edilmiş olması gereklidir. Yine bu afetler sonucu malda meydana gelen zayiyatın takdir komisyonunca tespit olunmalıdır.
KDV Kanunu Açısından Sel ve Su basması hallerine bakacak olursak;
Malın tamamen yok olmaması, ancak değerinde önemli derecede düşüklük meydana gelmesi halinde malın zayi olması hükümleri geçerli olmayacaktır. Bu durumda bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir.
Ancak malların zayi olması durumunda Katma Değer Vergisi Kanununun 30/c maddesinde ise, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılamayacağı hükümleri göz önüne alındığında;
- Sel nedeniyle zayi olan mallara ait katma değer vergisi mükellefler tarafından indirim konusu yapılabilecek,
- Su basması nedeniyle zayi olan mallara ait katma değer vergisinin ise İlave Edilecek KDV satırına dahil edilmesi suretiyle indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir. Ancak, söz konusu KDV’ nin Katma Değer Vergisi Kanununun 30/d ve 58 inci maddelerinin mefhumu muhalifinden gelir veya kurumlar vergisi yönünden gider konusu yapılabilmesine engel bir durum yoktur.
Yukarıda yer alan hususları aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
Normal Fire |
Normal Fire Miktarını Aşan Kayıplar |
Sel Felaketi |
Yangın Sebebiyle Mücbir Sebep İlan Edilen Yer Olması |
Yangın Sebebiyle Mücbir Sebep İlan Edilmeyen Yer Olması |
Hırsızlık |
Su Basması |
|
Yüklenilen KDV İndirim Konusu Yapılabilir mi? |
Evet |
Hayır |
Evet |
Evet |
Hayır |
Hayır |
Hayır |
İndirilemeyen KDV Gider Konusu Yazılabilir mi? |
- |
Evet |
- |
- |
Evet |
Hayır |
Evet |
Ekrem Saatçi
KAYNAKÇA
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu
S. Suat, ‘’Vergisel Yönleriyle Genel Muhasebe’’, Vergi Müfettişleri Derneği Yayınları, Ankara, Ekim 2017.
Ordu Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’ nün 08.02.2023 tarih ve E-25953680-045.02-6823 sayılı özelgesi