EKONOMİ

Emlak vergisinde yeni dönem zamanı

Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR, emlak vergisini kaleme aldıç

Abone Ol

Prof. Dr. Funda BAŞARAN YAVAŞLAR'ın yazısı:

Türkiye’de emlak vergisi (arazi vergisi ve bina vergisi) mükellefi sayısı milyonlar­la ifade edilebilir. Bir servet vergisi olarak, önemli bir gelir kaynağıdır. Ancak, tüm servet vergilerinde olduğu gibi, ana sorun servetin değerinin nasıl belirleneceğidir. Çünkü, alı­nacak verginin miktarını, vergi oranıyla bir­likte bu değer (/matrah) belirler.

Ülkemizde elli beş yaşındaki Emlak Vergisi Kanunu (EVK), emlak bakımından bu değe­rin takdire dayalı şekilde belirlenmesine izin veren bir mekanizma öngörmüştür:

-Arsa ve arazilerde, takdir komisyonları­nın her dört yılda bir belirledikleri arsa metre­kare birim değeri,

-Binalarda ise, bu arsa metrekare birim değeriyle birlikte, Hazine ve Maliye ile Çev­re, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlıkla­rınca birlikte saptanan bina metrekare nor­mal inşaat maliyetleri esas alınır.

EVK’daki diğer düzenlemeler de dikka­te alındığında, yasa koyucunun taşınmaz de­ğerindeki değişimleri dikkate alan, esnek ve -binalar bakımından ise- karma bir yöntem belirlemeye çalıştığı görülmektedir. Ancak belli ki bu yöntem iyi işlememektedir; işle­seydi her dört yılda bir binlerce kişi soluğu yargı önünde almazdı.

Objektif ve gerçeklere uygun vergi değeri

Ülkemiz vergi hukukundaki önemli sorun­lardan biri, konfor alanlarından kolay vaz­geçilememesidir. Sistemsel sorunlar görül­mekte, ama işleyiş bir şekilde yerleştiği için radikal değişikliklerden uzak durulmaktadır. Kanaatimce;

lÖncelikle; emlak vergisinde takdir ko­misyonları tamamen kaldırılmalı ya da ya­pısı değiştirilmelidir. Komisyonun mevcut yapısında, esasen başka görevleri/meslekle­ri olan ve taşınmaz değerlemesi konusunda özel bilgisi olmayan kişiler burada görev yap­maktadırlar (örneğin, defterdar, mal müdürü, mahalle muhtarı, ticaret odasından bir üye). Değerleme işinin, SPK lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanları tarafından yapılması gerekir.

lDeğerleme dört yılda bir değil, her yıl ya­pılmalıdır; böylece sistem, mali güç değişik­liklerini zamanında dikkate almış olur. An­cak, bu kuralı derhal uygulamanın vergi ida­resine bütçe yükü getireceğinin farkındayız. Bu nedenle, şartlar oluşana kadar bir süre da­ha dört yılda bir değerleme ve ara yıllarda en­deksleme yöntemiyle ilerlenebilir.

lUzman tarafından belirlenen değerden borçlar indirilebilmelidir; başka deyişle, ta­şınmazın brüt değil net değeri vergilendir­meye esas alınmalıdır.

lVergi oranları azaltılmalıdır. Artık ger­çek değer üzerinden vergilendirme yapıla­cağına göre, bunun bir servet vergisi olduğu, mükellefin diğer gelirleriyle ödendiği; mü­kellef taşınmaz üzerinden gelir elde ediyor­sa, o gelir üzerinden zaten ayrıca gelir vergisi alındığı; servet vergilerinin temel gerekçesi­nin “serveti yeniden dağıtmak” olduğu unu­tulmadan, mülkiyet hakkının ölçülülük ilke­sine uygun şekilde sınırlandırılmasına izin veren bir oran öngörülmelidir.

lBöyle bir sistem, belediyeler ile Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (GİB) birlikte çalış­masını gerektirir. Değerli konut vergisi nede­niyle GİB zaten gayrimenkul değerlemesinin gerçeklere (/mali güce) uygun olmasıyla ilgi­lenmek zorundadır. Dolayısıyla, işbirliği ge­rekliliğinin altyapısı mevcuttur.

lSon olarak, devletin denetim ve göze­tim görevleri çerçevesinde kamulaştırmadan kentsel dönüşüme, vergilendirmeden banka­cılık ve finansal teminat işlemlerine kadar pek çok alanda taşınmazların doğru bir şekil­de değerlenmesi kamu yararı gereğidir. Dola­yısıyla, dışarıdan hizmet satın almak yerine, gayrimenkul değerleme uzmanlarını devlet bünyesinde oluşturulacak bir kurulda daimi görevlendirmenin daha sağlıklı olacaktır.

Nihai çözüm: Adil emlak vergisi

2017’de kalem aldığım “Emlak Vergisi’nde Sorun Nerede?” (https://www.dunya.com/ kose-yazisi/emlak-vergisinde-sorun-ne­rede/378268) başlıklı yazımda, emlak ver­gisindeki sorunları genel hatlarıyla ele almış­tım. Arada geçen yıllarda sorunlar azalmadı. Takdir komisyonlarının yapabilecekleri ar­tışı sınırlandırmak, kangrene sadece pansu­man olur. Değerli konut vergisini de işin içine katarak, içinde artan oranlı bir tarifeyi barın­dıracak şekilde emlak vergisinde kapsamlı bir değişime gitmek gerekir.