Uzun süredir kamuoyunda dillendirilen ve geçtiğimiz hafta Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabine toplantısı sonrası kamuoyuna açıklanan teknik adıyla “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, kamuoyunda bilinen adıyla da “Vergi Affı” nın detayları belli oldu.

Kanun tasarısı 27 Ocak tarihinde TBMM’ne sunulmuş olup, genel olarak önceki yıllarda düzenlenen vergi affı yasaları ile benzerlik gösterdiğini görmekteyiz. Bu haftaki yazımızda söz konusu tasarının genel kapsamını ana hatları ile anlatmaya çalışacağım. Önümüzdeki haftalarda ise tasarının yasalaşmasına müteakip, kapsadığı alanları ve uygulamaya ilişkin hususları daha detaylı ele alarak aktarmaya çalışacağım.

Kamu alacaklarının yapılandırılması ile ilgili özellikle 2016 yılından bu yana peş peşe yasalar yürürlüğe girmektedir. 19 Ağustos 2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan 6736 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun” dan sonra sırasıyla, 7020, 7143, 7256 ve 7326 sayılı kanunlar yayınlanarak yürürlüğe girdi. Söz konusu tasarının da yasalaşması ile birlikte son altı buçuk yılda altıncı benzer kanun yürürlüğe girerek uygulanmaya başlanmış olacak. Bu durum ortalama yılda bir kere benzer bir af yasasının hayatımıza girdiğini göstermekte.

TBMM’ne sunulan tasarının içeriğine geçmeden önce, en çok karşılaştığım soruya cevap vererek başlamak istiyorum. 2022 yılına ait vergi borçları, yeniden yapılandırmanın içinde yer almakla birlikte, 2022 yılına ilişkin matrah artırımı mevcut tasarının içinde yer almamaktadır. Bilindiği üzere, Kurumlar Vergisi Beyannamesi Nisan ayının sonuna kadar verilebilmekte ancak söz konusu tasarı beyanname verme tarihinden önce yasalaşacağı için teknik olarak 2022 yılına ilişkin matrah artırımının tasarıda yer alması mümkün değildir.

Şimdi gelelim merakla beklenen tasarının içeriğinde neler var;

I- Kesinleşmiş Alacaklar Yeniden Yapılandırılacak,

Yasa teklifi uyarınca;

1- Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsil edilen,

a) Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;

31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları (gelir veya kurumlar vergisine mahsuben 2022 yılında ödenmesi gereken geçici vergi hariç),

- 2022 yılına ilişkin olarak 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları,

- 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezaları,

b) 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce verilen idari para cezaları,

c) Yukarıdaki bentler dışında kalan ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında tahsil dairesine takip için intikal etmiş olan asli ve fer'i amme alacakları,

2- 31/12/2022 tarihinden (bu tarih dâhil) önce Gümrük Kanunu ve ilgili diğer kanunlar kapsamında gümrük yükümlülüğü doğan ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil daireleri tarafından Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip edilen gümrük vergileri, idari para cezaları, faizler, gecikme faizleri, gecikme zammı alacakları,

3- Sosyal Güvenlik Kurumuna bağlı tahsil daireleri tarafından Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında takip edilen ve bu Kanunun yayım tarihine veya bu Kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen sürelerin sonuna kadar tahakkuk ettiği hâlde ödenmemiş olan;

a) 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

b) 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin isteğe bağlı sigorta primleri ve topluluk sigortası primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

c) 31/12/2022 tarihine kadar (bu tarih dâhil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları,

İle İl özel idareleri ve belediyelere ait alacaklarda tasarı kapsamına alınmıştır.

Borçlular 30/04/2023 tarihine kadar ilgili idareye başvurulması halinde, borçlarını yapılandırılabilecektir. Borçların ilk taksitini 31/05/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil), diğer taksitlerini ise bu tarihi takip eden aylık dönemler hâlinde azami kırk sekiz eşit taksitte ödemeleri gerekmektedir.

Borçlu mükellefler bundan önceki düzenlemelerde olduğu gibi, gecikme zammı yerine Yİ-ÜFE tutarına göre yeniden hesaplanacak faizle birlikte ana borçlarını yapılandırabileceklerdir. Peşin ödemelerde ise yine önceki yasalarda olduğu gibi indirim imkânı getirilmiştir.

II- Kesinleşmemiş veya Dava Safhasında Bulunan Alacaklar,

Bu Kanunun yayımı tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranlan esas alınarak hesaplanacak tutarın; bu Kanunda belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin/gümrük vergilerinin %50'si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezalan ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.

Uyuşmazlığın bulunduğu İstinaf ve Danıştay safhaları, davaların kabul, ret ya da kısmen kabul kısmen ret olması durumuna göre de kanundan yararlanma imkanı getirilmiştir.

III- İnceleme ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler,

Kanunun yayımı tarihinden önce başlanıldığı halde, tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine Kanunun matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilecektir. Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra tarh edilen vergilerin %50'si ile bu tutara gecikme faizi yerine bu Kanunun yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar ile bu tarihten sonra ihbarnamenin tebliği üzerine belirlenen dava açma süresinin bitim tarihine kadar hesaplanacak gecikme faizinin tamamının, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %25'inin; ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yazılı başvuruda bulunularak, ilk taksit ihbarnamenin tebliğini izleyen aydan başlamak üzere aylık dönemler hâlinde on iki eşit taksitte ödenmesi şartıyla vergi aslının %50'sinin, vergi aslına bağlı olmayan cezalarda cezanın %75'inin, vergilere bu Kanunun yayımı tarihine kadar uygulanan gecikme faizinin ve vergi aslına bağlı cezaların tamamının tahsilinden vazgeçilecektir.

IV- Matrah ve Vergi Artırımı,

Gelir ve Kurumlar Vergisi Yönünden;

Mükellefler, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını artırarak düzenlemede belirlenecek süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri hakkında artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmayacaktır.

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri vermiş oldukları yıllık beyannamelerinde (ihtirazi kayıtla verilenler dahil) vergiye esas alınan matrahlarını 30/04/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil),

2018 takvim yılı için %35,

2019 takvim yılı için %30,

2020 takvim yılı için %25,

2021 takvim yılı için %20,

oranından ve yasa teklifinde belirtilen tutarlardan az olmamak üzere artıracaklardır. Artırılan matrahlar %20 oranında vergilendirilecek, üzerinden ayrıca bir vergi alınmayacaktır. Ancak yasa teklifinde belirlenen şartları sağlayan mükellefler için artırılan matrahların %15 oranında vergilendirilmesi imkânı da getirilmiştir.

Katma Değer Vergisi Yönünden;

Mükellefler, Katma Değer Vergisi yönünden de matrah artırımında bulunabileceklerdir.

2018 yılı için yüzde 3,

2019 yılı için yüzde 3,

2020 yılı için yüzde 2,5,

2021 yılı için yüzde 2,

oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, 30/04/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) artırabileceklerdir.

Gelir (Stopaj) ve Kurum (Stopaj) Yönünden;

Mükellefler, Gelir (Stopaj) ve Kurum (Stopaj) yönünden de matrah artırımında bulunabileceklerdir.

2018 yılı için yüzde 6,

2019 yılı için yüzde 5,

2020 yılı için yüzde 4,

2021 yılı için yüzde 3,

oranından az olmamak üzere, hesaplanacak Gelir (Stopaj) ve Kurum (Stopaj) vergilerini 30/04/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) artırabileceklerdir.

V- İşletme Kayıtlarının Düzeltilmesi,

Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarda yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları ile kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında da yasa teklifinde belirlenen ödemeleri yaparak, kayıtlarını düzeltebileceklerdir.

Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2022 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini 30/04/2023 tarihine kadar (bu tarih dahil) vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebileceklerdir. Bu kapsamda beyan edilen tutarlar üzerinden %3 oranında hesaplanan vergi, beyanname verme süresi içinde ödenmelidir.

Ana hatları ile çizmeye çalıştığım vergi affı tasarısı yasalaştıktan sonra, bölümler itibariyle daha detaylı olarak ele alacağım.

Yukarıda belirttiğim üzere bu tasarının da yasalaşması ile birlikte, son altı buçuk yılda altıncı vergi affı yasası uygulamaya girmiş olacaktır. Yani ortalama yılda bir kere benzer bir yasa ile karşı karşıya kalıyoruz. Vergi affı yasalarının bu sıklıkta uygulanması, vergi mükelleflerinin vergi kanunlarına uyumunu çok derinden sarsmaktadır.

Bu tür yasal düzenlemeler vergi kanunlarına uyan ve vergisel ödevlerini her türlü zorluğa rağmen yerine getirmeye çalışan mükelleflerin yasalara uydukları için cezalandırılması anlamına gelmektedir. Vergisel ödevlerini yerine getiren mükelleflere, şu an vergi kanunlarında yer alan göstermelik vergi avantajları yerine çok ciddi avantajlar sağlanmadığı takdirde, yakında vergisel yükümlülüklerini yerine getiren mükellef bulamayacağız.

Bu tür yasalar uygulanmaya konmadan önce, söz konusu yasaların sadece ekonomik etkilerini değil sosyolojik etkilerini de dikkate alarak hareket etmek gerekir. Yoksa bir taraftan vergi toplayalım derken diğer taraftan, vergi sisteminin ve vergiye gönüllü uyumun altına dinamit koymuş oluyoruz. Çünkü bir toplumda vergi bilincinin oluşması öyle bir anda olmuyor. Bunun için yıllar hatta kuşaklar geçmesi gerekiyor. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım.

Tüm okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.

Erol ÇEMBER       
Yeminli Mali Müşavir