Kimsenin bize yapamadığını biz kendi ellerimizle kendi kendimize yapıyoruz. Sonra düşmanı dışarıda arıyoruz. Bu mesleğin düşmanı yine meslektaşın ta kendisidir. Yapılan haksız rekabete bir türlü çare bulunamamıştır. İşlevsiz yazılım programlarıyla bu işin çözülemeyeceği gün gibi ortadadır.
Bir mesleki sorun olsa, kendi aramızda sızlanmaktan başka bir şey yapmıyoruz.
Sesini çıkaranları, sorgulayanları, itibarsızlaştırmak için top yekün saldırıya geçiyorlar. Yok etmek için taşeron silahşörler devreye sokuyorlar…
Şimdi ağlıyoruz, sızlanıyoruz, kurtarıcı arıyoruz. Seçim dönemindeki adayları birer kurtarıcı gibi görüyoruz.
Oysa gelin birlik olalım diyoruz. Tek ses tek yürek olalım diyoruz.


Onu bile beceremiyoruz….

Zulmün baskının ve angaryanın en şiddetlisini yaşıyoruz. Dönüp suçu kendimizde aramıyoruz. Neden bu hale geldik.
Sorumlusunu bizi yönetenlerde aradık. Oysa o yöneticileri biz seçmiştik. Mesleki yeterliliği olup olmadığına, mesleki sorunlara ne kadar vakıf hiç bakmadık.


Türmob’un yanlış siyaseti, meslek siyaseti adı altında asıl amacından uzaklaştırıldı. Meslektaşın asıl sorunlarını başka yöne çevirmeyi başardılar. Sorgulayanları, mesleğin sorunları ile ilgilenenleri yok etmeye sindirmeye çalıştılar. Türlü desiselerle içimize korku salmaya başladılar.
Şimdi e-Birlik’e girmeyenleri arkasına da Gelir İdaresi Başkanlığı’nı alarak disiplin cezaları ile korkutmaya çalışıyorlar.
Gün günden kötü gelmektedir. Maliye angaryaları her gün artırmaktadır. Meslektaşın omzuna yük bir kat daha yüklenmiştir. Sözleşmelerimiz şu an zaten Gelir İdaresinde kayıtlı bir şekilde bulunmaktadır. Tekrar e-birlik üzerinden girilmesinin beyanname gönderme ile alakası yoktur. E birlik üzerinden asıl amaç haksız rekabeti önlemek ise e-birlik üzerinden mümkün değildir. Buna Gelir İdaresi Başkanlığı alet olmamalıdır.
Gelinen son nokta da meslektaşın defteri dürülmektedir. Türmob’u ve odayı yerden yere vurmayacak, eleştirmeyecek, lafımızı bilecek, onlar gibi davranıp, zaman zaman bizi kullanmalarına izin verecek, yalan ve yanlışlarına ses çıkarmayacak, makam ve mevkilerini, kendi çıkarları için kullanmalarına göz yumacak, görmezden gelmemiz istenmektedir.  En önemlisi kayıtsız şartsız teslim olmamız istenmektedir.

Gelir İdaresi Başkanlığı, TÜRMOB ve odaların ilişkisi açısından, mesleki sorumluluk raporları uygulamasında, ihbarcı mı? Şikayetçi midir?

Disiplin kurulu kararlarının bakanlık onayına tabi olması hususu yetkisi göz önüne alındığında, idari bir üst merciidir. Bu durumda hem üst mercii hem de şikayetçi olabilir mi? Bu ciddi bir sorundur. Defalarca dile getirdiğimiz, uygulamada özelde disiplin kurullarını genelde de meslek örgütüne ait yetkinin pratikte idare tarafından kullanımıdır. Bu yetki tecavüzüdür. Vesayetinde ötesine geçen bir bağımsızlık sorunudur ve böyle devam edecekse bu kadar üyenin seçime katılıp disiplin kurulunu seçmesi anlamsızdır.
Disiplin kurullarını pratikte işlevsiz hale getiren, emir ve talimatla hareket eden bir duruma düşürmektedir. Maliye Bakanlığı disiplin kurullarına kendi memurlarını atasın veya feshedip kendi içinde bir şube kursun.
Süreç buraya doğru giderken bizim yöneticilerimiz teslimiyeti üyeye işbirliği olarak yuttururken, birde alkış üstüne alkış almaktadır.

UMUT HARKETİ ÇAĞDAŞ GRUP(B.Ç.M.G)