İşte bu işlemi yapan bir işçi hakkında emsal karar veren Yargıtay, işçinin tazminatsız kovulmasını doğru buluyor.

İşyerlerinde kasiyer, tezgahtar, garson olarak çalışan kişiler satış bedelinin tahsilinden de sorumlu. Kasiyerler doğrudan ödeme işlemlerini yürütüyor. Garson, tezgahtar gibi çalışanlar ise satışı yapıp bir de bunun fiş ya da faturasını kesiyor. Ödemelerin önemli bir bölümü kredi kartı ile yapılıyor. Ancak nakit yapılan ödemeler de halen çok fazla. Bazı çalışanlar müşterinin nakit ödediği tutarı kendilerine alıp müşteriye sanki kredi kartı ile ödeme yapılmış gibi fiş kesiyor. Bu şekilde parayı kendilerine alıp aslında '0' faizle kredi kullanmış oluyor. Bu işlemin gün içerisinde beş on kez yapıldığı durumlarda işçinin eline önemli ölçüde nakit para geçebiliyor.

FAİZSİZ KREDİ SAĞLIYOR

İşte bu işlemi yapan bir işçi hakkında Yargıtay'ın verdiği karar işçilerin bu gibi yöntemlere başvurmaması gerektiğini açıkça ortaya koyuyor.Yargıtay'a konu olan olayda, bir mağazada satış görevlisi olarak çalışan işçinin işine son veriliyor. İşçiye herhangi bir tazminat da ödenmiyor.

MAHKEME KARARI

İşçi de iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi için yerel mahkemede dava açıyor. İşçinin açtığı davada işveren de işçinin bir müşterinin nakit olarak yaptığı alışverişte nakit parayı kendisine alarak alışveriş bedelini kendi kredi kartından ödediğini ifade ediyor. Bu şekilde yapılan işlemin işçinin kendisine kredi imkanı sağladığını beyan ediyor. İşveren bu durumu işyeri kontrollerinde tespit ediyor ve ödemeye ilişkin kredi kartı sliplerini de mahkemeye sunuyor. Yerel mahkeme işçinin iddiaları ve işverenin savunması sonucunda davayı kısmen kabul ediyor ve işçinin mahkemeden talep ettiği; fazla mesai, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi bazı alacaklarının ödenmesi gerektiğine hükmediyor. Yerel mahkemenin davayı kabul edip işçiyi haklı bulmasının en önemli nedeni ise davada tanık olarak dinlenen işçilerin ifadeleri ve işçinin işverenin bu iddiasını reddetmemesi oluyor.

TANIKLAR DİNLENDİ

İşçinin açtığı davada tanık olarak dinlenen diğer çalışanlar; 'bu neredeyse bütün işyerlerinde yapılan bir şey' ve 'işveren ücretleri üç ay geriden ödediği için bunu yapmak zorunda kalıyoruz' şeklinde ifadeler veriyor. Bu ifadeler yerel mahkeme tarafından gerekçe olarak kabul ediliyor ve işçiye kıdem ve ihbar tazminatının ödenmesi gerektiği yönünde karar veriliyor.

GÜVEN KÖTÜYE KULLANILIYOR

Yargıtay yerel mahkeme kararının temyiz edilmesi sonrasında konuyu inceliyor ve öncelikle yerel mahkemenin tanık beyanları üzerinden ulaştığı gerekçeyi haklı bulmuyor. Yargıtay; "İşçinin işyerine yapılan nakit ödemeyi alıp kendi kredi kartıyla ödeme yapması doğruluk ve bağlılığa aykırı olup, işverenin güveninin kötüye kullanılmasıdır" değerlendirmesini yapıyor. Ayrıca Yargıtay işyerindeki başka işçilerin de bu şekilde davranmasının işçinin yaptığı yanlışın niteliğini değiştirmediğini belirterek, işçinin bu durumu inkar da etmemesi nedeniyle işverenin iddiasını açıkça ispat ettiğini vurguluyor.

TAZMİNATSIZ İŞİNDEN OLUR

İşçi; belirtilen nedenlerle açılan dava yerel mahkeme tarafından kabul edilmiş olsa da Yargıtay tarafından karar bozulunca tazminatsız olarak işinden oluyor. İşyerinde ücretlerin üç ay geriden ödenmesi başlı başına işçiye haklı nedenle fesih imkanı verirken, işçinin bu yola gitmek yerine nakit olarak ödenen tutarları cebine atarak kredi kartından çekim yapması, işverenin güveninin kötüye kullanılması olarak değerlendiriliyor. İşçi aslında haklıyken haksız duruma düşüyor ve ne yazık ki tazminatını alamadan işinden oluyor.

Akşam | Okan Güray BÜLBÜL